Planlamadığım şey ise... közlerin üzerindeyken yönünüzü değiştirmenin ne kadar zor olduğuydu. | Open Subtitles | ما لم أخطط له كان مدى صعوبة تغيير الإتجاه على الفحم الحجري |
Planlamadığım tek şey işte yeni dostlarımın güneyli konukseverliğiydi. | Open Subtitles | ما لم أخطط له كان الكرم الجنوبي من أصدقائي الجدد |
Hiç Planlamadığım bir şey oldu hatta hiç ama hiç düşünmediğim bir şey. | Open Subtitles | إذاً، أظن إنه شيئاً لم أكن .. أخطط له أو حتى سبق وأن فكرتُ فيه. |
Bana gülüp şişman bir ev kadını olacağımı ve Planlamadığım bir hayat yaşayacağımı söylediler. | Open Subtitles | وسخروا مني وقالوا أنه سينتهي بي الأمر كربة بيت سمينة أعيش الحياة التي لم أخطط لها |
Adam, Catco'yu kurarken Planlamadığım bir olaydı. | Open Subtitles | آدم) كان واحد من هذة الأشياء) التي لم أخطط لها (عندما بنيت شركة (كاتكو |
Planlıyorum, ama Planlamadığım tek şey gidip depolarına göz gezdirmekti. | Open Subtitles | -أخطط لذلك لكن الشيء الوحيد الذي لا أخطط له هو التلصص داخل مستودعاته |