Zaman zaman küçük küçük davetler, şehrin bir parçası olduğunu hatırlatır. | Open Subtitles | مخالفة من حين لآخر تجعله يشعر أنه جزء من هذه البلده |
Onun komplonun bir parçası olduğunu anladım ve yerlerini söylemedim. | Open Subtitles | ظننتُ أنه جزء من المؤامرة لذا أخبرته، أن يتناسى الأمر |
Bilim adamları bir eko-biyolojik, sinaptik ağın parçası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يتحدث العلماء على أنها جزء من الشبكة المشبكية البيئية البيولوجية |
Hepimiz senin grubun büyük bir parçası olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | جميعنـا يعلم أنك جزء كبير مـن هذه الفرقة |
Bunu çizimlerde anlatmamışlar çünkü bunun işin bir parçası olduğunu onlar da bilmiyordu. | Open Subtitles | لم يتم وصفها في الرسومات لأنهم يعرفوا انها جزء داخلي للعملية |
Şüpheli bir şeyin daha büyük bir tehdidin parçası olduğunu varsayman lazım. | Open Subtitles | مفهوم؟ يجب عليك الشك بأي شيء على أنه جزء من التهديد المواجه. |
Kayıt dışında, onun yakın piyade eğitiminin paha biçilmez bir parçası olduğunu söylerim. | Open Subtitles | بشكل غير رسمي أود إخبارك أنه جزء قيم لتدريب المشاة |
Bunun planın bir parçası olduğunu bilmiyordum, değil mi? | Open Subtitles | لم أعلم أنه جزء من الخطة ، هل علمت أنت ؟ |
Ona bu kasabanın bir parçası olduğunu hatırlatmak gerek. | Open Subtitles | مخالفة من حين لآخر تجعله يشعر أنه جزء من هذه البلده |
Gösterinin bir parçası olduğunu söylüyor. Senin haberin var mı? | Open Subtitles | يقول أنه جزء من العرض هل تعرف شيئأَ عن هذا ؟ |
Çünkü o cihaz yardım çağrısını almadan önce saldırının bir parçası olduğunu kanıtlayacak tek şey. | Open Subtitles | لأن هذا شيء يثبت أنها جزء من مؤامرة الكمين قبل أن تقوم بإتصال الطوارئ وقتها |
Bir: Şu 20. yüzyıl ödülleri, iş dünyasının doğal bir parçası olduğunu düşündüğümüz motive ediciler, işe yarıyor ama şaşırtıcı derecede az alanda. | TED | واحد: مكافآت القرن العشرين، تلك المحفزات التي نعتقد أنها جزء طبيعي من العمل، تنجح، لكنها بكل غرابة تنتج في إطار ضيق جداً من الظروف. |
Her zaman onun önemli bir şeyin parçası olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت دائماً أنها جزء من مُخطط كبير. |
Hepsi senin hayatın doğal bir parçası olduğunu senden nefret etmememizi, senden korkmamamızı söylüyor. | Open Subtitles | جميعها تحملُ معنىً واحد، أنك جزء ،من حياةٍ طبيعية .لايجب علينا أن نكرهك، أو نخافُ منك |
Dünyanın en büyük ailesinin bir parçası olduğunu düşün. | Open Subtitles | تخيل أنك جزء من أكبر عائلة في العالم |
Sabah uyanıp bunun bir parçası olduğunu fark etmek harika bir şey. | Open Subtitles | كل الابداع الذي نراه حولنا إنه ... ساحر. من الرائع أن تستيقظ كل صباح وأن تدرك أنك جزء من هذا. |
Dee'nin yetenek yarışmasının bir parçası olduğunu söyleriz. | Open Subtitles | سخبره انها جزء من مسابقة المواهب حسنا. |
Thomas'ın yaptığı portalın Sophia'nın planının bir parçası olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترضُ أنّ البوّابةَ التي بناها (توماس) هي جزءٌ من الطريقة |
Teori, rastgele oluşan bir olayın, aslında düzenin bir parçası olduğunu matematiksel olarak tanımlıyor. | Open Subtitles | إنها دراسة الظواهر التي تبدو عشوائية لكن في الحقيقة تكون منتظمة ما يجعل منها أنتظاماً دقيقاً |
Buralarda ben her şeyi yapabilirim havanla kasıla kasıla yürürken görüyorum ve kadın bir doktor olduğun için, çözümün bir parçası olduğunu düşünüyorsun, ama değilsin. | Open Subtitles | لقد رأيتك بتصرفِك الذي يوحي بأنه يمكنكِ فعل شيئاً و بسبب انك دكتوره تظنين أنكِ جزء من الحل |
Belli bir müddet bu ailenin bir parçası olduğunu varsaydık, değil mi? | Open Subtitles | إدعينا منذ مدة بأنك جزء هذه العائلة، أليس كذلك ؟ |
Babam sürekli evin etrafında ıslık çalardı, ve ben bunun ailemizde iletişimin bir parçası olduğunu düşünürdüm. | TED | كان والدي يصفر دائما في أرجاء المنزل . فظننت أن ذلك جزء من التواصل و التخاطب في عائلتي. |