Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar. | TED | ولكن من المهم جداً أن نعرف أن الكلمات محور الحياة السياسية، وأن جميع السياسيين يعرفون أن عليهم محاولة التحكم في اللغة. |
Buraya en son geldiğimden beri oyunda sözcüklerin yerlerinin değişmediğini fark ettim. | Open Subtitles | ألاحظ بأن الكلمات في اللعبة لم تتغير منذ آخر مرة كنت هنا |
Acil durum kapama prosedürü. Bu sözcüklerin yarısını hiç duymadım. | Open Subtitles | إجراءات الإطفاء الطارئة لم أرَ نصف هذه الكلمات من قبل |
Bu sözcüklerin televizyon haberleri için anlamları var mı? | Open Subtitles | يَعمَلُ هذه الكلماتِ لَها معنى في أخبارِ التلفزيونِ؟ |
sözcüklerin faydasız olduğunu biliyorum ve hayatlarımızı riske atmamız, sence kendimize ve sana ihanetti. | Open Subtitles | أعرف أنه بالنسبة لك كل الحروب بدون فائدة أما بالنسبة لنا ما يدمر حياتنا هو الخيانة لأنفسنا و لك |
O bakımdan bir dizi çalışma yaptım Fransızca ve İngilizce dillerinde benzer sözcüklerin yer aldığı. | TED | فقمت بتنفيذ سلسلة أعمال من الكلمات المتطابقة في الفرنسية والإنجليزية |
Anlaşılıyor ki müzik, sözcüklerin ötesinde duygularımızı ifade edebilirdi. | TED | ليتضح بانه قادر على التعبير عن مشاعره بما يتخطى قدرة الكلمات |
sözcükleri seçerler ve kullanırlar, ama aslında, gerçekler sözcükleri, sözcüklerin gerçeği değiştirdiğinden çok daha ciddi olarak değiştirirler. | TED | والسيطرة على الواقع، ولكن في الحقيقة، فإن الواقع يغيّر الكلمات بشكل أكبر مما تفعله الكلمات للواقع. |
sözcüklerin nasıl sıralandığı ve değiştiriliş ve düzenleniş biçimi de önemlidir. | TED | بل أيضا ترتيب هذه الكلمات، طريقة ترتيب وتعديل الكلمات. |
D1: İfade afazisi ya da sözcüklerin üretilmesini zorlaştıran Broca afazisi gibi duruyor. | TED | أوَ تعلم، تبدو مثل حبسة في التعبير أو حبسة بروكا، التي تجعل توليد الكلمات صعبًا. |
Bu sözcüklerin kardeş olma içerisinde, tanıdık bir etkisi vardı. | TED | لدى هذه الكلمات صدى مألوف في سياق كوننا شقيقات. |
Bence tamamen duygusal olarak zeki olmak için bu sözcüklerin nereden geldiğini, bununla birlikte yaşayış ve davranış şekillerimize dair ne tür fikirler içerdiklerini anlamamız lazım. | TED | أعتقد أنه لكي نكون أذكياء عاطفيًا تمامًا، فإننا نحتاج لفهم مصدر تلك الكلمات وكذلك ما تخفيه من أفكار تخصّ الكيفية التي ينبغي أن نحيا ونتصرف بها. |
Bir şairin zihninde sözcüklerin çelişkisi var. Evrenin zihninde, geceyle gündüz arasında. | TED | في عقل الشاعر، هناك تناقض في الكلمات. في عقل الكون. بين الليل والنهار. |
Kendi araştırmalarımda, sözcüklerin çok önemli olduğunu gördüm. | TED | في أبحاثي الخاصة، وجدت أن الكلمات جوهرية. |
Bazen zihnimiz sözcüklerin dilimizden kayıp gitmesine aldırmaz. | Open Subtitles | أحياناً تزل الكلمات من ألسنتنا من دون إدراكنا |
Ben de unutacağımı pek sanmıyorum. İnanın bana, sözcüklerin anlatabileceğinden çok daha fazla minnettarım size. | Open Subtitles | صدقينى, أنا ممتن أكثر مما يمكن أن توصفه الكلمات. |
Bu sözcüklerin ağzımdan çıktığına inanamıyorum. | Open Subtitles | - أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد تلك الكلماتِ حتى خُرُوج مِنْ فَمّي. |
Franszca sözcüklerin çogu öyledir. | Open Subtitles | - أكثر الكلماتِ الفرنسية كذلكِ. |
sözcüklerin faydasız olduğunu biliyorum ve hayatlarımızı riske atmamız, sence kendimize ve sana ihanetti. | Open Subtitles | أعرف أنه بالنسبة لك كل الحروب بدون فائدة أما بالنسبة لنا ما يدمر حياتنا هو الخيانة لأنفسنا و لك |