Herkesin tek bildiği şey benim o resimlerden dolayı sıçtığım. | Open Subtitles | كل ما يعرفه الجميع أني عبثت وشخص ما أخذ الصور |
Ve bu bizim gigapiksel teknolojisi adı verdiğimiz bir teknikle kaydettiğimiz resimlerden birisi. | TED | وهذه الصورة من بين الصور التي التقطناها فيما نسميه بتكنولوجيا الغيغابكسل. |
Ve bu sadece yaşanan devrimi ve ödememiz gereken bedeli gösteren dehşet verici resimlerden biri. | TED | هذه بعض من الصور الاقل شناعة عن الثورة انه الثمن الذي يجب ان ندفعه من اجل تقدمنا |
Tüm bu resimlerden ders alırsak, sonra kolay olmadığının farkına varırız. Belki bu tür bir ayrım yapmak için | TED | لو أخذت درساً من كل تلك الصور تُدرك أن الامر ليس بهذه السهولة رُبما أحتاج |
resimlerden de görebileceğiniz gibi bu alan işlenmemiş ve neredeyse arkeolojik. | TED | ويمكنكم أن تشاهدوا من خلال هذه الصور أنّ الموقع مهجور و أقرب ما يكون إلى موقع أثري. |
Bu kuyruklu yıldıza inmeden önce çektiğimiz son resimlerden biri. | TED | وكانت هذه إحدى آخر الصور التي التقطناها قبل أن نحط على سطح المذنب. |
Bu resimlerden bazıları, diğerlerine nazaran resim olduğunu düşündüğümüz şeyler gibi görünüyor. | TED | بعض هذه الصور تتطابق مع تصورنا لما يمكن أن تكون الصور عليه أكثر من غيرها. |
Günlük resimlerden elde edilen parçalar nasıl olur? Kendi şahsi kameranla çektiğin resimler gibi. | TED | ثم ماذا عن قطع من صور يومية، مثل الصور التي تلتقطها بكاميرتك الخاصة؟ |
Bu, o kısımdaki resimlerden bir örnek. | TED | هذه، هذا النوع من الصور كانت في ذاك الفصل من الكتاب |
Bu resimlerden çoğunu tanımıyor olsaydınız gerçekten çok şaşırırdım. | TED | وسوف أستغرب كثيراً إن لم تميزوا معظم هذه الصور |
Ve bu resim bu fenomeni incelemek için yaptığımız ilk resimlerden biri. | TED | وهذه هي أول الصور التي صنعناها لهذه الظاهرة. |
O eğri büğrü resimlerden kurtulduğuma çok sevindim. | Open Subtitles | سعيد فظيعة لم يكن هناك لا أكثر منهم متعرج الصور. |
O yaz kilo aldığı için kendini resimlerden kesti. | Open Subtitles | لقد اقتطعت نفسها من الصور لانها زادت بضعة باوندات حينها |
Bunlar gezegende insan tarafından yapılan en eski resimlerden | Open Subtitles | إنها من بين أقدم الصور التي صنعها الإنسانمنذتواجدهفيالأرض. |
Ev hangi resimlerden, hangi müziklerden kimin hoşlandığını biliyor bu sistemin içinde | Open Subtitles | يعرف المقر الصور التى أحب، ويعرف موسيقاي المفضلة، بالمثل لأي شخص آخر هذا في قلب النظام |
Kitaptaki resimlerden genel boyutlarını anlamak biraz zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب معرفة الحجم للمشترك من الصور التي في الكتاب |
Bana gösterdiğin resimlerden anlayabildiğim kadarıyla, medeniyetleri feci bir patlamayla yok olmuş. | Open Subtitles | بقدر ما أستطيع أن أخبرك به من الصور التي أريتها لي هم دمروا بواسطة انفجار هائل |
Çalıntı resimlerden oluşan 15 milyon dolar değerinde bir paket. | Open Subtitles | عبارة عن شحنة الصور المسروقة والتى تقدر ب 15 مليون دولار |
Bu resimlerden bazıları Kells'in kitabında da yer aldı. | Open Subtitles | بعض من هذه الصور ستجلب الخزي لكتاب كيلز. |
Edgar. Jack'in gönderdiği resimlerden, teröristlerin kimliklerini tesbit edebildin mi? | Open Subtitles | هل أمكنك تحديد هوية الإرهابيين من الصور التى أرسلها جاك ؟ |
John? Ben Madeline Evelley. Seni resimlerden tanıyorum. | Open Subtitles | ِ"جون" انا "مادلين ايفيلي"ِ شاهدتك بالصور |