Sorun değil. rüzgarda ses yapan kepenk hala ses yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | لا بأس، لا يزال هناك هذا المصراع الذي يصدر صريراً مع الرياح. |
rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey. | Open Subtitles | تبدو مثل الستائر مع بعض الزهور الحمراء التي تتطاير مع الرياح |
rüzgarda o tatlı kahkahanı duydum ve saçına takmayı sevdiğin çiçeklerin kokusunu aldım. | Open Subtitles | أسمع ضحكاتكِ الجميلة في الرياح وأشم الزهور التي كنتِ تحبين وضعها على شعركِ |
Tamam, bu yüzden var Iki buçuk milyar doları rüzgarda yüzen. | Open Subtitles | حسنا، حصلنا على اثنين ونصف مليار دولار عائم في مهب الريح. |
Çoğu insan boşluk veya açık mavi gökyüzü ya da bazen rüzgarda dans eden ağaçları düşünüyor. | TED | يعتقدُ معظم الناس إما مساحة فارغة أو سماء زرقاء صافية أو في بعض الأحيان، أشجار ترقص مع الريح. |
Yüksek deri çizmeleri, poturları, eski deri bir ceketi, muhteşem bir kaskı, ve o fevkalade gözlükleri, ve illa ki beyaz bir şalı olurdu rüzgarda uçuşan. | TED | يرتدي حذاء جلدي طويل, بنطال , سترة جلدية قديمة, خوذة رائعة وتلك النظارات البديعة وحتما وشاح ابيض ليتطاير مع الرياح |
Fırtına o kadar şiddetliydiki hepimiz tamamen giyinmiş ve ekipmanlarımızı almış halde çadırın zeminine çadır rüzgarda dağdan uçup gitmesin diye uzanmıştık. | TED | وقد كانت العاصفة عاتيةٌ جداً لدرجة أنه توجب علينا الاستلقاء بكامل ملابسنا و معداتنا على أرضية الخيمة لكي نمنع الرياح من إقتلاعها |
Gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. | Open Subtitles | وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها |
Gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. | Open Subtitles | وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها |
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. | Open Subtitles | ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح |
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. | Open Subtitles | ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح |
Büyük "A", şiddetli rüzgarda eğilmiş bir çadıra benziyor. | Open Subtitles | حروفك كبيرة جداً كخيمة ضربتها الرياح العاتية |
Bu rüzgarda oraya kadar bir tel fırlatamayız. | Open Subtitles | ليس بوسعنا قذف الحبل كل تلك المسافة في ظل هذه الرياح العاتية |
İskotalar rüzgarda şişerken gözcü kulesinde lirik şiirler okumak. | Open Subtitles | قراءة الشعر الغنائي من فوق عش الغراب حيث الأشرعة تنفخها الريح |
Yani bana rüzgarda yuvarlanan yabani bir ot da diyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تدعوني شجرة ساقطة طائرة مع الريح |
Daireler çizerek yürüdüğünüzü; kar yığınları arasındaki bacaklarınızın ağırlığını; rüzgarda kaybolan yakarışlarınızı bile bilmezsiniz. | Open Subtitles | ولا تعرف أنك تمشي في دوائر وثقل سيقانك في أكوام الثلج إختفاء صيحاتك في الريح |
Balkonda unutulmuş bir gömleğin rüzgarda dalgalanıyor. | Open Subtitles | نسيت أحد قمصانك على الشرفة ترتعد في الريح |
Telsiz sırılsıklam. Bu rüzgarda sinyal gönderemez. Hayır! | Open Subtitles | انه مليء بالماء في الخارج ستتبلل في الريح , لا |
Şunu da söylemeliyim ki, saatte 80 kilometre hızla esen rüzgarda kampı kurabilmek kolay olmadı. | Open Subtitles | ودعوني أخبركم، لم يكن هيناً تنصيب مُعسكر في سرعة رياح تبلغ 50 ميل في ساعة. |
Benim kırmızı peçem rüzgarda çırpınıyor. | Open Subtitles | وشاحي الاحمر وشاحي الاحمر طار بعصفة ريح قاسية |
Dur tahmin edeyim; çıplaktın kedi hayalarının rüzgârda salındığını görünce de kediliğini yapıp saldırdı. | Open Subtitles | دعني أخمّن، كنتَ عارِياً، يرى القطّ يداك وهي تُسابق النسيم لتُعاقبه، وبما أنه قطّ، سوف ينقضّ عليك |
Biz ılık rüzgarda süzülerek portakal bahçelerine doğru karatavuklar gibi uçarız. | Open Subtitles | إننا نحلقُ كالطيور" من خلال البساتين لنستمتع بالرياح السخنة |
Boomer, kayığınız rüzgarda yol almaya başlamış. | Open Subtitles | السّيد بومير، يَحْصلُ على الريحِ الظهر في أشرعتِكَ. |
rüzgarda bir kiliseden Uçuşan çan sesi gibi | Open Subtitles | يريد قلبي أن يتنهد كرنين الأجراس و هو ينطلق |