"söylemek için geldim" - Traduction Turc en Arabe

• أتيت لأخبرك
• جئت لأخبرك
• مررت لكي اقول لكي
• هنا لأبلغك
• هنا لأقول لك
• لقد أتيت لأقول
• لكي أخبرك
• لأخبرك أني لم
• إلى هنا لأخبرك
• أتيت فقط لأخبرك
• أتيت فقط لكي أقول
• اتيت لأقول
• جِئتُ لإخْبارك
• جئت لأقول
• سبب وجودي هُنا لأخبرك أنني

Buraya onun ne yaptığı hakkında hiç bir fikrimin olmadığı söylemek için geldim.
أتيت لأخبرك أني لم أعرف ما كان يفعله فحسب

Sarısakal'ın oğlunun gemide olduğunu söylemek için geldim efendim.
أتيت لأخبرك أن ابن القرصان "‏يالوبيرد"‏ على متن هذه السفينة.

Sizi bir daha neden göremeyeceğimi söylemek için geldim.
جئت لأخبرك فقط لمَ لا أستطيع رؤيتك مجدداً.

- Haklı olduğunu söylemek için geldim.
لقد مررت لكي اقول لكي انكي على صواب

Merhaba. Burada çalışmayacağımı söylemek için geldim.
مرحباً ، أتيت لأخبرك أننى لن أعمل هنا

Aslında buraya işi bıraktığımı söylemek için geldim.
في الواقع، أتيت لأخبرك أنني مستقيلة

İlaçların yeterli olmadığını söylemek için geldim.
لقد أتيت لأخبرك أنّ الأدوية ليست كافية

Seni çok sevdiğimi söylemek için geldim. Ben de seni seviyorum.
أتيت لأخبرك أننى أحبك

Buraya, bu gece seninle film izleyemeyeceğimi söylemek için geldim.
أوه , جئت لأخبرك أنني لا أستطيع مشاهدة فيلم معك الليلة

Ben, bugünden itibaren her şeyin, kontrolüm altında olduğunu söylemek için geldim.
حسنا انا هنا لأبلغك انه ابتداء من اليوم انا متحكم بكل شيء

Galiba buraya sizinle ne kadar gurur duyduğumu söylemek için geldim.
أعتقد أني أتيت إلى هنا لأقول لك كم أنا فخور بك

Sana Süper Çocuk'un beni görmeye geldiğini söylemek için geldim.
لقد أتيت لأقول لك أن " الفتى الخارق " أتى لرؤيتي يا راي

Sana şunu söylemek için geldim aramızdaki ilişkiden dolayı çok mutluyum, gerçekten mutluyum.
أتيت فقط لكي أخبرك بأني سعيد حقاً بهذه العلاقة. سعيد بحق.

Daha fazlasının peşindeyken kaybettiğin 150 bin seyircimizi geri aldığımızı söylemek için geldim.
أنا قدمت إلى هنا لأخبرك بأنّك استعدت 150 ألف مشاهد خسرتهم بينما كنت تُحاول أن تترفّع عن ذلك

Bir süre şehir dışına çıkacağımı söylemek için geldim.
أتيت فقط لأخبرك بأني سأخرج من المدينة لبعض الوقت

Ben sadece bu akşamki eğlencelere katılamayacağımı söylemek için geldim.
أتيت فقط لكي أقول أنني لن أحضر احتفالات هذه الامسية

Aslında sana bir şey söylemek için geldim.
في الواقع انا اتيت لأقول لك شيء

Yasal olarak burada bulunmanıza izin verilmediğini size söylemek için geldim.
جِئتُ لإخْبارك ليس مسموح قانونيا لِكي تكُونَ هنا

Bundan sonra gelmeyeceğimi söylemek için geldim sana.
ولكن جئت لأقول لكِ هذا من الآن فصاعداً .أنا لن أأتي بعد اليوم

Kirk'ü bulup adalete teslim etmek için şirketimin bütün kaynaklarını bu işe yatırdığımı söylemek için geldim.
، إنه سبب وجودي هُنا لأخبرك أنني أضع كل مصادر شركتي من أجل مجهود إيجاد (كيرك) وتسليمه للعدالة