Burada normal bir sivil nüfustan söz etmek mümkün değil. | Open Subtitles | بالكاد يمكن للمرء الحديث عن سكان مدنيين عاديين |
Ama kahvaltıda seksten söz etmek cezai bir suç. | Open Subtitles | و لكني أعتقد أن الحديث عن الجنس على طاولة الإفطار يستحق أن تتم المعاقبة عليه كجريمة |
Aşktan söz etmek kolay, meleklerden, böceklerden... | Open Subtitles | فمن السهل الحديث عن الحب، والملائكة واليعسوب. |
Diyetten söz etmek bile beni acıktırıyor. | Open Subtitles | إن مجرد الحديث عن الحمية الغذائية يشعرني بالجوع |
Elbisemi mi yoksa köye ne yaptığından mı söz etmek istersin? | Open Subtitles | أتودّي الحديث عن ردائي أم عما فعلتِه بالقرية؟ |
Elbisemden mi yoksa köye ne yaptığından mı söz etmek istersin? | Open Subtitles | أتودّي الحديث عن ردائي أم عما فعلتِه بالقرية؟ |
Elbisemden mi yoksa köye ne yaptığından mı söz etmek istersin? | Open Subtitles | أتودّي الحديث عن ردائي أم عما فعلتِه بالقرية؟ |
Niteliklerden söz etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | حسنا, انت تريدين الحديث عن الحقائق؟ |
Ben daha çok nerede olduğumdan söz etmek isterim. | Open Subtitles | أفضل الحديث عن المكان الذي أنا فيه |
Ben daha çok nerede olduğumdan söz etmek isterim. | Open Subtitles | أفضل الحديث عن المكان الذي أنا فيه |
Eğer Forbes 400 listesindeyseniz gelir dağılımından ve kaçınılmaz olarak onun kuzeni olan gelirin yeniden dağılımından söz etmek kelimenin tam anlamıyla endişe vericidir. | TED | وإذا كنتم على قائمة "فوربس 400"، الحديث عن توزيع الدخل، ولامحالة قرينها، إعادة توزيع الدخل، قد يكون مصدر تهديد بشكل صريح. |
Ama bu tür şeylerden söz etmek beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | وأحس بالحزن عند الحديث عن ذلك |
Bundan söz etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الحديث عن ذلك |
Neden bundan söz etmek istiyorsun ki? | Open Subtitles | لمَ تريدين الحديث عن هذا؟ |