"sınırı geçmek" - Traduction Turc en Arabe

    • عبور الحدود
        
    • عبر الحدود
        
    • لعبور الحدود
        
    • الحدود الخلط
        
    Kaçmak için tek şansı bir an önce sınırı geçmek. Open Subtitles فرصته الوحيدة للهروب هي عبور الحدود بسرعة.
    Bildiğim kadarıyla eğer kefalet verirlerse, sınırı geçmek kolaymış. Open Subtitles السيد ياسل .. أفهم بأني لو حصلت على الكفالة فمن السهل عبور الحدود حقا ..
    Kanada yetkilileriyle iletişim kurmadan sınırı geçmek, ...şartlar ne olursa olsun, çok ciddi bir ihlaldir. Open Subtitles عبور الحدود بدون الاتصال بالسلطات الكندية يعتبر تجاوزاً شديداً مهما كانت الظروف.
    Balhae'ye en hızlı yol sınırı geçmek. Open Subtitles الذهاب عبر الحدود انها الطريقة الأسرع إلى بالهاي
    Meksikalı uyuşturucu karteli sınırı geçmek için denizcileri kaçırmış olabilir. Open Subtitles محتكر مكسيكي ربما اختطف بعض المارينز عبر الحدود
    Bir Urlaubsschein. sınırı geçmek için izin belgesi. Bu da bir diğeri. Open Subtitles تصريح لعبور الحدود هذا واحد آخر
    Mesleki yaşamınızla kişisel yaşamınız arasındaki sınırı geçmek yargı ve etik dürüstlük eksiliğini gösterir. Open Subtitles الطريقة التي تتجاوزين بها الحدود الخلط بين الحياة الشخصية والحياة العملية يزعجني فقدان الحكم والسلامة الأخلاقية
    Yani, sınırı geçmek istiyorsa bir şeyler daha yapması gerekecek. Open Subtitles فلو أراد عبور الحدود سوف يكون عليه التقاط بعض الأعمال الورقية
    İznimiz olmazdan sınırı geçmek, büyük suçtur. Şartlı tahliyesini hemen iptal edebilirim. Open Subtitles عبور الحدود بدون موافقتنا مخالفة نكراء، ويمكنني إلغاء إفراجه بأيّة لحظة.
    Tanrı'dan bir hediye. Ama bu şeyle sınırı geçmek tehlikeli değil mi? Open Subtitles ولكن أليس من خطورة عبور الحدود مع الاشياء؟
    Bunlar sınırı geçmek için bekleyen evler. TED إذاً هذه منازل تنتظر عبور الحدود.
    O halde sınırı geçmek istiyorlarsa, buradan geçip bizi delmeleri gerekecek. Open Subtitles لذا كانوا يريدون عبور الحدود ، / / عليهم أن تأتي من هنا ، بالنسبة لنا.
    Rosh Hanikra'da sınırı geçmek bana kısa bir gezinti gibi gelmişti. Open Subtitles عبور الحدود عند نقطة "روش هانيكرا" بدا لكأنّه نزهة
    sınırı geçmek çocuk oyuncağı değil. Open Subtitles عبور الحدود صفقة كبيرة
    sınırı geçmek çok tehlikeli. Open Subtitles عبور الحدود خطر للغاية
    sınırı geçmek üzerelermiş. Open Subtitles قال أنّهم على وشك عبور الحدود
    Muhtemelen benden hesapları açmamı, sınırı geçmek için istiyor. Open Subtitles من المحتمل أنه يريد تحرير أصولهُ ليتمكن من الهرب عبر الحدود
    sınırı geçmek bana pahalıya mal oldu. Open Subtitles لقد إستغرقني الامر الكثير من الجُهد للعبور عبر الحدود.
    Tek yapmam gereken Ermenistan'da kamyonun kontrolünü alıp silahları yüklemek ve sonra fark edilmeden sınırı geçmek. Open Subtitles كل ما علي فعله هو الأستيلاء على الشاحنة في أرمينيا .. أقوم بتحميل الأسلحة ، ثم أنقلها عبر الحدود بدون أن تُكشف
    Bir "Urlaubsschein." sınırı geçmek için izin belgesi. Al bir tane daha. Open Subtitles تصريح لعبور الحدود هذا واحد آخر
    Mesleki yaşamınızla kişisel yaşamınız arasındaki sınırı geçmek yargı ve etik dürüstlük eksiliğini gösterir. Open Subtitles الطريقة التي تعديتي بها على الحدود الخلط بين شخصيتك وحياتك العملية يُظهر عدم الحكمة في الأمور

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus