bu, o dönem için oldukça sıradışı. Evet, bu çok sıra dışı. | Open Subtitles | شيء عجيب وغير عادي بتلك الفترة نوع غير عادي , هه ؟ |
Afedersiniz hursızlıktan önce salı günü sıradışı bir şey olmuş muydu? | Open Subtitles | المعذرة ياسيد هل حدث شيء غير عادي يوم الثلاثاء قبل السرقة؟ |
Ayrıca sıradışı yetenekler kullanıyorlar sıradışı durumlarla başedebilmek için günlük hayatta. | TED | أيضاً يستخدمون مهارات استثنائية للتعامل مع الحالات الإستثنائية في حياتهم اليومية |
Dün gece çarşı kapandığında, sıradışı birşey duydun yada gördün mü? | Open Subtitles | هل سمعت أو رأيت شيئا غير معتاد البارحة بعد إقفال السوق؟ |
ve sıradışı olan çocukları. 2 çeşit kimlik olduğu fikrine ulaştım. Dikey kimlikler, | TED | وفكّرتُ، إنه نفس الحالة: عائلة تعتقد أنها طبيعية مع طفل يبدو أنه استثنائي. |
Bu çok da sıradışı değil, üç ebeveyne sahip olan ilk kişi olması dışında. | TED | وهذا بحد ذاته ليس غير اعتيادي ما عدا حقيقة أنها أول انسان يولد لثلاثة آباء |
Bu, olay zinciri kesinlikle ilginç ve sıradışı. | Open Subtitles | آه ، هذه السلسلة من الأحداث بالتأكيد سيكون لها إهتمام إستثنائي |
Enerjisi salonu kapladı ve bu sayede sıradışı bir sohbet oldu. | TED | و بالتالي ملأ الجو حوله بطاقته تلك و قمنا بحوار غير عادي. |
Anlayacağınız, şu anda yakından tanımaya değer sıradışı bir şey oluyor. | TED | هذا شيء غير عادي يحدث هناك. يحتاج للملاحظة. |
Sen en garip ve sıradışı insansın. | Open Subtitles | أنت أكثر شخص غريب وغير عادي أنا أعلم, أعلم |
En garip ve en sıradışı bebek olacak, değil mi? | Open Subtitles | سوف يصبح أكثر طفل غريب وغير عادي, أليس كذلك؟ |
- sıradışı gibi gelebilir. | Open Subtitles | بإِنَّني يَجِبُ أَنْ أَقُول قَدْ يَبْدو غير عادي إلى حدٍّ ما. |
Çok yetenekli olduklarında da yetilerinin ne kadar sıradışı olduğunu kavrayamazlar. | TED | وعندما يكونون أكفاء علي نحو ممتاز، لا يدركون مدي استثنائية قدراتهم. |
Ancak kilit kısım yutarak yok etmek yerine sıradışı bir arazi parçasını geri vermek. | TED | لكن الجزء الأساسي هو محاولة رد قطعة استثنائية من المناظر الطبيعية، بدلا من ابتلاعها. |
Okulda yetişmiş ve 20 yıldan fazla bir süredir kilisede vaizlik yapan bir papaz olduğum için bu biraz sıradışı ama bu doğru. | TED | هذا غير معتاد بعض الشيئ، حيث أنني رجل دين معمداني، ولدي تدريب ديني وكنت واعظاً في كنيسة لأكثر من 20 عاماً، ولكنها الحقيقة. |
Kurala aykırı birşey gerçekten sıradışı olmalı. | TED | لابد لعقلنا أن يكون فوق المعتاد، استثنائي. |
Bu da beni favorilerimden bir diğerine yönlendiriyor -- bence bunun sebebi çok sıradışı olması. | TED | و هذا ينقلني إلى أحد مواضيعي المفضلة أعتقد لأن الأمر غير اعتيادي على الإطلاق |
Bugün en sıradışı fideyi buldum. Adanın batısında. | Open Subtitles | لقد عثرتُ على نبات إستثنائي للغاية في الجانب الغربي للجزيرة. |
Ona biraz dikkatlerini verseler sıradışı bir çocuk olduğunu anlayacaklardı. | Open Subtitles | لو أنها أولتها أدنى إهتمام، لأدركت أن لديها طفلة إستثنائية. |
Onlar çok etkili ve ucuz olan sıradışı ürünler geliştiren elektronik cihaz şirketleri. | TED | وهم شركات أجهزة، ينتجون منتجات غير عادية وذات كفاءة عالية وسعر رخيص جداً. |
Ağabeyin vurulmadan önce, sıradışı herhangi bir şey söyledi veya yaptı mı? | Open Subtitles | هل فعل أخوك أو قال اي شيء غير مألوف قبل موته؟ |
diğer New Yorkluların ne kadar boş vakti varsa o kadar boş vakitleri var, onlar sadece vakitlerini sıradışı bir şekilde harcamayı seçiyorlar. | TED | لديهم فقط نفس وقت التسلية كما لدى أي نيويوركيين آخرين، إنهم فقط يختارون من حين لآخر أن يقضونه بطريقة غير معتادة. |
Kızın ölümüne yolaçacak sıradışı bir şey yaptığına ilişkin hala kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل فعلت أي شيء خارج عن المألوف أدت إلى وفاتها. |
Ve Libby, Montana'da, Gayla Benefield adında oldukça sıradışı bir kadın var. | TED | و في ليبي بولاية مونتانا، هنالك توجد امرأة غير اعتيادية تدعى غايلا بنفيلد. |
Bir endüstri lazerine bakıyorsunuz, sıradışı bir ışık gönderiyor, doğası bilinmiyor. | Open Subtitles | أنت تنظر الى ليزر صطناعى بضوء غير عادى غير موجود بالطبيعة |
Size söz veriyorum bugün unutulmaz ve sıradışı şeyler göreceksiniz. | Open Subtitles | أعدك بأنكى سترى عصر اليوم حدثاً فوق العادة لا يُنسى |
Eter kullan. sıradışı bir şey olursa, bana haber ver. Hadi ama, onun korumasına ihtiyacın yok. | Open Subtitles | اي شيء غير طبيعي قل لي عنه,لن تحتاج الى حمايه |