"parasının" - Traduction Turc en Arabe

    • أموال
        
    • أمواله
        
    • ماله
        
    • نقود
        
    • نقوده
        
    • اموال
        
    • مالها
        
    • ثمنها
        
    • أموالها
        
    • لمال
        
    • مالهُ
        
    • بمالها
        
    • شراؤه
        
    • من مال
        
    • نقودها
        
    Parsa'nın parasının yarısı, hükümetle anlaşmalı iki Amerikalı şirketten geliyormuş. Open Subtitles نصف أموال بارسا جائت من شركتان متعاقدتان مع الحكومه الأمريكيه
    O bir ekonomik suç, çünkü vergi verenlerin parasının yağmalanmasına karışıyoruz. TED أنها جريمة اقتصادية، لأننا نتشارك على نهب أموال دافعي الضرائب.
    Amcan, parasının tamamını sana bırakmak istiyordu ama bu durumda akrabalarının sana rahat vermeyeceğini de biliyordu. TED أراد عمك أن يترك كل أمواله لك لكنه علمَ أنهُ إذا فعل، سيجعل أقاربك يضايقونك للأبد.
    Dükün bu gece parasının karşılığını alacağından şüpheliyim. Open Subtitles أشك بأن الدوق سيحصل على ليلة تساوي أمواله لا تكوني سخيفة يا نيني
    ve sonra gidip parasının yarısı için o belgeleri imzaladın. Open Subtitles ثم ذهبت إلى هناك ووقعتَ لدخوله المشفى وقبضتَ نصف ماله
    Saat parasının bizim payımızla birkaç silah alıp, size katılmamıza ne dersiniz? Open Subtitles أهناك أي فرصة في أن تشتريا مسدّسين اضافيّين بحصتنا من نقود الساعة
    Karısı onu terk edecek, parasının yarısını alacak ve o da hapse girecekti. Open Subtitles زوجته ستتركه و تأخذ نصف نقوده و هو سوف يدخل السجن
    Katılımcı bütçe ile ilgili yapılan deneyleri düşünün. Her vatandaşın şehrin parasının nasıl harcanacağına dair karar verilmesinde karar sahibi olduğunu. TED فكر بتجارب وضع ميزانية تشاركية، حيث يتسنى للمواطنين كل يوم أن يخصصوا ويقرروا بشأن توزيع أموال المدينة.
    Devlet parasının ırk ayrımıyla ilgili veri toplamak için harcanmaması gerektiğini söylüyor. TED تقول مسودة القانون أن أموال الحكومة لا ينبغي إستخدامها لجمع المعلومات حول التميز العنصري.
    Sen de piyango parasının ucundan tırtıklayacaksın. Open Subtitles أنت ذاهب لقضاء مقطوع من أموال اليانصيب، إيه؟
    Sadece senin için geçerli değildi. Müşterilerimin parasının büyük kısmını buraya yatırıyorum. Open Subtitles أنت لم تكن الوحيدَ وَضعتُ الكثير مِنْ أموال عملائي هناك
    Dük'ün bu gece parasının karşılığını alabileceğini bilmiyorum. Open Subtitles أشك بأن الدوق سيحصل على ليلة تساوي أمواله
    Saddam Hükümeti'ni düşürürken hayatımızı riske soktuk. Neden onun parasının birazını almayalım ki? Open Subtitles لقد خاطرنا في حياتنا لنسـقط صـدام ولماذا لا نأخذ القليل من أمواله
    Hatta biri kendinizi tamamen engelliyor olmanız ve Bay Deutsch'un parasının üçte birini boşa harcadığı. Open Subtitles انا مدرك كل شئ وأحد هذه الأشياء انك تنغلق على نفسك تماما وشئ أخر ان من الواضح ان مستر دويتش ضيع ثلث ماله
    - Bence parasının karşılığını aldı. - Adamın ölmemesi gerekiyordu. Open Subtitles ـ قلتُ بإنه يستحق الحصول على ماله ـ كان من المفترض أن لا يموت
    Ali bize parasının bir bölümünü hastane yapmaya ayıracağını söyledi. Open Subtitles وقال علي لنا انه ذاهب الى استخدام جزء من ماله لبناء مستشفى.
    Şimdi hatırladım da, gişe parasının üstünü vermedin bana. Open Subtitles تذكرت للتو، لم تعيدي لي بقية نقود كشك الضرائب
    Bir ödül parasının ardından böyle sinsice gideceğini hiç düşünmezdim. Open Subtitles لم أعرفكِ يومًا تسعين خلف نقود المكافأت؟
    Kliniğin parasının fonla birlikte bir yıl içinde ikiye katlayacağını söyledi. Open Subtitles لقد قال لى ان هذا سيضاعف اموال العيادة فى سنه واحدة
    Bayan French'in parasının dağıtılmasında ne tür ayarlamalar yaptığı konusunda bilginiz var mıydı? Open Subtitles هل كنت على بينة من ترتيبات مسز فرينتش للتخلص من مالها ؟
    Araba yarı yarıya benim. parasının bir kısmını ben ödedim. Open Subtitles انها نصف سيارتي ساعدت على دفع ثمنها و يعنيني ان اخذها
    Annem parasının çoğunu dördüncü düğününde harcadı. Open Subtitles أمي أنفقت معظم أموالها على زفافها الرابع.
    Fidye parasının bende kalacağını bildiğimden Çeçenlerle özel olarak görüştüm. Open Subtitles معرفتهم بإمتلاكي لمال الفدية ـ ـ ـ ـ ـ ـ جعلني أدبر الأتصال بالشيشانيين بشكل شخصي
    Deden işte orada. Kumar makinesini başına oturmuş, kendinden geçmiş bir şekilde parasının hortumlanmasına izin veriyor. Open Subtitles ها هُوَ ذَا جدك إنه يجلس علي هذا الجهاز وهي تستنزف مالهُ بغفلةٍ
    Çünkü Alex'i önemsiyorum, ve büyüyüp parasının mesuliyetini almasına yardım etmek istiyorum. Open Subtitles (لأنني أهتم بشأن (اليكس وأنا أحاول مساعدتها في النضوج لتصبح أكثر مسؤولية بمالها
    Karakas'da tanıştığımızda, parasının yettiği tek şey buydu. Open Subtitles عندما تقابلنا في (كراكاس), كان هذا هو الشيء الوحيد الذي بإمكانه شراؤه
    Nerede olduğunu bilmediğimden pizza parasının kalanını bahşiş niyetine ustalara verdim, baba. Open Subtitles أبي، أعطيتهُم المُتبقّي من مال البيتزا كبخشيش، لأنّي لم أعلم أيَن كُنت.
    - Bana olan ilgisini kaybetmesinden korktum. Çünkü o zengindi ve sen onun parasının peşindeydin. Open Subtitles لأنها كانت ثرية و أنك كنت تسعى وراء نقودها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus