Haberin olsun, bu Ed şerefsizinin eskiden pişirdiği her şeyden çok daha iyi. | Open Subtitles | انا اخبرك ،هذا افضل بكثير من اي شيء طبخه ايد |
İnsanların geldiği ve şefin içinden ne gelirse onu pişirdiği yerlerden biri. | Open Subtitles | انها واحدة من تلك الأماكن التي يأتي الناس اليه وهو فقط يطبخ اي شيىء شعر به |
Baban pişirmemen gereken şeyler pişirdiği içindir. | Open Subtitles | على الأرجح والدك يطبخ شيئاً لا يريدك أن تحصلي عليه |
Ama bir Yahudi yemek pişirdiği zaman, çok fazla pişirir. | Open Subtitles | عندما يطبخ اليهود، دومًا يكون مفرطًا. |
Bayanlar ve baylar, muhtemelen çoğunuz onunla işi pişirdiği için, tanıtmama hiç gerek olmayan bir adamı size tanıtmak istiyorum. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي أود أن أقدم لكم الرجل الذي لا يحتاج إلى تقديم ربما لأن أغلبكم قام بمعاضرته |
Bayanlar ve baylar, muhtemelen çoğunuz onunla işi pişirdiği için, tanıtmama hiç gerek olmayan bir adamı size tanıtmak istiyorum. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي أود أن أقدم لكم الرجل الذي لا يحتاج إلى تقديم ربما لأن أغلبكم قام بمعاضرته |
Yani, Ledoux'nun pişirdiği yeri öğrendiniz ve Cohle her neredeyse, geri döndü. | Open Subtitles | .. إذاً ، وصلتكما معلومة (عن المكان الذي يطبخ فيه (ليدو وعاد (كول) من حيث كان .. أينما كان ذلك المكان |