"söyleyemezdim" - Traduction Turc en Arabe

    • لم أستطع أن
        
    • لم أستطع قول
        
    • يسعني إخباركِ
        
    • من إخبار
        
    • لم أكن أستطيع
        
    • لم أستطع إخبارك
        
    • أخبارك أنتِ
        
    • أستطع إخبار
        
    • أكن لأخبرك
        
    • استطع القول
        
    Doğruyu söyleyemezdim. Aramızda neler olacağını bilmiyorum. Open Subtitles لم أستطع أن أخبرها بالحقيقة، أجهل ماذا سيحدث بيننا.
    Sana söyleyemezdim, çünkü söyleseydim, bize engel olurdu... Open Subtitles لم أستطع أن أخبرك ، لأنه إذافعلتهذاكان سيمنعك..
    Sana söyleyemezdim. Open Subtitles لم أستطع قول ذلك لكِ من دون إقحامك أنت أيضا.
    Öyle olsa, sana söyleyemezdim. Yalan söyledin. Open Subtitles إنّ كنتُ مرغمة ذهنياً لن يسعني إخباركِ بذلك
    Ama Gloria'ya falcısının sahtekâr olduğunu söyleyemezdim. Open Subtitles لكنني لم أتمكن من إخبار غلوريا ان عرافتها كانت مزيفة
    Bir zamanlar onun adını bile söyleyemezdim. Open Subtitles في وقت ما لم أكن أستطيع فيه حتَى أن أنطق إسمه
    Sana en başta söyleyemezdim... yoksa davayı almazdın. Open Subtitles لم أستطع إخبارك في البداية لهذا السبب ، لأنكِ لن تتولين القضية
    Sana ve Jem'e bile bir şeyi bir daha... yapmamanızı söyleyemezdim. Open Subtitles .... "لم يكن بإستطاعتى حتى أخبارك أنتِ أو "جيم الآ تفعلوا شيئاً آخر ثانيةَ
    - Kaç kere dedim, kimseye söyleyemezdim. Open Subtitles لقد أخبرتكِ مراراً و تكراراً لم أستطع إخبار أي أحد.
    Tom, bunu bilsem bile söyleyemezdim, değil mi? Open Subtitles (توم) ، لم أكن لأخبرك لو كنتُ أعرف ، صحيح ؟
    İsyancılarda ölen ve yaralananların ne kadar kötü olduğunu söyleyemezdim. Open Subtitles لم استطع القول كم كانت الخسائر سيئة بين الثوار
    Bütün yer altı dünyasına cadı olduğumu söyleyemezdim, tamam mı? Open Subtitles حسناً ، لم أستطع أن أخبر العالم السفلي بأكمله أنني ساحرة ، حسناً ؟
    Ve karşına geçip köpeğini öldürdüğümü söyleyemezdim, o yüzden sana yalan söyledim. Open Subtitles و لم أستطع أن أوجهك . . و أخبرك أنني قتلت كلبك لذا كذبت عليك
    Eve gitmek istediğimi onlara söyleyemezdim. Open Subtitles لم أستطع أن أخبرهم أنني أود العودة للوطن
    Sana daha önce söyleyemezdim. Open Subtitles لم أستطع قول الحقيقه لك من قبل
    Ama bunu söyleyemezdim. Open Subtitles لكنني لم أستطع قول هذا.
    Ulusal güvenlik kuralları gereği söyleyemezdim. Open Subtitles لم يسعني إخباركِ, إنها أنظمة الأمن القومي
    Kız arkadaşım Katie'ye ya da Marty ve Todd'a söyleyemezdim. Open Subtitles لم أتمكن من إخبار خليلتي (كايتي) و* *.صديقاي (مارتي) و (تود) بالأمر
    Nereye gittiğimi ona söyleyemezdim. Open Subtitles لم أكن أستطيع أخباره إلى أين سأذهب
    Bana inanmalısın. Sana hayatta olduğumu söyleyemezdim. Open Subtitles عليكى أن تُصدقينى لم أستطع إخبارك بأنّى كنت حياً
    Sana ve Jem'e bile bir şeyi bir daha... yapmamanızı söyleyemezdim. Open Subtitles .... "لم يكن بإستطاعتى حتى أخبارك أنتِ أو "جيم الآ تفعلوا شيئاً آخر ثانيةَ
    Kimseye söyleyemezdim. Open Subtitles لم أستطع إخبار أي شخص
    Tom, bunu bilsem bile söyleyemezdim, değil mi? Open Subtitles (توم) ، لم أكن لأخبرك لو كنتُ أعرف ، أليس كذلك ؟
    - Biliyorum, aşkım ama... ..unuttuğumu söyleyemezdim. Open Subtitles - اعرف يا حبي، ولكن ‫لم استطع القول بأنني نسيت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus