| Ayrıca 3000 kadar Penguen yavrusu kurtarıldı ve elde büyütüldü. | TED | إضافة إلى حوالي 3000 من صغار البطريق تم إنقاذها وتربيتها |
| hayal edin, bir adadasınız, penguenleri görmeyi umut ediyorsunuz Ve bir El Nino olayının tam ortasındasınız Ve hiç Penguen yok. | TED | و يمكنكم ان تتصوروا أن تكونوا على جزيرة تأملون رؤية طيور البطريق في نفس وقت حدوث إل نينو و لا تجدونها |
| Ve sonunda biz burda 9 yılımızı hükümeti petrole bulanmış pek çok Penguen olduğuna ikna etmeye çalışarak geçirdik. | TED | وبذلك انتهى بنا المطاف نقضي تسع سنوات في إقناع الحكومة بموضوع وجود الكثير من طيور البطريق الغارقة في النفط |
| Kaldı ki Penguen sevimli olduğunu bilmiyor. Leopar foku da büyük ve canavar vari olduğunu bilmiyor. | TED | ثم ان البطاريق لا تعلم انها لطيفة وفهود البحر لا تعلم انها بافتراس البطاريق تبدو وحوشاً |
| Evet. Ondan sonra da Bob Dole'la evlenip, Guam'da Penguen yetiştireceğim. | Open Subtitles | صحيح , وبعدها سأتزوج من بوب دول وأربي بطاريق في غوام |
| Penguen "hayır, hayır! Yemin ederim dondurma bu. Sadece dondurma" demiş. | Open Subtitles | فقال البطريق كلا أقسم أن هذا آيس كريم , هل فهمت؟ |
| Buraya geldiğim günden beri Penguen'e karşı bir dava oluşturmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد حاولنا تكوين قضية ضد البطريق منذ أن جئت أنا هنا |
| Bizde penguenlerin içinde bulunduğu bu zor duruma odaklanmak için küresel bir Penguen derneği kurduk. | TED | و لذا بدأنا في انشاء مجتمع عالمي لطيور البطريق لمحاولة التركيز على المحنة الحقيقة التي يواجهونها |
| ama gerçekte Arjantina’ya gittiğimizde, çok sık olarak tamamen petrole bulanmış pek çok Penguen bulduk. | TED | و لكن في الحقيقة حين ذهبنا إلى الأرجنتين وجدنا أن اغلب طيور البطريق مغطاة تماماً بالنفط |
| Arjantina’da petrole bulanmış Penguen bulamazsınız, | TED | لا يمكنكم إيجاد طيور البطريق الغارقة في النفط في الأرجنتين |
| işte şimdi burada gördüğümüz gibi çok daha az Penguen petrole bulanmış. | TED | و لذا مانراه الآن القليل من طيور البطريق المغطاة بالنفط |
| - Zoka balık demek, balık da Penguen. | Open Subtitles | هل تعني، حيث هناك سمكة، يمكن أن يكون هناك البطريق. ولكن مهلا. |
| Umarım ne yaptığını biliyorsundur, Penguen. | Open Subtitles | آمل بالتأكيد أنت تعرف ما تقومون به، البطريق. |
| Penguen, nükleer öncesi bir denizaltının komutasında! | Open Subtitles | البطريق في قيادة حساب الأموال التشغيلية غواصة السابقة للذرة. |
| Penguen, Batman'in işini bitirdi. | Open Subtitles | أنت مجنون، بغموض. البطريق النهائي باتمان الآن. |
| Filtre edilmiş Penguen gazımdan hala biraz var. | Open Subtitles | وهناك لا تزال باقية آثار بلدي الغاز البطريق تصفيتها ناعما. |
| Zaten ona Penguen dedin. Yani ödeştiniz. Haydi Vasco. | Open Subtitles | إضافةً إلى, دعوته البطريق الآن أنت متساوي |
| New England Akvaryumu'nda Penguen bakıcısıydım. | TED | مختصة برعاية البطاريق في حوض سمك في نيو إنجلاند |
| Ve tam olarak 11 yıl önce dün, Penguen ofisindeki telefonum çaldı. | TED | وقبل 11 عام بالضبط رن جرس الهاتف في مكتب رعاية البطاريق |
| Kutup ayıları vardır. Sen bir Penguen manyağısın, değil mi? | Open Subtitles | ليس هناك بطاريق في القطب الشمالي انه قطب دببه فقط |
| Güney Kutbu iyiymiş diye duyan Kuzey Kutbu'ndaki bir Penguen gibi. | Open Subtitles | مثلاً أن تكون بطريقاً بالقطب الشمالي، وتسمع أن القطب الجنوبي جميل في هذا الموسم |
| Penguen yakalamanın tek yolu arkadan saldırmak. Ve penguenler de bunun gayet farkında. | Open Subtitles | الطريقة الآمنة الوحيدة للامَسْاك بالبطريق هي مِنْ الخلف، والبطاريق تدرك ذلك جيدا. |
| Özetlerin haftaya Penguen'e verilmesi lazım. | Open Subtitles | انا (جين (اعلم انك تعلم عن الصفحات المستحقة لـ(بنجين هذا الاسبوع |
| Benim bayan Penguen olarak görevim penguenleri korumak adına toplumu bilinçlendirmek ve maddi kaynak oluşturabilmektir. | TED | فمهمتي كراعية للبطاريق هي التوعية وجمع التبرعات لحماية البطاريق |
| Ve çok geçmeden 20.000 Penguen bu zehirli petrol ile kaplanmıştı. | TED | وبعدها بقليل غرق حوالي 20،000 بطريق تحت النفط السام |
| Her yaz 40 milyondan fazla Penguen beslenmek için Güney Okyanusu'na gider. | Open Subtitles | ،في كل صيف ينطلق ما يربو على 40 مليون بطريقٍ إلى المحيط الجنوبي طلباً للطعام |
| Bu esnada Penguen İngiltere'nin mektubunu aldım. | TED | إلا أن وصلتني رسالة من بينغوين المملكة المتحدة. |
| Hayır, onu Penguen'e götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | كلا، لا يمكنني من المفترض أن أخذ هذه للبطريق |
| Şapkasız şarkı söyleyemeyen ufak bir Penguen için bi yer var mıydı ? | Open Subtitles | هناك مكان صغير ...لبطريق مثله بدون اغنية القلب |
| Penguen gibi adamların peşine düşmek için bütün gücümüzü kullanmamız gerektiğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أننا بحاجة لإستخدام كل طريقة لدينا للسعي وراء أشخاص كالبطريق |
| Çıkınca onu ziyaret edeceğin konusunda Penguen'e söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدت انك ستزور بيجين في اليوم الذي ستخرج فيه |
| Örneğin mitolojik ağırlığıyla bir Penguen şeklinde olabilir, ya da iguana şeklinde. | Open Subtitles | انها كبطريق متصل بالبطاريق للحصول على الامتاع الخيالي أو هي .. |