Eğer gerçekten bu aileyi benimsemek istiyorsan bu sözleşmeyi imzalamakta bir sorun yaşamazsın. | Open Subtitles | إذا أردتِ حقاً أن تتقبلي عائلتي فلن تواجهي مشكلة في توقيع هذا العقد |
sözleşmeyi tam incelememiştim, o yüzden hayır, bundan haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أقع بدراسة العقد , لذلك لم أدرك ذلك بالتحديد |
O sözleşmeyi imzalayacaksın, sonra da eve karının yanına gideceksin. | Open Subtitles | ستذهب لتوقيع العقد ومن بعدها ستذهب إلى زوجتك في المنزل |
Kökleşmiş toplumsal sözleşmeyi ihlal ettiler. | TED | لقد خرقوا هذا العقد الضارب بعمقه في المجتمع. |
sözleşmeyi telgrafla yollamanızı istiyorum. İlk yazı bir saat içinde elinizde olacak. | Open Subtitles | الآن أرسل العقد عبر المبرقة وستحصل علي أول قصة خلال ساعة |
O sözleşmeyi yapma sebeplerimden biri de bu. Babam ticaretle uğraşırdı. | Open Subtitles | احد الاسباب التي جعلتني احصل على العقد هو ان والدي كان في مهنة التجارة |
sözleşmeyi imzaladıktan sonra Palantine Plakçılığın şemsiyesi altına gireceksin. | Open Subtitles | حينما توقع على هذا العقد ستصبح تحت حماية بلانتين للتسجيلات |
Söylediklerinizi yapabiliyorsa sözleşmeyi yarın imzalarım. | Open Subtitles | إن كان يقوم بالوظائف التي وصفتها لي، فسأوقع العقد غداً |
- sözleşmeyi şimdi imzalarsan Londra'ya döndüğümüzde sana bir çek yazabiliriz. | Open Subtitles | إذا وقعتي العقد الآن و بينما نكون عائدين إلى لندن نستطيع إنهاء الأمور بسرعة |
Bir dakika Cher, eğer bu sözleşmeyi bozarsan ikimizi de aforoz ederler. | Open Subtitles | إنتظرى. أنظرى، شير، إذا فسختى هذا العقد سيضعونا فى القائمه السوداء وستكونين انت منتهيه |
- Tam isabet. Böylelikle beni değil, sözleşmeyi bozarlar. | Open Subtitles | بذلك الطريقه هم الذين سيفسخون العقد وليس أنا |
Biliyor musun, o tek dansla sözleşmeyi kaptım. | Open Subtitles | تعنين أنه يمكنك فعل أى شىء من أجل العقد والنقود؟ |
Onlara sözleşmeyi imzaladığımızı nasıl söyleyeceğiz? | Open Subtitles | كيف يمكننا الغاء الامر وقد قمنا بتوقيع العقد ؟ |
Bu sözleşmeyi görünce bazı hatıralarım ve yaptıklarımdan dolayı bir suçluluk duygusu geri döndü. | Open Subtitles | فقط ، رؤية ذلك العقد أعادت معها فيضان من الذكريات و الشعور بالذنب لما فعلته بك |
San Venganza ahalisiyle yabancının yaptığı sözleşmeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر ذاك العقد الذي أبرمه الغرباء مع أهل سان فينجانزا |
Ama orada bulduğu şey çok uğursuzdu sözleşmeyi aldı ve oradan uzaklaştı. | Open Subtitles | لكن ما وجده هناك كان في غاية الشر فأخذ العقد و ولى هارباً |
Ama yarın akşam gelip sözleşmeyi inceleyecekler ve belki de imzalayacaklar. | Open Subtitles | ولكن سيصلون سوية مساء الغد لمراجعة العقد علي أمل التوقيع |
Kızımla konuşur konuşmaz, sözleşmeyi imzalamaya hazırım. | Open Subtitles | أنا جاهز لتوقيع العقد بمجرد أن أتحدث مع ابنتي |
Kuduz Köpek o sözleşmeyi imzalamaya, rüyasını canlı tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مادوغ مازال يحاول الحصول على ذلك العقد يحاول جعل الحلم حقيقة |
sözleşmeyi yazdır, ben de öğle yemeğinde çevireyim. | Open Subtitles | طباعة العقود و ترجمتها خلال الغداء. أنا أمر الطعام الصيني ؟ |
Sizin takdirinize nezaketen sözleşmeyi size de göndermekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | سيسعدني أن أقدم لك عقداً إحتجازي يصل إلى سريتك كمجاملة |
Böylece sözleşmeyi bozmayı düşünen herkese iyi bir ders oluyor. | Open Subtitles | انه تصريح قوي لاي احد يفكر بفسخ عقده |
Multi milyonluk bir sözleşmeyi kazanmak üzere olan biri gider ve boynuna bir ip geçirir mi? | Open Subtitles | شخص على وشك الفوز بعقد بالملايين يشنق نفسه؟ |