Gazeteler korku, tehdit ve söylentilerle dolu. | Open Subtitles | الصحف مليئة بالخوف, بالتهديدات و الإشاعات |
En büyük sorunumuz çıkan söylentilerle ilgili. | Open Subtitles | أكبر مشكلاتنا كانت الإشاعات. صباح الخير سيد سوليفان. |
Seninle paylaştığı bir fikri oldu mu bilemiyorum ama asla böyle söylentilerle aklının çelinmesini istemem. | Open Subtitles | لا أعلمُ إن كان قد شاطركَ أيّاً من هذه الأفكار لكن ... لا أريدكَ أن تميل لتصديق الإشاعات |
Babamın söylentilerle işi olmaz. | Open Subtitles | أبي لا يتاجر في الإشاعات كثيراً . |
- söylentilerle başa çıkarız. | Open Subtitles | يمكننا التعامل مع الإشاعات |