Bazı sürüler taze otlak arayarak yılda 3200 kilometreden fazla yol alır. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة. |
Gecenin karanlığında saldırıya uğrama riski olsa da sürüler bazen geceleri de göç ederler. | Open Subtitles | القطعان أحياناً تسير في الليل على الرغم من خطر التعرض لهجوم تحت جنح الظلام |
Ama bu zamanda besin arayan sürüler sadece toz toprak bulabiliyor. | Open Subtitles | لكن في هذه الأثناء، القطعان التي تبحث عن القوت لا تجد إلا الغبار |
Bilirsiniz, arılar kümeler halinde dolaşır balıklar sürüler halinde... | TED | كما تعلمون ، النحل يأتي في شكل أسراب والسمك يأتي في شكل أفواج. |
Anlatıcı: İleride bu hayvanlar sürüler halinde sahillerde yaşayacaklar. | TED | المعلق: نهاية ستعيش هذه الوحوش في قطعان على الشواطئ |
Aslandan daha büyük azı dişlerine sahip olan erkekleri tarafından öncülük edilen ve Sayıları 600'e varan sürüler halinde Getabit köyünün etrafını sararlar. | Open Subtitles | جماعات مِن 600 تطوف خِلسة ً في المُنحدرات مُحيطة ً بقرية جيتابيت .تقودها الذكور ذوي أنياب أكبر مِن أنياب الاسود |
Her kış yalnızca birkaç hafta için milyonlarca sardalya, on mil uzunluğunda sürüler oluşturarak, kendilerini sığ suların içine çekilmiş bulurlar. | Open Subtitles | لأسابيع قليلة فقط كل شتاء يجد ملايين السردين نفسه مسوقاً للمياه الضحلة صانعاً سرباً يمتد لعشرة أميال |
Yağmurların başlamasıyla sürüler yeniden büyük göçe başlayacaklar ve atalarından yadigâr güneydeki yavrulama yerlerine dönecekler. | Open Subtitles | وبعودة الأمطار القطعان سوف تستأنف الهجرة العظيمة |
Alaska'ya göç eden sürüler güvenli vadiler ve yiyecek vardır. | Open Subtitles | عبر ألاسكا القديمة تهاجر القطعان بحثا عن مصدر للطعام ووديان للحماية |
Bu sürüler içinde her aile yaklaşık 20 kişilik gruplar halinde takılır. | Open Subtitles | وفى داخل هذه القطعان نجد أن كلّ عائلة تتضامن سوياً فى مجموعات من 20 أو نحو ذلك |
Susamış sürüler, gece boyunca gelmeye devam ediyor. | Open Subtitles | القطعان العطشانة تُواصلُ الوُصُول على مدار الليل. |
Bazı sürüler, taze otlaklara ulaşabilmek için her yıl 2.000 milden çok yol alırlar. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من ألفي ميل سنوياً بحثاً عن المراعي الخصبة |
Ama sürüler, o destansı yolculuklarına devam etmeden önce sadece birkaç ay kalırlar. | Open Subtitles | ،لكن تظلّ القطعان لبضعة أشهر فقط قبل الاستمرار في رحلتهم الملاحميّة |
Birkaç gün sonra, sürüler suyun kenarına toplanacaklar. | Open Subtitles | على مدار عدّة أيّام، تنحشد القطعان معاً عند حافّة الماء |
Bu üç kuralı uyguladığımızda birden bire bilrikte hareket eden sürüler görmeye başlıyoruz. Tıpkı kuş veya balık sürüleri gibi görünen sürüler bunlar. | TED | و عندما نطبق هذه القوانين الثلاث، نرى تلقائيا تجمعات و التي تبدوا كتجمعات الأسماك أو أسراب الطيور. |
Okyanuslardaki yunusların çoğu gibi onlar da genelde farklı aileleri içeren büyük sürüler halinde dolaşırlar. | Open Subtitles | و مثلها مثل بقية الدلافين في المحيط تسافر معا في أسراب هائلة تحوي العديد من العائلات. |
Kenya ve Tanganyika'da bu şekilde oluşan azgın sürüler oluyor. | Open Subtitles | لقد كانت هناك قطعان هائجه وجدت فى كينيا و تنجانيقا بنفس الطريقه تقريبا |
Bazı sürüler öyle büyüktür ki bir ucundan bir ucuna uçmak beş saat alır. | Open Subtitles | بعض قطعان هي من الاتساع بحيث انها يمكن ان تستغرق من خمس ساعات لتمر. |
Bu yaratıklar sürüler halinde gezer. Arkadaşları geri dönemdiği zaman... | Open Subtitles | هذه المخلوقات تهاجر جماعات عندما لا يعود صديقها |
sürüler akıntıların sınırlarında hareket ederler planktonların en fazla olduğu yerleri ararlar. | Open Subtitles | هذه الأفواج الهائلة من الأسماك تسافر مع التيارات ضمن حدودها باحثةً عن الأماكن التي يكثر فيها البلانكتون. |
Bir arada bulunmayı seven sürüler zehirleniyor, özellikle pirinç tarlası gibi alanlarda. | TED | كما يتم تسميم الأسراب التي تحب الطيران معًا، خصوصًأ في أماكن مثل مشاريع زراعة الأرز. |
Toplu halde yaşayan çoğu köpek balıkları küçük sıkı sürüler halinde yüzerler. | Open Subtitles | الأكثر إجتماعية لكلّ أسماك القرش عرض الإطعام الذي يسبح بمجموعات ضيّقة |