"pek bir şey" - Traduction Turc en Arabe

    • هناك الكثير
        
    • ليس الكثير
        
    • هنالك الكثير
        
    • شيء كثير
        
    • الكثير في
        
    • ليس كثيراً
        
    • على الكثير
        
    • ليس لدي الكثير
        
    • ما يستحقّ الذكر
        
    • شيء من ذلك بكثير
        
    • شيء يذكر
        
    • يعرفون الكثير
        
    • يعد ذلك مهماً
        
    • أحظَ بالكثير
        
    • بالشيء الكثير
        
    Görecek pek bir şey yok ama yapısal olarak sağlam. Open Subtitles ليس هناك الكثير لنرى, ولكن يبدو سليما من الناحية الهيكلية.
    pek bir şey yok, tarayıcı geçmişi sıradan sosyal medya siteleri ile dolu. Open Subtitles ليس هناك الكثير هنا عدا بعض مواقع التواصل الإجتماعي التي تملأ تاريخ متصفِّحه
    pek bir şey bilmiyorum ama ettiği yardım sonrası ona güveniyorum. Open Subtitles ليس الكثير ولكن بعد ما فعلته اليوم , اطمئننت اليها كثيرا
    Ama biraz yardım iyi olurdu. Yapabileceğim pek bir şey yok. Open Subtitles ليس هنالك الكثير مما يُمكنني فعله الفيدراليين يتولون الأمر
    Bir keresinde benimle flört etmişti, kendisine dokunmama izin verdi. pek bir şey yok diyebilirim! Open Subtitles فقد غازلني مرّة وسمح لي بلمسه، ما عنده شيء كثير
    Bu harika. Gerçi, bir çocuk üç ayda pek bir şey öğrenemez. Open Subtitles يبدو عظيماً، برغم أن الطفل لا يتعلم الكثير في ثلاثة أشهر فقط
    Cep telefonunu ya da bilgisayarını kullanmayacaksan pek bir şey sayılmaz. Open Subtitles ليس كثيراً عدا لو كنتِ تريدين إستخدام حاسوب أو هاتف خليوي
    Uyanıp pervasız ve aptal gibi görünmeden söyleyebileceğim pek bir şey yok İngiliz. Open Subtitles ليس هناك الكثير أستطيع قوله دون أن أبدوا سخيف أو أحمق يا إنكليزية
    Yıldızları izleyerek düşüneyim demiştim ama bu gece bakacak pek bir şey yok. Open Subtitles خرجت للنظر في النجوم والتفكير، ولكن ليس هناك الكثير للنظر اليه هذه الليلة
    Tarihimizin çoğunda duyusal karışıklığa sebep olabilecek pek bir şey yoktu, zehirler hariç. TED لم يكن هناك الكثير الذي من شأنه أن يسبب هذا النوع من التداخل الحسي ما عدا السموم.
    Colorado'ya olan sevgimizden sushi sevgimize kadar üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu. TED من حبنا لـكولورادو إلى حبنا للسوشي، لم يكن هناك الكثير الذي لا نتفق عليه.
    Pekala, üst taraflarda pek bir şey olmuyor bakalım aşağıda neler oluyor. Open Subtitles ليس هناك الكثير من الصعود، لكن الهبوط هو ما يُحسب.
    Beyin hücrelerine kadar sileceksin, ve pek bir şey kalmadı. Open Subtitles أنت تمسحُ خلايا الدماغ ، وليس هناك الكثير لتُبقيه
    pek bir şey değil. Bu filoyu emekli ettiklerini biliyor musun? Open Subtitles ليس الكثير بعد هل تعلمين أنهم سيتخلصون من هذا الأسطول ؟
    pek bir şey değil. Bu filoyu emekli ettiklerini biliyor musun? Open Subtitles ليس الكثير بعد هل تعلمين أنهم سيتخلصون من هذا الأسطول ؟
    Hiç, pek bir şey olmadı. Daha yeni tanıştık zaten. Open Subtitles حسنا، أنتِ تعرفين، ليس الكثير تقابلنا فقط
    Şuna baksana Ian, artık elimizden pek bir şey gelmez. Open Subtitles "إيان" إنظر إليه! ليس هنالك الكثير بإمكاننا فعله
    Bu konuda yapabileceğim pek bir şey yoktu. Open Subtitles لا يوجد شيء كثير أستطيع عمله حيال ذلك
    Polis bu kez pek bir şey söylemiyor. Open Subtitles على الأقل الشرطة لا تَقول الكثير في هذا الوقت
    Ayrıca, bir sürü vidyo kaseti kiraladım. Başka da pek bir şey yapmadım. Open Subtitles أستأجرت أيضا الكثير من الأفلام ليس كثيراً جداً
    pek bir şey çıkmadı. Open Subtitles لم أحصل على الكثير ربما حصلت على أكثر من اللازم
    Aslında pek bir şey yok. Open Subtitles ليس لدي الكثير, قال الشهود بأنهم شاهدوا شخصاً من الشرق الأوسط
    - Söyleyecek pek bir şey yok, Bob. Open Subtitles -لا يُوجد ما يستحقّ الذكر يا (بوب ).
    pek bir şey yok. 4 gündür Delhi'deki Dışişleri Bakanlığına ulaşmaya çalışıyoruz. Open Subtitles لا شيء من ذلك بكثير. كنا نحاول أن وصول إلى وزارة الشؤون الخارجية... ... في دلهي لمدة أربعة أيام، ولكن لم ينجحوا في.
    pek bir şey bulamadılar, arabası da ortalarda yoktu. Open Subtitles ، لم يجدوا أي شيء يذكر . ولكن سيارته لم تكن هناك
    Matilda'nın Phiz'deki iş arkadaşları onun hakkında pek bir şey bilmiyor. Open Subtitles زملاء (ماتيلدا) في (فيز) لمْ يكونوا يعرفون الكثير عنها.
    pek bir şey değişmiyor. Open Subtitles لم يعد ذلك مهماً.
    Beyler, şu kısa ve sefil hayatımda bana pek bir şey verilmedi ama Scrum'ın, muhteşem bir denizkızını öptüğünü herkesin öğrenmesini istiyorum! Open Subtitles يارفاق، لم أحظَ بالكثير في حياتي التعيسةالقصيرة،تلكهيالحقيقة، لكن أقسم أنهم سيقولون أنّ (سكرم) قبّل حورية فاتنة
    Çiftliğin satılması gerek. Ve pek bir şey kazandırmayacak. Open Subtitles المزرعة يجب أن تنتهي ولن تعود بالشيء الكثير

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus