Bu acil durum esnasında lütfen acilen sığınak arayın . | Open Subtitles | اثناء حالة الطوارئ هذه، يرجى البحث عن ملجأ على الفور |
Çocuklardan bihaber Korra, bataklıkta bedeninde hala metal zehrin bir parçasını taşıdığını keşfeden Toph'un da olduğu bir sığınak bulmuştur. | Open Subtitles | من دون معرفة الاطفال كورا وجدت ملجأ في مستنقع مع توف التي اكتشفت انه مازال هنلك سم معدني في جسمها |
-Neden? Yalnız kadınlar için son sığınak olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لأنه من المفترض أن يكون الملجأ الأخير لإمرأة وحيدة ؟ |
Kumarbazlar tarafından dolup taşan kumarhanelerle dolu bir sığınak ve tamamen mafyanın kontrolünde. | Open Subtitles | لرجال العصابات بعيدا من القانون ملاذ مليئ بالكازينوهات والمقامرين وهو تحت سيطرة العصابات |
Demek istediğim, acil sığınak da oradaydı, ...saldırılardan dolayı tahrip oldu, ve açıkçası binalara ve yaşamlara zarar verildi. | TED | أعني، تعرفون، مخبأ الطوارئ الموجود هناك ، دمره الهجوم، وطبيعي أن الدمار تم على المبنى وعلى الأرواح. |
Ama yine de keyif çatmak için sığınak'ı beklemek zorunda olmamalıyız. | Open Subtitles | ولكن مازلنا كذلك، لا يجب أن ننتظر الملاذ كي نستمتع وقتها |
Tanrı bu evin sahiplerini kutsasın. Kör bir zavallıya sığınak verdiler. | Open Subtitles | طوبى لمن قدم المأوى لرجل أعمى بلا حول ولا قوة |
sığınak'ı terk eden son subay olan Albay Von Below da İngilizler tarafından yakalanmıştır. | Open Subtitles | كولونيل, فون إلو، آخر ضابط غادر المخبأ قبض عليه من قبل البريطانيين |
Kadınlar ve onların aileleri için bir sığınak ama ayrıca bir otel işletmesi. | TED | إنه ملجأ للنساء وعائلاتهم، لكنه أيضًا فندق يعمل. |
Benim gerçekten de mermerden yapılmış bir sığınak olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدي حقاً أنني ملجأ للغارات الجوية مصنوعٌ من الرخام؟ |
Ama bana göre, ben yalnızca hayaletleri gören bir radarım Başkan ise gizlenebileceğim bir sığınak. | Open Subtitles | لكن في عالمي انا فقط رادار للاشباح و الرئيس هو ملجأ يمكنني الاحتماء فيه |
Evin bir sığınak, çocukların, karın kitapların, dostların... | Open Subtitles | إن بيتك مثل ملجأ. أطفالك ،زوجتك ،كتبك أصدقائك المميزين. |
21 kişiyiz ama sığınak 10 kişi için inşa edildi. | Open Subtitles | نحن مجموعة من 21 شخصاً و لكن الملجأ مصمم لعشرة |
Yarattığın bu sığınak seni korumaya devam ediyor ancak geçmişinde sıkışıp kaldın. | Open Subtitles | هذا الملجأ الذي قُمتي بإنشائه، جعلكِ تستمرين، ولكنّه أيضًا حاصرك في الماضي. |
Dünyanın gerçek dışılığı, minicik kafalarımızın üstüne tüm ağırlığıyla çöreklendiği zaman bu bize sığınak oluyor. | Open Subtitles | إنه الملجأ الذى نتخذه جميعاً حين تسقط أكذوبة العالم ثقيلة على رؤوسنا الصغيرة |
Bizler birer sığınak, birer sınıf, güvenli bölge, yemekhane, kaynak merkezi ve evet, hatta cankurtaran halatıyız. | TED | نحن مأوى طبيعي، صف دراسي، ملاذ آمن، غرفة غداء، محور الموارد ونعم، نحن حتى شريان حياة. |
Bu süreçte, vücudun kaynakları fetüs için uygun bir ortam oluşturacak şekilde kullanılır. Annenin büyüyen çocuğu besleyebilmesi için bir iç sığınak oluşturulur. | TED | أثناء هذه العملية، تبدأ أعضاء الجسم بتشكيل بيئة مناسبة للجنين بذكاء. وإنشاء ملاذ داخلي للأم لرعاية جنينها. |
Kumarhanenin altına bir sığınak yaptırdım... | Open Subtitles | لقد بَنيتُ مخبأ في السردابِ قوي بما فيه الكفاية لمُقَاوَمَة الإنفجارِ. |
Birçok kabile ve kralları egemenliğini iddia ediyor ve şehrin duvarları sığınak ve güç. | Open Subtitles | قبائل كثيرة و ملوكهم يحاولون فرض سيطرتهم و جدران المدينة هى الملاذ والقوة |
Gerçek güç, bir nükleer sığınak inşa etmek için yeterli mali güçtür. | Open Subtitles | الطاقه الحقيقيه هي العضلات الماليه لتبني تداعيات المأوى |
Bugün, kendisi hâlâ Berlin'de ve sığınak'tan sadece 3 km uzakta oturmaktadır. | Open Subtitles | اليوم يعيش في برلين و يبعد 3 كلم عن المخبأ القديم. |
Oradaki sığınak en iyi muhabere sistemine sahip ve buradan 7 kat daha büyük. | Open Subtitles | هذا القبو أكبر بسبع مرات كما أنه يحتوي على أفضل وسائل الإتصال. |
Athar'ın burada Proculis'te bizlere sığınak olmayı kabul etmesini umuyoruz. | Open Subtitles | و كنا نأمل أن توفر لنا آثار ملاذا هنا على بروكليوس |
Anlaşıldı. Kol başı sığınak buldu. İki, yolda. | Open Subtitles | هناك مخابئ فى المنطقه اثنان منهم فى الطريق |
Ekonomik bir sığınak haline geldi. Onlar için bir nevi kar yapma eğilimlerine karşılık ödeyebilecekleri kefaret, bir dolar başına beş sent. | TED | اصبح ملاذاً اقتصادياً حيث امكنهم اخذ الجزاء لميولهم الكسبية ب5 سنت للدولار |
Sanctuary Sezon 1 Bölüm 1 "Hepsi İçin sığınak 1. | Open Subtitles | المَلاَذ الموسم الأول , الحلقة الأولى *المَلاََذ للجميع* |
Ellcrys'e güvenmeye başlaman gerek aksi takdirde üçünüz sığınak'a gitmeyi başaramazsınız. | Open Subtitles | عليك البدء بائتمان الإلكريس، وإلّا فإن ثلاثتكم لن تبلغوا بر الأمان. |
Şubatta bu dönemde Mikhaylivski Manastırı bir kez daha bir sığınak haline geldi. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت من فبراير أصبحت كنيسة سانت مايكل ملاذًا للناس مرّة أخرى |