| Evet ve sen de her fırsatta bu sözden dönüyorsun. | Open Subtitles | نعم وأنت تقوم بحنث ذلك الوعد كلما أتيحت لك الفرصة |
| Ama o eğer tehlikedeyse, bu beni bir sözden daha fazla ilgilendirir. | Open Subtitles | لكن لو كان في خطر سيكون هذا الموضوع أهم من الوعد |
| Bunu, babasına verdiğim sözden dolayı yaptım; ona minnet duysun. | Open Subtitles | عليها أن تشكر الوعد الذي قطعته لأبيها. |
| sözden daha iyisi... anlaşman var. | Open Subtitles | لديك ما هو افضل من الوعد لديك عقد |
| - Onu sözden çok tehdit olarak görmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تهديد أكثر من الوعد |
| Verdiğim sözden dolayı, Kaori asla asistanımdan ilerisi olamadı. | Open Subtitles | ،بسبب الوعد الذي قطعته كاوري) لن تصبح أكثر من مساعدتي) |
| Verdiğin sözden asla dönme. | Open Subtitles | ولا تخلّي بهذا الوعد أبداً. |
| Bana birbirlerine vermiş oldukları sözden de bahsetti. | Open Subtitles | الوعد الذي قطعناه وعد ؟ |
| Verdikleri sözden geri dönemezler. | Open Subtitles | هذا الوعد تكون أمانة مقدسة |
| Venedik adına limanlar için verdiğiniz sözden dolayı şükranlarımı ve hürmetlerimi iletiyorum. | Open Subtitles | أشكرك بالنيابة عن (البندقيّة) من أجل الوعد الذي قطعته في ما يخصّ موضوع المرافئ |
| - Neden? Sevdiğim kadına verdiğim sözden dolayı. | Open Subtitles | -بسبب الوعد الذي قطعته للمرأة التي أحببتها . |