| Senin Sözünün ne kadar güvenilir olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف قيمة كلمتك. أنظري، المهم هنا أنه موضوع |
| Sözünün eri misindir? | Open Subtitles | هل أنت رجل عند كلمتك ؟ لم تعد تعش هنا بعد الآن |
| Sorun şu ki Chapel Sözünün kıymetinin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. | Open Subtitles | المشكلة يا تشابل، هي أنني أعلم معنى كلمتك. |
| Small Sözünün eridir, arkadaşlarını yüzüstü bırakmaz. | Open Subtitles | سمول رجل عند كلمته هو سوف لا يتنكر لاصدقائه |
| Victor'un Sözünün eri olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن فيكتور ينفذّ كلمته أم ماذا ؟ |
| Kesin bildiği bir şey varsa o da Sözünün eri biri olduğumdur. | Open Subtitles | وهو متأكد أشدّ التأكيد من أمر واحد وهو أنني أفي بوعودي |
| Sözünün arkasında duramayan adamın benimle işi olmaz. | Open Subtitles | الرجل الذي لا يفي بوعده لايساوي عندي شيئاً. |
| Sözünün kesilmesini istemeyecektir. | Open Subtitles | لا يريد أن يقاطعه أحد |
| Sözünün eri olduğunu biliyorum general. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك رجل عند كلمتك يا جنرال |
| Lütfen bana Sözünün eri olduğunu söyle | Open Subtitles | من فضلك اخبرنى انت رجل قدر كلمتك |
| Sözünün eri olduğunu biliyorum general. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك رجل عند كلمتك يا جنرال |
| Seni gördüğüme sevindim. Sözünün eriymişsin. | Open Subtitles | سعيد لرؤيتك.انت رجل تحترم كلمتك |
| Sansa Stark'ın kellesini asılı gördüğüm zaman Sözünün eri olduğuna inanacağım. | Open Subtitles | وأعرف أنك رجل كلمتك عندما أرى رأس (سانسا ستارك) على رُمح |
| Güzel. Gitmemişsin. Sözünün erisin. | Open Subtitles | يالهي ، لم تغادر انت رجل عند كلمتك |
| Bir kovboy olabilir ama, bilirim. Sözünün eridir. | Open Subtitles | قد يكون حقيراً, ولكنى أعرف هذه النوعيه كلمته كالسيف |
| Bir adamı bir süre izlemeden, Sözünün değerini bilemezsin. | Open Subtitles | يجب أن تراقب الرجل لمدة حتى ترى قيمة كلمته |
| Sözünü yerine getirme yeteneği Sözünün eri olması. | Open Subtitles | و قدرته على الإلتزام في مهمات قيمة كلمته |
| Eğer Sözünün eri olsaydı şu anda burada olurdu. | Open Subtitles | ،لو كانَ رجلاً عند كلمته .لكانَ هُنا الآن |
| Benim hakkımda düşündüğün her şeye rağmen, Maura, ...kendi dünyamda, ben hem şerefli bir adamımdır hem de Sözünün eri. | Open Subtitles | بغض النظر عن رأيكِ فيّ يا (مورا) في عالمي، أنا رجل بشرف وأفي بوعودي |
| Ama adam kanamayı durdurdu. Demek ki Sözünün arkasında duruyor. | Open Subtitles | عليه أن يتوقف عن سفك الدماء وأن يفي بوعده |
| Sözünün kesilmesini istemeyecektir. | Open Subtitles | لا يريد أن يقاطعه أحد |
| Bombacımız Sözünün eriyse fırlatma başarısız olduğunda Linda'nın kurtulması lazım Doktor? | Open Subtitles | و إن كان المفجر ، رجل يوفي بوعده، |
| Ben de Sözünün eri birisi olarak sana bu zamanı ayırdım, kaltak. | Open Subtitles | "إذاً فهي ليست مهاجمة" لا أريد أن أكون ذلك النوع من الأشخاص الذين لا يلتزمون بكلماتهم لذلك قد أعطيتك وقتي أيتها الساقطة |
| Onu Sözünün eri ve nedenleri dinleyen mütevazı biri olarak biliriz. | Open Subtitles | جميعنا نعرف أنه رجل يلتزم بكلمته رجل متواضع يستمع دوما لصوت المنطق |