Seni bana gelmeye ikna edemezse anlatılmaz bir biçimde acı çekeceğini söyledim ona. | Open Subtitles | أخبرته بأنه لو فشل باقناعك بالمجيء هنا فانه سيعاني بكرق لا حصر لها |
Sonra da kanundan kaçtığını duyunca burada saklanabileceğini söyledim ona. | Open Subtitles | لذا عندما سمعت أنه هارب أخبرته أنه بإمكانه الاختباء هنا |
Sadece cinsel konularda çok tecrübeli olduğu için söyledim ona. | Open Subtitles | كليسوس , لقد أخبرتها فقط لأنها لديها خبرة كبيرة في الامور الجنسية |
Bir kızdan dayak yediğin için mutsuz olduğunu söyledim ona. | Open Subtitles | أخبرتها هو لأنّه فقط ضرب من قبل بنت سيئة |
Ne yapmalıydım? Ona defolup gitmesini söyledim. Ona hiçbir şey vermedim. | Open Subtitles | قلت له أن يبتعد لم يكن على أن أعطيه شيئا |
Çetelerle uğraştığını ve çete liderini papaz okuluna kayıt ettirdiğini söyledim ona. | Open Subtitles | اخبرته انك تعمل مع العصابات وانك قد الحقت قائدهم بجلسة اصلاح |
20 rubiyeden vermezse bırakacağımı söyledim ona o da hemen verdi | Open Subtitles | طلبت منه أن يبيعني إياه مقابل20 روبية للكلغ أو سأرحل فباعني إياه في الحال |
Onu bir yıl içinde kahya yardımcısı yapmak üzere gözüme kestirdiğimi söyledim ona. | Open Subtitles | لقد أخبرته أني أنوي تعيينه مساعد رئيس خدم خلال عام |
Biliyorum. Bunun endişeleneceğim şeyler arasında olduğunu söyledim ona. | Open Subtitles | أعرف, لقد أخبرته أن هذا كان أحد الأشياء التي كنت قلقة بشأنها |
Gevşetmemesini söyledim ona. Misafirlerimiz için iyi görünmesini istedim. | Open Subtitles | أخبرته بألا يرخيها أردته أن يبدوا لطيفا للضيوف |
Bu kravatı takabileceğini söyledim. Ona daha çok yakışıyor. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنّه بإمكانه ارتداء ربطة العنق تلك تبدو أجمل عليه |
Bu kravatı takabileceğini söyledim. Ona daha çok yakışıyor. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنّه بإمكانه ارتداء ربطة العنق تلك تبدو أجمل عليه |
Ona seks yaptığını mı söyledin? Ona bahsi kaybettiğimi söyledim. Ona bir başkasıyla yattığımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنني خسرت الرهان أخبرتها انني غازلت أخرى |
Birbirimizi görmenin kötü şans getireceğini söyledim ona, ...ama çıplak olduğunda çok ikna edici olabiliyor. | Open Subtitles | أخبرتها انه من الحظ السيء رؤية بعضنا لكن بإمكانها أن تكون مقنعة جدا و هي عاريه |
Nedime elbiseleriyle ilgiliymiş. Bana mesaj ulaşmadığını söyledim ona. | Open Subtitles | شيء عن ألبسة وصيفات العروس أخبرتها بأنه لربما هنالك خطب ما مع بريدك الصوتي |
Daha önceki hayatımda ay ışığı olduğumu söyledim ona. | Open Subtitles | أخبرتها أنني أفضل الحصول على ضوء القمر بدلا من الحياة التي عشتها من قبل. |
Seninle konuşmam gerektiğini söyledim ona. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أن عليّ إستشارتك أولاً، حسناً؟ |
Aileme olan sevgimi hafife almış olduğumu söyledim ona. | Open Subtitles | قلت له إنني أسأت تقدير المحبة التي أكنّها لعائلتي |
Çünkü insanların sırf derilerinin rengi nedeniyle öldürülemeyeceğini söyledim ona. | Open Subtitles | تعلمون ذلك , صحيح ؟ لأنني قلت له , قلت لا يمكنك قتل الناس بسبب لونهم أو بشرتهم. |
Ne olursa olsun iyi biri olduğunu düşündüğümü söyledim ona. | Open Subtitles | قلت له إنني أظنك إنسانة صالحة، رغم كل شيء. |
Bütün sığırları kovboy yapamayacağını söyledim ona. | Open Subtitles | اخبرته , لايمكنك تحويل كل الماشية الى رعاه بقر |
Benim sorunum değil. Yapmayacağımı söyledim ona. Sen de söylemelisin. | Open Subtitles | ليست مشكلتي , لقد اخبرته انني سأخرج , يجب عليك ايضا ان تخرج |
- Hayır! Zaten söyledim ona. - Pekâla! | Open Subtitles | ـ لا ، لقد طلبت منه الخروج مسبقا ـ حسنا |
-Hikâyenin "New Yorker"da yayınlanmasının çok daha iyi olacağını söyledim ona. | Open Subtitles | حقاً، شكرا لك (وأخبرته بأنه ستكون أفضل من ما كتبته بعنوان(النيويوركيين |