Ve senden tek istediğim, onu hemen öldürmeyeceğine dair söz vermen. | Open Subtitles | وما اريده منك ان تعدني انك لن تقتله بمجرد ان تراه |
Bunu sana dinletirsem kimseye söylemeyeceğine dair bana söz vermen gerekiyor tamam mı? | Open Subtitles | إذا ألعب هذا بالنسبة لك، عليك أن تعدني أنك لن تخبر أحدا، حسنا؟ |
Bu yüzden, hazır hoş bir evde bulmuşken söz vermen gerekiyor. | Open Subtitles | لذا الآن وقد وجدنا بيتا جديد وجميل, يتوجب عليك أن تعدني, هل يمكنك؟ |
Bana içeri girmeye çalışmayacağına dair söz vermen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تعدنى أنك لن تحاول الدخول |
Eğer söylersem, bu bilginin tadını çıkaracağına söz vermen gerek. | Open Subtitles | إذا أخبرتك فعليك أن تعديني أنك ستحاولين ابتلاع بيض البط |
Bunu hiç kimseye söylemedim, o yüzden önce söz vermen gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً, لم أقل القصة لأي أحد لذلك عليك أن تعدينني بإبقاء ذلك سراً |
Darry'ye söylemeyeceğine dair bana söz vermen gerek. | Open Subtitles | ستعدني انك لن تخبر داري |
Uzun zaman önce verdiğim bir sözü tutmazsam ustura ile oynayacağına söz vermen gerekir ve usturadan kastım bana karşı dürüst olmandır. | Open Subtitles | لوخنت بوعد قطعته على نفسي منذ زمن بعيد عندئذٍ عليك أن تعدني أن صريع اعني الصراحة المطلقة معي |
Dinle, eğer sana bir şey söylersem bana kimseye söylemeyeceğine söz vermen lazım, | Open Subtitles | اسمع، إذا أخبرتك بأمر عليك أن تعدني بعدم إخبار أحد |
Ama bana bizi kimsenin öğrenmeyeceğine söz vermen gerek. | Open Subtitles | لكنني أحتاجك لكي تعدني بأن لن يكتشف أحد امرنا. |
Yani, çizik bile almadan geri getirecegine söz vermen gerek. | Open Subtitles | لذا يجب أن تعدني بأنك ستعيده بدون أي خدش |
Bak, onları aramamamın tek yolu elle yazılmış bir özür notu göndermen bu şakaların bugün sona ereceğine söz vermen ve koca memeliyi buradan kovman. | Open Subtitles | انظر , الامر الوحيد الذي لن يجعلني اتصل بهم إذا ارسلت اعتذار بخط اليد و تعدني بإيقاف هذة المزحة اليوم ؟ |
Bana söz vermen gerek | Open Subtitles | أريدك أن تعدني أنه عندما نكون أكبر وأقوى |
Bak şimdi, bana bir söz vermen gerek, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعني يا رفيق، عليك أن تعدني شيئًا، حسنًا؟ |
- Elimi uzattım, "Şimdi, Crusoe, bana söz vermen gerek, beni yemeyeceksin, misafir edeceksin. " | Open Subtitles | يجب ان تعدنى انك ستسلم علي ولن تأكلنى |
Konsül olmak istiyorsan benim tavsiyelerime uyacağına söz vermen gerek. | Open Subtitles | ... معذلكإذا أردتأنتصبحقنصلاً . يجب أن تعدنى أن تستمع إلى مشورتى |
Şimdi, burada saçma sapan kararlar vermeyeceğine dair bana söz vermen gerekiyor. | Open Subtitles | الان احتاج ان تعديني انك لن تقومي بإي قرارات مستعجلة |
Beraber görünemeyiz, bana söz vermen gerek, burada olduğumuzu kimseye söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن يرانا أحداً معاً ويجب أن تعديني بألا تخبري أحد بحدثنا |
Yani bana kimseye söylemeyeceğine dair, söz vermen gerek. tamam mı? | Open Subtitles | فعليك أن تعدني بأنك لن تخبر أحداً، اتفقنا؟ |
Kimseye söylemeyeceğine söz vermen lazım. | Open Subtitles | عليكِ أن تعدينني بأن لاتخبرين أحداً به |
Eğer seninle birlikte çalışacaksam bana söz vermen gerek. | Open Subtitles | اذا عملت معك ستعدني بشيء.. |