| Güzel, zevkli bir prova yemeğimiz olacak. Fransız restoranında olabilir. | Open Subtitles | حسناً اذا سنحظى بعشاء تجريبي لذيذ ربما في مطعم فرنسي |
| Ve berbat bir pizza restoranında gitar çalan kemirgenlerle yemek yiyordun. | Open Subtitles | وعندما كنتِ متواجدة في مطعم بيتزا فظيع مليء بفئران يعزفون الغيتار؟ |
| Oturduğum sokaktaki suşi restoranında Bitcoin kullanılabiliyor. | TED | إن مطعم السوشي المتواجد في شارعي يقبل البيتكوين. |
| Şef Cotillard bana yeni restoranında yardımcı şeflik teklif etti | Open Subtitles | الشيف كوتيار وطلب مني أن يكون الجديد سوس الشيف في المطعم أنه يتم فتح. |
| Kurstaki en iyi aşçı restoranında bir gece onunla beraber çalışacak. | Open Subtitles | افضل طباخ فى الفصل سيتاح له فرصة العمل بجانبه فى مطعمه لمدة ليلة واحدة |
| Genç bir kadın ise, hayatındaki hedefinin bir fast food restoranında çalışmak olduğunu söylemişti. | TED | أو امرأة شابة تخبرني بأنه يوجد لديها هدف لمدى الحياة ، بأن تعمل في مطعم وجبات سريعة. |
| New York'ta evlenip yaşamaya başladıktan sonra Babam Patricia Murphy'nin restoranında garsonluk yaptı. | TED | حسناً، بعد أن تزوج والديّ وعاشا في نيويورك حيث عمل والدي كنادل في مطعم باتريشيا ميرفي. |
| Kendisiyle Oakland'de bir suşi restoranında görüşme yaptım. | TED | لذا أجريت معها مقابلة في أوكلاند في مطعم سوشي |
| Bütün o ciddi konuşmalar ve tutkulu anlardan sonra Sunset Bulvarı'nda, bir sağlıklı gıdalar restoranında ayrılıyoruz. | Open Subtitles | أن تنتهي هنا في مطعم صحي على بولفار صن ست |
| Orta Doğu'da Al Haram restoranında eşine hiç rastlamadığım bir deneyim sundular. | Open Subtitles | في الحرم مطعم في الشرق الأوسط قدم تجربة أن ل جدت معظم فريدة من نوعها. |
| Sadece diğer ıslaksırt Charlie Chan, yamukkafa Coole, yada Bulaşıkçı kokuşmuş bir çin restoranında ! | Open Subtitles | أسيوى آخر يعمل أجير منظف صحون فى مطعم أسيوى قذر |
| Şık bir Fransız restoranında kapıcı olacak kadar kendimi alçaltamadım. | Open Subtitles | انا لم أذل نفسي بما فيه الكفاية بأسلوب يتلائم مع مهنتي كـ بوّاب في مطعم فرنسي أنيق |
| Evet Madam, saat 7'yle 10 arasında 4. katta ki otel restoranında servis veriyorum. | Open Subtitles | نعم سيدتي، نقدم هذا بين الساعة السابعة والعاشرة في مطعم الفندق الواقع في الطابق الرابع |
| Pantolonum yok ama siz iki bayanı pantolonlarınızı çıkarmaya ve pantolunsuzlar restoranında bana eşlik etmeye davet ediyorum. | Open Subtitles | لا أرتدي بنطال لكني أريد أن أدعوكما يا فتيات لمرافقتي لخلع سراويلكم و الخروج معي إلى مطعم السروال المخلوع |
| Sanchez'e Wilfrid Langlois'la Balnéario restoranında buluşacaklarını söyle. | Open Subtitles | ليحذرو سانشاز ولديهم موعد في مطعم البالنراريو مع ولفريد لنقوة |
| Orada, yerde yatarken, bir pizza restoranında öleceğimi düşündüm. | Open Subtitles | ،عندما كنت مستلقياً على الأرض فكّرت .. أنني سأموت في مطعم بيتزا |
| Her sabah Rube'la Der Waffle House restoranında buluşur kimin nerede ve ne zaman öleceğini yazan listeden isimleri not kağıdına yazıp bize verirdi. | Open Subtitles | كل صباح نقابل روب في مطعم اسمه بيت الوافل حيث يستطيع مراجعة قائمة من عليه ان يموت ، اين ومتى و التي يكتبها في مفكرة |
| Yaşlı bir kadın Çin restoranında çok yakından silahla vurulur. | Open Subtitles | تصبح سيدة كبيرة سنّ مضروبة بصراحة في المطعم الصيني،... |
| restoranında yangın çıktığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد سمعت انه كان هناك اطلاق نار في مطعمه |
| Yan binadaki sushi restoranında otoparkı gören bir kamera mevcut. | Open Subtitles | ثمّة آلة تصوير للمراقبة بمطعم السوشي المجاور، تغطّي موقف السيّارات |
| Niles, akşam yemeğini Orta Çağ restoranında yeriz diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَتوقّفَ في ذلك المطعمِ من القرون الوسطى للعشاءِ. |
| Şehrin en iyi restoranında şef. Peki ya ne için? | Open Subtitles | درست الطبخ ثمانية سنوات وكنت رئيس الطباخين في افضل مطاعم المدينة |
| Ve gitmek istediği o Etiyopya restoranında konuşuyoruz. | Open Subtitles | وتكلمنا في ذلك المطعم الأثيوبي الذي أرادت أن نقصده |
| İşte orada yeni restoranında yemek yaparken çekilmiş nezih görüntüler var. | Open Subtitles | هنا لدينا بعض المشاهد من النييت عن طبخك في مطعمك الجديد. |