Bu atışın çok net bir basketbol atışı olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | نعم، أنا فقط أقول أن هذا هو واضح رمي كرة السلة. |
Çok uzun bir zaman önce bir şey olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول, أن هذا شيئاً قد حدث منذُ زمن طويل |
Ben sadece bu kızla ilgili bir şeyler olduğunu söylüyorum sadece buna parmak basamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول بأنّ هناك شيئا بخصوص هذه الفتاة لا يمكنني التوقف عن وضع اصبعي عليه |
Toplantılara gittiğini biliyorum. Sana bildiklerimi söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أعرف أنه لديك مقابلات كثيرة أقول فقط أن هذا ينجح معي،حسناً؟ |
Hâlâ umudumuzun olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنه لازال هناك أمل عزيزي .. |
Bir elbiseyle sahiden güzel görüneceğini söylüyorum sadece. | Open Subtitles | فقط اقول يجب عليكِ أن تظهري بمظهر لائق في فستان |
Yani karın olarak söylüyorum sadece ismi marka olmuş bir hukuk okuluna binlerce dolar harcaman benim için problem değil. | Open Subtitles | ..حسناً أنا فقط أقول كزوجتك تعلم بأنني لا أمانع أنك صرفت عشرات مئات الدولارات |
Her çiftin istediği kuralı koyma hakkına sahip olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول بأن الجميع لديهم الحق بوضع قوانينهم الخاصة |
Onlara güvenebileceğini söylüyorum sadece. | Open Subtitles | انظر, أنا فقط أقول أنك تستطيع أن تثق بهما |
O kadar parayı ben çalsam, yapacağım şeyin bu olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول يا رجل, أن هذا ما سأفعله لو سرقت حصةً كاملة من المال |
söylüyorum sadece, kardeşimle nasıl anlaştınız bilmiyorum ama burada epey mutlu görünüyor. | Open Subtitles | أنا فقط أقول , لا أعرف ما رتبتيه مع أخوك |
Denediğimiz diğer 784 seferde işe yaramadığını söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول في آخر 784, مرة حاولت ذلك . لم يجد نفعا |
Bir de bu olayla ilgilenemeyeceğimi söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول لكي أنه لا يمكنني التعامل مع هذا الآن |
Biraz daha gerçekçi olmanı söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول بأنّك تحتاجين إلى أن تكوني واقعيه أكثر بعض الشيء |
Hayır, bizler gibi bir insan olmadığını söylüyorum sadece. | Open Subtitles | ياإلهي ، لا أنا فقط أقول أنها ليست بإنسانة مثل أغلبيتنا نحن البشر |
Aptalca olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | وأنا لا أشكي الآن. فقط أقول أنها مجرد حماقة. |
Daha uzun ömürlü bir erkek araman gerektiğini söylüyorum sadece. | Open Subtitles | كلا، أقول فقط أنه يجدر بكِ أن تبحثى عن رجل طويل الأمد |
Hepimizin yaptığı hatalar olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | إسمعوا، أقول فقط أن جميعنا نرتكب الأخطاء |
Bunun çılgınca olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أن هذا جنوني الآن |
söylüyorum sadece, böceklerin üzerimde yürümesini ve etimi çiğnemesini istemiyorum. | Open Subtitles | ـ ما الفرق و انت ميت؟ ـ انا فقط اقول , لأنني لا اريد ان تسير الحشرات علي و تأكل لحمي |
- 15 dakika oldu, söylüyorum sadece. | Open Subtitles | قتل 15 دقيقة. مجرد قول'. |
Ben ona yanlış Tanrıya inandığını söylüyorum sadece. | Open Subtitles | كنت أخبرك فحسب أن من الخطأ أن تبجّل آلهة خاطئة |