Ayrıca deyim yerindeyse yangını söndürmek için biraz yardım işine yarar diye düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت أن بإمكانك الحصول على بعض العون تعلمي، لإخماد الحرائق، إن جاز التعبير |
Hamileliğinden dolayı güçsüz düşen Bai Su Zhen, keşişe boyun eğdirmek ve alevleri söndürmek için çaresizce karides askerlerden ve yengeç komutanlardan oluşan bir alay çağırmıştı. | TED | ضعيفة بسبب الحمل، استدعت باي سو زين مجموعة من جنود روبيان وجنرالات السلطعون لإخضاع الراهب، والأمواج لإخماد النار. |
İçimizde, derinlerde, gerçekten de Afrikalıların bize eşit olduğunu kavrayabilmiş olsaydık, bu ateşi söndürmek için daha çok çabalardık. | TED | وفي قرارة النفس، إذا قبلنا حقيقة ان الافارقة هم متساوون معنا، ينبغي علينا عمل المزيد لإخماد الحريق |
Artık nefessiz kaldığım için... mumları söndürmek için birazcık yardımınızı rica edeceğim. | Open Subtitles | و الآن بعد نفاذ طاقتي أنا بحاجة لبعض المساعدة لإطفاء هذه الشموع |
Reno Gazetesinde... bir yangının... yangını söndürmek için gerekli olan suyun... ve Delmer Darion adında bir dalgıcın haberi vardı. | Open Subtitles | في يونيو 1983 كانت هناك قصة حريق و كمية المياه التي استُخدِمَت لإطفاء الحريق |
Efendinin evi yansa, söndürmek için ilk koşan ev zencisi olurdu. | Open Subtitles | ، إذا إشتعل منزل السيد ... زنجي المنزل .هو الذى يهب ليطفيء الحريق |
Az önce söylediğin gibi evimiz yanıyor ve ben de onu söndürmek için dişimle tırnağımla savaşacağım. | Open Subtitles | و كما أشرت مسبقاً أن الشركة في خطر و سأحاول انا اقاتل بكل ما املك لإخراج الأمر |
Orada yangını söndürmek için yeterinden fazla su var. | Open Subtitles | الخزانات تحتوي على 3.7 مليون لتر من المياه تكفي لإخماد النيران |
Yangını söndürmek için 42 itfaiye aracı gelmesine karşın ancak şu an söndürmeye başladılar. | Open Subtitles | و على الرغم من أرسال 42 سيارة إطفاء إلى الموقع لإخماد الحريق لم يستطيعوا حتى الان اخماد الحريق |
Yangını söndürmek için bir yöntemim var. Hepsi bizzat kendi fikrim. | Open Subtitles | إنّ لديّ طريقة لإخماد اللهب، فكّرتُ بها بنفسي. |
- Ateşi söndürmek için döktüğüm sudaydı. | Open Subtitles | ! ـ أنا لم استخدم الدلو لإخماد النيران ـ أخشى أنه مُشاط بعضُ الشيء |
Yangını söndürmek için odadaki oksijeni çekecek. | Open Subtitles | ... لإخماد الحريق يقومون بسحب الأكسجين خارج هذه الغرفة |
Yangınları söndürmek için para kullanıyorlar. Paradan sıkıldım. Neden oy vermek için zaman harcamalıyım ki? | Open Subtitles | هم يستعملونها لإخماد الحرائق . لماذا اكترث بالتصوويت . |
Reno Gazetesinde... bir yangının... yangını söndürmek için gerekli olan suyun... ve Delmer Darion adında bir dalgıcın haberi vardı. | Open Subtitles | في يونيو 1983 كانت هناك قصة حريق و كمية المياه التي استُخدِمَت لإطفاء الحريق |
Ama o sıcaklık, yangını söndürmek için kullanılan suyla birleşince yanıcı maddenin çoğunu yok eder. | Open Subtitles | لكن درجة الحرارة تلك بالإضافة مع الماء المستخدم لإطفاء الحريق كان من شأنها تدمير معظم آثار المادة المسرعة |
Şef Palmer, Güney Kulesi'nin 78. katındaki yangına ulaşmıştı ve yangını söndürmek için bir plan tasarlamıştı. | Open Subtitles | وصل الرئيس بالمر إلى النار فى الطابقِ الـ 78 و وضع خطة لإطفاء النار |
Yangınları söndürmek için sürekli araştırmadan çekilmek çok sinir bozucuydu. | Open Subtitles | و كونى بصفة دائمة أضطر لإيقاف أبحاثى لإطفاء حريق فى أنت تعلم ، فالأمر محبط بشدة |
Bacaklarımın arasındaki ateşi söndürmek için yeteri kadar kızılcık şurubu yok maalesef. | Open Subtitles | ليس هُناك كميّة كافية من عصير التوت البرّي لإطفاء النّار التي تشتعل بين ساقيّ. |
Efendinin evi yansa, söndürmek için ilk koşan ev zencisi olurdu. | Open Subtitles | ، إذا إشتعل منزل السيد ... زنجي المنزل .هو الذى يهب ليطفيء الحريق |
Az önce söylediğin gibi evimiz yanıyor ve ben de onu söndürmek için dişimle tırnağımla savaşacağım. | Open Subtitles | و كما أشرت مسبقاً أن الشركة في خطر و سأحاول انا اقاتل بكل ما املك لإخراج الأمر |