Ve ben ne yaptığını merakla gözlemlerken, incecik parmakları pijamasının üstüne doğru kayarak, düğmeleri bulmaya çalışıyordu. | TED | وحينما كنت أتساءل ما الذي يدور في رأسه، امتدت أصابعه النحيله لقميص بيجامته تتحسس الأزرار. |
parmakları kavgadan kıpkırmızıydı... ve sözlüdeki bir öğrenci gibi konuşuyordu. | Open Subtitles | أصابعه كانت حمراء من القتال وكان يتحدث كتلميد بمدرسة |
parmakları, göz açıp kapayıncaya değin üç düğüm atabilecek kadar çevikti. | Open Subtitles | كانت أصابعها دقيقه بما فيه الكفاية لربط ثلاثة عقدة في رمش |
Gözü, Christian Louboutin ayakkabasına takılmıştı ama orta parmakları ortadaydı. | Open Subtitles | أرادت أ تشتري حذاء معين لكن اصابع قدمها لم تسع |
İlk iki kurbanın bazı parmakları kayıptı, sonuncuda iki eli de aldı. | Open Subtitles | اول ضحيتين كانا يفتقدان بعض الاصابع لكن هذه المرة اخذ كلتا اليدين |
Her ayrı notaya ve bu notanın bütün özelliklerine bakıyoruz: ne kadar sert çalınmış, nasıl bastırılmış, ve parmakları nasıl hareket ettiriyorsunuz. | TED | و نفحص كل نوتة, و كل الخصائص لتلك النوتات: بأى قدر من القوة تم النقر و كيفية الإستغراق أثناء الضغط, و كيف تحرك أصابعك. |
Önkollarının parmakları arasında gerilerek uzanıp, arka bacaklarının dibine kadar devam eder. | Open Subtitles | والتي تمتد من أصابعهم الطويلة على مفاصلهم الأمامية حتى نهاية مفاصلهم الخلفية |
Delacroix'yi revire götür, parmakları kırıImış mı bir bak. | Open Subtitles | دين ؟ خذ ديلاكوا إلى المستشفى. لترى إن كانت أصابعه كسرت أم لا. |
Pençe gibi ince parmakları arasında kanyak tutar ve açgözlü, ruhsuz suratında pişmiş kelle gibi bir sırıtış vardır. | Open Subtitles | والذي يمسك بكأس من البراندي في أصابعه التي كالمخالب وجشعه اللامحدود |
Bu adamın parmakları her yerde. Silah kaçakçılığı, gangsterlik, beyaz kadın ticareti. | Open Subtitles | الرجل تمتد أصابعه في كل مكان الأسلحة ، الإبتزاز ، الدعارة |
Bağımlı olduğunu zaten biliyoruz uyuşturucu hazırlarken, parmaklarını yaktığını düşünüyorum sonra da parmakları sargıdayken, kapıyı maymuncukla açıp, gitarı çaldı. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه مدمن مخدرات لذا , أعتقد بأنه كان يقوم بصنع المخدّر الخاص به و قد أحرق أصابعه و قد كانت الضمادات على يده |
Sen görmezden geliyorsun, onun parmakları bayram yapıyor. | Open Subtitles | أنت تغض نظرك وهو يسعد نفسه بحركة أصابعه. |
En önemli aracı olan parmakları için şükredip dua ederken kendini hazırlıyor. | TED | تجهز نفسها بالصلاة مشيدة بأداتها الأكثر أهمية، أصابعها. |
Dünyanın her yerine uzanan parmakları olan dev bir el gibi. | Open Subtitles | إنها مثل يد عملاقة تلتف أصابعها حول العالم |
Bütün gün o inekleri sağıyor, parmakları aşağı ve yukarı gidip geliyor, aşağı ve yukarı, aşağı ve yukarı. | Open Subtitles | ..إنها تحلب تلك الأبقار طوال اليوم مستخدمة أصابعها نزولا وصعودا ونزولا وصعودا ، ونزولا وصعودا |
Siz devam edin. parmakları doğrultmayı unutmayın. | Open Subtitles | حسنا استمروا في التمرين تذكروا اصابع قدميكم |
parmakları kullanmanın diğer avantajı, 10 taneler. | TED | وايضاً فائدة اخرى لاستخدام الاصابع بالطبع ان لديك عشرا منها |
Ayak parmakları söğüt kadar esnek olmalıdır | Open Subtitles | أصابعك يجب أن تكون مرنة مثل أوراق الصفصاف |
Ama... parmakları... plastik yağmurluktan kaydı... çünkü yağmurluk çok kaypaktı. | Open Subtitles | لَكنَّهم أصابعهم إنزلقتْ مِنْ البلاستك الذي في المعطف المطري |
Bunlar Beş Noktanın parmakları gözlerimi kapattığımda bir yumruk haline geliyorlar. | Open Subtitles | إن النقاط الخمس هى بمثابة اصبع عندما اغلق يدى تصبح كالقبضة عليه |
Rüyalarında, ayak parmakları yeri öperek dönüyor ve dönüyordu. | TED | في أحلامه، يصول ويجول وأصابع أقدامه تقبل الأرض. |
O yüzden dedim ki, "Öyle çünkü onun ayak parmakları yok." | Open Subtitles | : لذا قلت ليس لديه أصابع قدم ، فهذا هو السبب |
Yaratıcılık : tüm parmakları bir düğüme yerleştirmek için yaratıcılığınızı kullandınız, | TED | الإبداع: يطلّب الأمر إبداعا لربط جميع الأصابع في العقدة. |
Siyah parmakları kapanıp açılıyor, sanki "Buraya gel" diyorlar. | Open Subtitles | بأصابعه السوادء و كأنها تقول لي أنت، تعال إلى هنا |
Orada parmakları organik zeytinyağına batırıyorlarmış. | Open Subtitles | الذي يقومون بغمس اصابعك في زيت زيتون عضوي |
parmakları hala yerinde ama dikiş atılması gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً , يبدو ان اصابعها بخير .. لكن والدتكك تحتاج لخياطة |
Bugünlerde, 10 saat içinde hastaneye ulaşırsan parmakları bir güzel dikebiliyorlar. | Open Subtitles | فى الوقت الحاضر .. اذا ذهبت الى المستشفى خلال 10 ساعات هم يُمْكِنُ أَنْ يُعيدوا ربط الأصابعَ بعناية |