Olmadı. Bunu söylerken suratının ne kadar çirkin olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | لا , ألا تري كيف كان منظرك قبيحا عندما قلت ذلك |
Sahile çıkacağını söylerken aslında beni postalayacağını varsaymakta haksız mıyım? | Open Subtitles | هل أفترض عندما قلت بذهابك للشاطئ، وتقوم بالمناشدة، كنت تقصدني؟ |
Bak, o orospu çocuğunu diğer hastalara ilaçlarını tükürmelerini söylerken gördüm. | Open Subtitles | انظر , لقد رأيت هذا الوغد يخبر أحد المرضى ببصق دوائه |
Biliyorsun, seni şarkı söylerken ya da gitar çalarken görmedik hiç. | Open Subtitles | اتعلمين , نحن لم نرك تغنين وتعزفين على هذا الجيتار |
Ben solomu söylerken seyircilerle düpedüz bağlandık. | Open Subtitles | عندما غنيت مقطوعتي بمفردي شعرت بتواصل ملموس حقا مع الجمهور |
Herkes bana tavşan kılığına girmişim gibi bakabilir çünkü bunu söylerken bende kendimi o kadar kötü hissediyorum. | Open Subtitles | الجميع ينظر إليّ كأنني أرتدي بذلة على شكل أرنب لأنني أشعر بالغباء لقولي هذا |
Birbirimize benzediğimizi söylerken haklı değil miymişim? | Open Subtitles | هل كذبت عليك عندما قلت أننا ثمرتا أرض واحدة؟ |
İlk gece çok iyi vakit geçirdiğimi söylerken, ciddiydim. | Open Subtitles | هل تعرف , أنا عنيت ما كنت أقول عندما قلت أنني حظيت بوقت ممتع معك أول ليله |
Şüphelendiğimi söylerken sadece Sydney'in sorunlarını kast etmiştim. | Open Subtitles | عندما قلت أنى أشك بها,كنت أقصد أنها مضطربه |
Marcellus muhafızlardan birine söylerken duydum. | Open Subtitles | سمعت مارسيلوس يخبر واحداً من حراسه |
Ya Şoför Burkholder masum olduğunu söylerken doğruyu söylüyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أن "برايفيت باركهولدر" يخبر الحقيقة وهو بريئ؟ |
Seni öldürecekler. Enrique ve Roberto'ya söylerken duydum. | Open Subtitles | سوف يقتلونكم, لقد سمعته يخبر (انريكي) و(روبيرتو) |
Seni şarkı söylerken duymayalı yıllar olmuş. | Open Subtitles | لقد مضت سنين عدة منذ سمعتك تغنين آخر مرة |
Ama bu akşam, siz şarkı söylerken Edith, oradaydım. | Open Subtitles | ولكن عندما غنيت, في هذه الليلة عدت إلى هناك من جديد... |
O yalanlar söylerken ben gerçeği söyledim diye beni tutuklattığını? | Open Subtitles | تسجنني لقولي الحقيقة بينما لا تقولُ هي إلا كذباً؟ |
Sadece bir şeyi sevdiğini söylerken bu kadar rahat olmana sevindim. | Open Subtitles | لا شيء، أنا سعيد لأنكِ مرتاحة لقولكِ أنكِ تحبين شيئا ما |
Yani Jack Renauld üvey babasının öldürüldüğü gece Cherbourg'ta olduğunu söylerken yalan söylüyordu. | Open Subtitles | اذن كان جاك يكذب عندما قال انه كان فى شيربو عند مقتل والدة |
Ölmekten korkmadığımı söylerken doğru söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أخبركِ بالحقيقة عندما قلتُ أنّني لا أخشى الموت |
- Şey, asla çan kulesini terk edemeyeceğini söylerken... | Open Subtitles | حسنا,عندما يقول انك ممنوع من مغادرة البرج ابدا |
Babana, o kelimeyi söylerken ki gülümsemesi... | Open Subtitles | الابتسامة على وجه تلك الشريرة عندما تقول لأبيك |
Benim sesim de balat söylerken iyi çıkıyor. | Open Subtitles | صوتي يبدو جميلًا عند غنائي الأغاني القصصية. |
Evin hanımı, bir yandan endişelenmemizi söylerken; bir yandan da servis yapıyordu. | Open Subtitles | وقتها طمئنتنا السيده بأنه لا يجب أن نقلق قالتها و مررت طبق الفجل الحار إلى المائده |
Bunu söylerken kötü hissediyorum ama bir tarafım bilincinin yerinde olmamasını umuyor. | Open Subtitles | أشعر بأسى عندما أقول أنني أتمنى أحياناً لو أن تفكيرها غير صافي |
Kadimlerin şarkılarını söylerken benim için güzel resimler çizen küçük kızı hâlâ görebiliyorum. | Open Subtitles | لازلت ارى الطفله الصغيره التى اعتادت رسم اللوح الجميله بينما هى تغنى اغانى القدماء. |
Bunu söylerken beni dinlemek istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريد حقاً أن تسمعني أغنّي هذا لوحدي |