| Onun lanet ülkesinde sıkışıp kaldım, dillerini bilmiyorum. | Open Subtitles | انا عالق في هذه البلد لا أستطيع ان اتحدث لغتهم |
| Bakın, okula geri dönmeye çalışıyorum, araba bulamıyorum ve... burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | فأنا أحاول العودة إلى المدرسة ولكن تعطّلت حافلتي... وها أنا عالق هنا. |
| Arabamdan arıyorum... ve galiba bir oto yıkamada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا أتحدث إليك من سيارة والظاهر أنني عالق في مغسلة سيارات مغسلة سيارات؟ |
| Tam şimdi olmuşken, şu salak kavanoz yüzünden burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | و أخيراً أنا جزءٌ من حدث الآن ولكنني عالقة بسبب مرطبان |
| Sizi buna mecbur bıraktığım için üzgünüm ama koridorda sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | آسفة على إزعاجك ولكنني كنت عالقة في الممر |
| Bu gezegende uzun zamandır sıkışıp kaldım, hep kurtulduğumu hayal ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت عالقاً فى هذا الكوكب منذ وقت بعيد أحلم بالخروج منه |
| Bu kayalıklarda acemi bir dümenci ve erkeklerden... hoşlanmayan, aksi bir baş subayla epeydir sıkışıp kaldım, ama kendimi kontrol etmeye gayret edeceğim. | Open Subtitles | لقدكنت عالق فى هذه الصخره مع ملاحه مبتدئ وضابط أول كثير التذمر لا يبدوا مثل الرجال لكنى سأحاول التحكم بنفسى |
| Şimdi Bay Mutlu ile sıkışıp kaldım burda, sikilmiş bir kanepede uyuyorum.. | Open Subtitles | الآن أنا عالق مع العائلة السعيدة، أنام على أريكة لعينة |
| Ama şimdi sayende hayatımın kalını boyunca geleceği olmayan bir işte sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | والآن، بسببك أنتِ، أنا عالق في وظيفة بلا مغزى لبقية حياتي |
| Bu evde sıkışıp kaldım. Merdivenleri kullanamıyorum. | Open Subtitles | أنا عالق في هذه الشقة لا أستطيع صعود أو هبوط السلالم |
| sıkışıp kaldım ve elimden hiçbir şey gelmiyor. | Open Subtitles | أنا عالق في الهواء الآن ولايوجد أي شيء استطيع فعله حيال ذلك |
| Hâlâ sinyal alamıyorum çünkü bu taşra köylü turist tuzağında sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | ما زلت لا أستطيع أن ألتقط شبكة لأنني عالق هنا فيهذهالرحلةالسياحيةللمنطقةالنائية. |
| Evrenin sonundaki delikte aptal bir hurdalıkta sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق في الفجوة في نهاية الكون في ساحة خردة |
| Ve sonra nişanlandınız, bense bu kareli gömlekle sonsuzluğun içinde sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | وأنت خطبت وأنا عالق في فستان منقوش للأبد |
| Sadece bu değerleri , hedefleri olmayan adamla sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | انه فقط انا عالق في العمل مع شخص ،من غير قيم .و لا أهداف لتطوير النفس |
| # Yeryüzünde sıkışıp kaldım, Kapamaya çalışıyorum gözlerimi # | Open Subtitles | ♪ أنا عالق بالأرضية محاولاً تغطية عينيّ ♪ |
| Kimin hatası olduğunu boşverin. Buraya sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | لايهمنا من المخطئ منكما فأنا عالقة هنا، ما الذي سأفعله؟ |
| Ben de burada acilde, hiçbir şey bilmeyen intörnlerle sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا هنا عالقة في الوهدة مع هؤلاء المستجدين الذين لا يعرفون شيئاً |
| Ve tabii ki ben de onun kölesi olarak burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | لذا , انا طبعا عالقة هنا لاهتم بها وبوجهها كالخادمة |
| Kuzey amerika 'da başka bir araba daha ve onun arkasında sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | سيارة أخرى في امريكا الشمالية و أنا عالقاً خلفه |
| Trafikte sıkışıp kaldım! Ayrıca cep telefonlarını sevmiyorum. | Open Subtitles | علقتُ في زحمة المرور ، بالاضافه الي ذلك لا أحب الهواتف الخلوية |
| Çavuş, yardım et! Burada sıkışıp kaldım! Yardım et. | Open Subtitles | ايها الرقيب , ساعدنى لقد علقت اوه , لقد علقت , ساعدنى |