Soğuk bir gecede riske atılarak zaferle geri dönen bir adamı dinleseler daha iyi olurdu ama sakın sözüme güvenmeyin. | Open Subtitles | سيكون أفضل من الإستماع إلى رجل الذي غامر في ليلةٍ باردة و عاد بالنصر لكن لا تأخذ كلمتي في ذلك |
Daha yeni tanıştık ve sözüme güvenmeyebilirsiniz ama beni serbest bırakırsanız Bay Rothstein'la bir uzlaşmaya varabileceğimden eminim. | Open Subtitles | أنا اعلم نحن تقابلنا للتو و كلمتي لن تحسب، لكن لو يمكنك ان ترى طريقتك بان تسمح لي بالذهاب، |
Ne düşündüğünüzü biliyorum ama bu konuda sözüme güvenin. | Open Subtitles | أنا أعلم ما الذي تفكر به لكن يجب أن تثق في كلامي |
Benim sözüme karşın, sana mı inanacaklarını sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن بأن أي أحد سيصدق كلامك على كلامي ؟ |
Sadece benim sözüme inanıyor. Bu iş telefonla, ya da mektupla olmaz. | Open Subtitles | لن يقبل سوى بكلامي لن يقبل باتصالات منها أو رسائل |
Benim sözüme karşılık elinizde sadece sadakatsiz bir eş ve ölmüş bir şerefsiz var. | Open Subtitles | كل ما لديك هو كلماتي ضد زوجة خائنة ومجرم مقتول |
Ama sözüme inanmak zorunda değilsiniz. Tamam mı? | Open Subtitles | ليس من الضروري أنّ تعتّدي بكلمتي لأيّ من هذا، حسنُ؟ |
sözüme sahipsin... benim yeminim... her ne istiyorsan. | Open Subtitles | وعدي.. وعهدي.. بل أي شيء تريدينه |
Ne sözüme, ne de evlilik yeminime sadık kaldım, biliyorum ama bu odada, beni yargılamayan insanlarla birlikte bulunmak içgüdülerim sayesine şunu anlamamı sağladı bedenim bana ait. | Open Subtitles | اعرف بأني شوهت كلمتي ونذور زواجي ولكن التواجد هنا بهذه الغرفة مع اشخاص لا يحكمون علي |
sözüme güvenin onun cinayetini planlayacak son kişi benim. | Open Subtitles | ثق في كلمتي أنا آخر شخص يُمكن أن يقوم بترتيب جريمة قتله |
- Benim sözüme karşılık onunki. | Open Subtitles | - إنها كلمتهُ مُقابِل كلمتي - سينتهي أمرُك |
Benim sözüme karşı seninki. Kontratımız var. Benim sözcüklerim kullanılacak. | Open Subtitles | ادعاؤك أمام ادعائي بيننا عقد، سيصدق الناس كلامي |
Onlara, ne kadar iyi olduğunu anlattım benim sözüme inanmadılar kendileri görmek istediler. | Open Subtitles | .. لقد أخبرتهنّ بمدى تحسّنكِ ولكنهنّ لم يصدقن كلامي لذا ، أتين ليرون بأنفسهنّ |
- Bu konuda sözüme güvenmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تصدقوا كلامي في هذا الأمر. لماذا ؟ |
Mike Campbell, onların savunma koordinatörü benim sözüme güvenen biridir. | Open Subtitles | مايك كامبل، منسق الدفاعي، هو شخص يثق بكلامي. |
Tamam. sözüme güvenmiyorsun. Seni suçlayamam. | Open Subtitles | لا بأس، لا تأخذي بكلامي فلا يمكن أنْ ألومك |
Yeni ve heyecan verici bir şeyler istiyordu. sözüme dikkat edin! | Open Subtitles | أراد شيئاً جديداً، شيء مثير سجّلوا كلماتي! |
Benim sözüme güvenmeyip değerli vakitlerini harcadı. | Open Subtitles | و لكن بعدم الأخذ بكلمتي ضيّع وقته الثمين |
sözüme sadık kalacağım. | Open Subtitles | وانا عند وعدي بهم |
sözüme güvenmeniz gerek. Emin olmadığım sürece, hiçbir şeye güvenmem. Sadece Bay Hassan'ın iyi olup olmadığını bilmeliyim. | Open Subtitles | عليك ان تقبل بكلامى عنه لن أقبل اى شىء حتى اتأكد انه بخير |
Bu yerlerden altı tane tasarlayıp inşa ettim. sözüme inanın, herşey yolunda. | Open Subtitles | فقد صممت و بنيت 6 أماكن كهذه من قبل ثقى بكلمتى هذه |
sözüme güvenmen bir onur, evet. | Open Subtitles | نعم , و أنا أشعر بالتواضع لأنكي ستقبلين بوعدي , نعم |
Bana teşekkür etme. sözüme teşekkür et. | Open Subtitles | لا تشكريني اشكري مقولتي |
Onun olumsuz birşey yaptığını görmedim. Benim sözüme güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا عَرفتُ عنه بأنّ يَرتكبُ شرّاً . أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَ كلمتَي. |