Bir elektrik santralini parçaladı. Tren kazasına neden oldu. | Open Subtitles | لقد مزق محطة القطار وتسبب في تحطيق القطار |
Demek bu yüzden kağıtları parçaladı. | Open Subtitles | ألهذا السبب مزق ذلك الرجل هذه الأوراق إلى أجزاء كثيرة؟ |
Hung, yeni adıyla Jimmy'nin Tommy ve küçük oğlumuz Alan gibi benimle Vietnam dilinde konuşmayı reddetmesi yüreğimi parçaladı. | Open Subtitles | هونج الأن جيمي حطم قلبي عندما رفض تحدث الفيتنامية معي كمافعلتومي,وابنناالجديدألن |
Bir güç, dışarıda bir yerde, uzayın ve zamanın sınırlarını parçaladı. | Open Subtitles | . قوة ما خارجية هناك مزقت الحد الفاصل بين المكان والزمان .. ربما من قبل في حالة |
Eteğimi parçaladı ve bacaklarımı zorla açtı içime girebilsin diye. | Open Subtitles | مزّق تنورتِي وأجبرني على فتح ساقيَّ لكي يتمكن منّي |
Son yarışta pod'umu parçaladı. Onu tamir etmek uzun sürecektir. | Open Subtitles | لقد حطّم سفينتي في السباق الأخير وستأخذ وقت طويل لإصلاحها. |
Tanımak İstemezsin zaten. Birlikte olduğumu zannettiği birinin arabasını parçaladı. | Open Subtitles | اعتقد اني كنت اواعد شخصا اخر فقام بتحطيم سيارته. |
Tavşanlar birbirini parçaladı. | Open Subtitles | وكانوا مسعورين بشكل فظيع أيضاً و مزق كل واحد فيهم الآخر |
Çadıra kadar parçaladı, sanki bir oyuncakmış gibi kar aracını devirdi. | Open Subtitles | لقد مزق الخيمة و رمى شاحنة إزالة .الثلج كأنها لو كانت دمية |
Şövalenin ayakları göğsüne yaslı vaziyetteydi, kalbini parçaladı. | Open Subtitles | لقد أصيبت ساقيها الأثتين لقد مزق صدرها القلب |
Tamam, evet, arabayı parçaladı, ama o çevredostu bir arabaydı. | Open Subtitles | حسناً ، أجل لقد حطم سيارة لكنها كانت سيارة صديقة للبيئة |
parçaladı telsizi..neden kurtarılmak istemiyor mu ? | Open Subtitles | لقد حطم المذياع لماذا هشمته ؟ ألا يريد أن يتم انقاذه؟ |
Yani katil cesedi bavula sığdırmak için parçaladı mı? | Open Subtitles | لذا فان القاتل حطم جسمه ليتناسب مع الحقيبه ؟ |
Tendomlarımı yırttı. Dizimdeki bütün kasları parçaladı. | Open Subtitles | مزقتكلقوائممستخدمي، و مزقت كل رابطة تربطني بهم |
Hepsi savaşlarda yok oldu ya da milisler parçaladı. | Open Subtitles | فقد تحطمت جميعا في الحروب او مزقت لتستعمل كحطب من قبل الميليشيا |
O kudurmuş it ceketimi parçaladı ve az daha kolumu koparacaktı. | Open Subtitles | ذلك المغفّل المجنون مزّق سترتي ومزّق ذراعي تقريبًا. |
Bayım, bu çocuk ona ait olmayan gıcır gıcır bir arabayı parçaladı. | Open Subtitles | سيدي، هذا الفتى حطّم سيارة جديدة ليست بملكٍ له |
O gençler tam 4 defa posta kutumu parçaladı. | Open Subtitles | لأربع مرات قام أولائك الاولاد بتحطيم صندوق بريدى |
Hepsini kaya delgisiyle parçaladı. Kaya delgisi nerede? | Open Subtitles | أنه من قتلها، قام بتقطيع الرخام بالمطرقة الكهربية |
Whetton onu parçaladı. | Open Subtitles | إن وايتون حطمها |
Hemen değil. İnsanlar "Rite of Spring" 'i duyduğunda, salonun dışında sandelyeleri parçaladı. | Open Subtitles | ليس بالفور، عندما الناس يسمعون "طقوس الربيع"، سوف يحطمون كراسي المسرح. |
Bazı insanlar kağıdın sadece yarısını parçaladı, böylece bir miktar delil vardı. | TED | بعض الناس قام بتمزيق نصف الورقة، لذا فقد خلفوا الدليل. |
Katil sorumluluk gerektiren bir iş yapıyorsa, belki bu kurbanı eklem yerlerinden ayırmadı düzensizce parçaladı. | Open Subtitles | لو كان الجانى مسئول ربما لم يغير وضع ضحيته لكنه بدلا من هذا مزقه اربا |
Halk saçlarını yoldu, giysilerini parçaladı. | Open Subtitles | الناس شدوا شعرهم ، مزقوا ملابسهم |