"potansiyeline" - Traduction Turc en Arabe

    • إمكانية
        
    • الإمكانية
        
    • قدراتك
        
    • قدراته
        
    • إمكانات
        
    • إمكانياتها
        
    • إمكانيتك
        
    • إمكانياتك
        
    Duyarsızlıktan kurtulmanın potansiyeline sahibiz. TED لدينا إمكانية التخلص من حالة اللامبالاة.
    Ekonomik, basit, düşük üretim maliyetine ve kitlenin ilgisini çekme potansiyeline sahip. Open Subtitles انها تحمل الاقتصاد، والبساطة، والتكلفة النتاجية المنخفضة إمكانية الجذب الجماهيرية
    Çekirdekte 146 tepe aktör var ve bunlar kolektif olarak uluslararası şirketlerin değerlerinin %40'ını kontrol etme potansiyeline sahip. TED يوجد 146 لاعب كبير في اللب، وهم سوياً لديهم الإمكانية للتحكم بشكل جماعي في 40% من قيمة الشركات الانتقالية.
    Sadece zihninin huzura ermesini ve insan olarak tam potansiyeline erişmeni istiyorum. Open Subtitles باستثناء أن يكون عقلك في سلام وأن تصلي الى جميع قدراتك كأنسانه
    Ben hiç potansiyeline uygun yaşayamayan orta yaşlı bir adamım. Open Subtitles أنا مجرد رجل في منتصف عمره لم يرتق أبدًا إلى قدراته.
    Bence Beckshire'da senin potansiyeline uygun birisini bulacaksın. Open Subtitles اعتقد انكِ ستجدين المقعد وسيكون حقا مناسبة لكِ وما لديكِ من إمكانات.
    Ne yapabileceğini gördünüz. Daha potansiyeline ulaşmadı bile. Open Subtitles لقد رأيت ماهي قدرتها هي حتى لم تصل إلى إمكانياتها
    - Hayır. Senin daha iyi biri olmana ve potansiyeline varmana yardım etmek için. Open Subtitles لا، لمساعدة على أن تصبح رجل أفضل لإنجاز إمكانيتك
    Mercan resiflerinde, yeryüzündeki diğer çevrelere göre, daha önemli ilaçlar bulma potansiyeline sahip olabiliriz. Open Subtitles نحن لربّما عندنا إمكانية عظيمة لإيجاد الأدوية الجديدة على الشقوق المرجانية من أيّ بيئة أخرى على الأرض
    Her türde erkek büyüklük potansiyeline sahiptir. Open Subtitles الذي تملكه عاهرتك بين يديها، يا أخي أنصت، الذكور لديهم إمكانية للعظمة
    Şey, tepedeki 737 hissedar, Uluslararası Şirket değerlerinin %80'ini kolektif olarak kontrol etme potansiyeline sahipti. TED حسناً، يتضح أن أكبر المساهمين البالغ عددهم 737 لديهم إمكانية السيطرة بشكل جماعي على 80% من قيمة الشركات الإنتقالية.
    Bu döndürme tekniği, proteinleri kaplamak konusunda diğer metodlardan daha kolay, daha ucuz ve daha hızlı bir metod olma potansiyeline sahip. Böylece yeni ilaçların insanlar için daha hızlı ulaşılabilir hale TED تقنية التدوير هذه لها إمكانية أن تصبح طريقة أسهل وأرخص وأسرع من باقي الطرق لإعادة ترتيب البروتينات لذا يمكنها عمل أدوية جديدة متوافرة للكثير من الناس بشكل أسرع
    Bu sadece totaliter rejimlerde olabilen bir şeymiş gibi görünebilir; ama Orwell demokratik toplumlarda bile bunun olabilmesi potansiyeline karşı bizi uyarıyordu. TED هذا يشبه الى حد كبير ما يحدث فى الأنظمة الشمولية، ولكن ما حاول أورويل التحذير منه هو إمكانية حدوث ذلك حتى فى المجتمعات الديمقراطية.
    Biz bu yerleşkede en iyi ev olma potansiyeline sahibiz. Open Subtitles تعرف، عندنا الإمكانية لكي يكون أفضل بيت على هذا الحرم الجامعي.
    Steroid kullanmamamın baş sebebi onun zihnime, onlara ihtiyacım olmadığını, bu genç yaşta istediğim kadar güçlü olma potansiyeline sahip olduğumu işlemiş olmasıdır Open Subtitles السبب الرئيسي لعدم تعاطيي السترويد لأني على قناعة تامة أني لا أحتاجه لأني لدي الإمكانية كوني في سن المراهقة لأصبح أقوى ما أستطيع
    Hâlâ potansiyeline inandığım için hayattasın. Open Subtitles أنت على قيد الحياة بسبب أعتقد في قدراتك.
    Tam ve gerçek potansiyeline ulaşmayı hak ediyorsun. Open Subtitles أنت تستحق أن تدرك كامل قدراتك الحقيقية.
    Seni potansiyeline göre yetiştirememiş anlaşılan. Open Subtitles تذكر، هو لم يرتقي إلى قدراته أبداً تلك المرة
    Burada, herkes onun yüksek potansiyeline erişebilmesi için cesaretlendirilir. Open Subtitles هنا، وشجع الجميع للوصول إلى أعلى إمكانات له أو لها.
    Yeteneğin tam potansiyeline ulaşamamasıyla ilgili. Open Subtitles إنها الكفاءة ، لا تصل إلى كامل إمكانياتها
    "Kişi gerçek potansiyeline ulaşmak için her şeyiyle dövüşüp her ne koşulda olursa olsun kendisini zapt etmemelidir." Open Subtitles للوصول إلى إمكانيتك الحقيقية تحتاج لوضع كل شيء في المعركة ولا تتراجع تحت أي ظرف
    Söylemek istediğim; ben belli bir hayat tarzına alışmış bir insanım ve sen de kendi potansiyeline erişirsen- Open Subtitles كل ما أقوله هو أنني أصبحت معتادة على نوع معين من الحياة ولو أنك فقط تبذل جهدا بقدر إمكانياتك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus