Bayan, sizi korkutmak istemem ama bu adam istese ayak parmaklarıyla kafanızı bir ceviz gibi kırabilir. | Open Subtitles | لا تقلقي , ياامي إذا أراد هذا الرجل يمكنه أن يسحق رأسك بين أصابع قدميه كحبة جوزهند صغيرة جدا لكنه لن يفعل |
parmaklarıyla saçını kaşıdı sadece. Teknik olarak, saçlarını sallamadı. | Open Subtitles | أصابع , هذه أصابع في الشعر تقنياً هذا ليس هزاً |
Sonra yüzüne su çarpar ve parmaklarıyla yanaklarına hafifçe vurur. | Open Subtitles | و تقوم برشه على وجهها و تربت خديها بأطراف أصابعها |
O pamuk gibi parmaklarıyla dokunduğu her yer ooov'luyor. | Open Subtitles | كل عضلة لمستها كانت تئزّ، تحت أصابعها الناعمة الحريرية |
Katıksız dehşet, buzdan parmaklarıyla yüreklerini sıkıştırmakta. | Open Subtitles | مستمسكين بالإرهاب المطلق وبشدة قلوبهم بأصابعهم متجمدة |
"Bu lanet adamlar on parmaklarıyla ne yapmaları gerektiğini bilmez... | Open Subtitles | لم يعرف أولئك الملاعين ما يفعلون بأصابعهم العشرة |
beyinleri makarna gibi ortalığa dağılıyordu ufacık bebek parmaklarıyla dolu küçük ayaklar... yollarda duruyordu. | Open Subtitles | أمخاخهم تخرج من رؤوسهم كالمكرونة أقدام صغير وأصابع صغيرة متبعثرة وموجودة على الطريق |
- Ayak parmaklarıyla yemek yapan biri mi? | Open Subtitles | ما الأمر؟ أهي تطهو الإفطار بأصابع قدميها أو ما شابه؟ |
Kendileri, bu şahıs sanık sandalyesinde otururken parmaklarıyla onu gösteremezler. | Open Subtitles | ولكنهم لا يستطيعون النهوض حتى يوجهوا أصابع الإتهام بإتجاه القفص الزجاجي |
Doğru, dudakları yoktur ama uzun manyak parmaklarıyla neler yaparlar. | Open Subtitles | صحيح أنهم لا يملكون شفتين، لكن لديهم حقاً أصابع جنونية طويلة. |
Arkama baktım ve parmaklarıyla dudaklarını kapatmış.... ...mikser gibi titreyen Lilith'i gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ ليليث، أصابع ضَغطتْ ضدّ شفاهها، جسم الذي يَهْزُّ مثل a خلاطة طلاءِ. |
Bu da her bir milyonda 3000 hata demek. Bana bir iyilik yap ve Salazar'ın diğer parmaklarıyla tekrar kontrol et. | Open Subtitles | وهذا يعني 3 آلاف خطأ كل مليون بحث - هلاّ خدمتني بإعادة فحصها مقابل بصمة أصابع هوارد الأخرى - |
parmaklarıyla hesap yapmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | حسبت وأعادت حساب أشياء صعبة بإستخدام أصابعها. |
parmaklarıyla saniyede sekiz kez ağaca vuruyor ve içeride bir boşluk olduğu manasına gelen sesin tınısındaki en ufak değişimleri dinliyor. | Open Subtitles | تنقر أصابعها على الخشب حتّى ثمان مرات في الثانية، وتتنصّت للتّغير الضئيل في الرنين، الذي يُشير إلى رقعة فارغة في الداخل. |
parmaklarıyla göstermedi ama yapmak istediği hareketi gözlerinden anladım. | Open Subtitles | لم تستخدم أصابعها ولكن عيناها كانت تتحداني |
O bodur parmaklarıyla bu işe karıştığı çok belli. | Open Subtitles | آثار أصابعها القصيرة والبدينة موجودة في كل كلمة |
Beni insan olarak görürlerse küçük parmaklarıyla paramparça ederler. | Open Subtitles | إنهم يرونني كإنسانة سيمزِّقوني بأصابعهم الصغيرة القذِرة |
parmaklarıyla görüyor, ...odayı tarıyor. | Open Subtitles | تم إنماؤهم و تطعيمهم، لم يولدوا إنهم يرون بأصابعهم في الواقع |
Burnunda kirazla ve 10 büyük şişman ayak parmaklarıyla... | Open Subtitles | مع كرزة على أنفه وأصابع قدمه الـ10 البدينة |
Hala Morristown'daki erkek arkadaşının, altı yaşında el ve ayak parmaklarıyla, sana ne yapacağını söylediği, ses kaydını saklıyorsun. | Open Subtitles | لا يزال لديك البالغ من العمر ست سنوات البريد الصوتي حفظ من صديقها في موريستاون واصفا ما سيفعله لك مع أصابعه وأصابع القدم، و وأنا لا أستطيع أن أصدق |
Haydi, Ayak parmaklarıyla "Aileler arası kan davası" oynuyor! | Open Subtitles | أنها تلعب لعبة العداء العائلي بأصابع قدمها |
Hey, ona parmaklarıyla işaret etmemesinin söyle. | Open Subtitles | هيه.. قل له ان لايشير بإصبعه اخرجواا |