| Lanet yardımcı Prodüktör bizzat benim, mirasyedi bebek. | Open Subtitles | أنا المنتج التنفيذي بعينه، يا صندوق الإئتمان |
| Prodüktör, bir şeyler yazarsam işi alabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | المنتج قال أنني قد أحصل على وظيفة في فريق الكتابة الخاص بهم |
| Üst katta emekli bir Prodüktör kadın oturuyor. | Open Subtitles | إنّ الإمرأةَ في الطابق علوي هي المنتج المتقاعد. |
| Sonradan Prodüktör olan Yahudi pantolon tüccarlarının değil. | Open Subtitles | ليس لبائع السراويل اليدشى الذى تحول إلى منتج |
| - Senin Prodüktör olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | أنا لست حمقاء. كنت أعرف أنك لم تكن منتج. |
| Evet, tabii, hepsi ya Prodüktör olduğunu söyler ya da şeyh. | Open Subtitles | نعم، حسناً، جميعهم يقولون أنهم منتجين أو شيوخ |
| Büyük bir Prodüktör bütün hayallerini gerçekleştirmek mi istiyor? | Open Subtitles | إذا منتجة موسيقية ضخمة ترغب في تحقيق كل أحلامك؟ |
| Sen ne anlarsın mini Prodüktör? | Open Subtitles | وما أدراك أنت أيها المنتج القزم؟ |
| Prodüktör ile yatıyorsan alacağın budur. | Open Subtitles | أنه ما تحصل عليه عندما تغوي المنتج. |
| ""Prodüktör"". siz onun sırtını kaşırsanız, o da sizinkini kaşır. | Open Subtitles | (المنتج (جيري إذا فزت عليه مره سيفوز عليك في الأخرى |
| - Prodüktör sen olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون المنتج |
| Prodüktör Min ile Profesör Hwang dün yurtdışına çıktılar. | Open Subtitles | لقد غادر المنتج (مين) و الأستاذ (هوانغ) بالأمس |
| Beni Yönetmen Bob ya da Prodüktör Bob Singer olarak görmediniz. | Open Subtitles | لأنكم لا تُعاملاني على أنني "المُخرج (بوب)" أو "المنتج المنفذ لشخصية (بوب سينغر)" |
| Oscar'lı bir Prodüktör. | Open Subtitles | المنتج الفائز بجائزة الأوسكر |
| Yanımda Prodüktör Hugo Posh var. | Open Subtitles | أنا هنا مع هيوجو بوش منتج تعليم الراشدين |
| Yanımda Prodüktör Hugo Posh var. | Open Subtitles | أنا هنا مع هيوجو بوش منتج تعليم الراشدين |
| Asıl terim yardımcı Prodüktör. | Open Subtitles | مرشد فني؟ منتج مساعد سيكون هو المصطلح الفعلي |
| Kızıl bir Prodüktör bu ülkenin boka battığının göstergesidir. | Open Subtitles | .. منتج فني شيوعي لا عجب في أنَّ هذه البلد في انحدار |
| Öyle olmak zorunda, tüm öğleden sonramı Bumsen yaparak geçirdim çılgınlar gibi yaşlı bir Prodüktör, benimle kontrat yapacak. | Open Subtitles | حسنا, يجب علي ذلك لقد قضيت بعد الظهر بأكمله في "النكاح" مع منتج قبيح كبير في السن وعدني أن يقدم لي عقد عمل |
| Aynı zamanda Prodüktör olduğu için senin yazılarınla çok ilgilendi. | Open Subtitles | - لأنه ذكي. وهو منتج أيضا، وتوليه لهذه المادة. |
| Kızgınlar çünkü bilmeleri gereken başka bir Prodüktör var mı meraktalar. | Open Subtitles | حسناً،إنهم غاضبون يريدون أن يعرفوا إن كان هناك منتجين منفذين آخرين عليهم العِلم بشأنهم |
| Bence, gerçekten İyi bir Prodüktör olacak. | Open Subtitles | ستكون منتجة جيدة برأي. |