Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Wall Street'ten Mohammed Mahmoud Street'e Sıradan insanların bu arzularını anlamak hiç bu kadar önemli olmamıştı. | TED | من وول ستريت لشارع محمد محمود، لم تكن أبدا أكثر أهمية فهم طموحات الناس العاديين. |
Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum, Sıradan insanların yaptığı binlerce eylem, bence olağanüstü çalışmalar, aslında sağlıkta iyileşme sağladı ve belki de birazcık da olsa yoksulluğu azalttı. | TED | الآلاف من الناس العاديين هو عمل رائع, بالواقع حسن الصحة و ربما خفض الفقر و لو قليلاً شكراً جزيلاً لوقتكم. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عنف يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنف يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنف يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عُنف يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عنف يتورّط فيها أناس عاديون. |
Sıradan insanların, gizli şirketlerin arkasında kimliklerini gizleyen kişilere öfkelenmesine ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة إلى أن يغضب الناس العاديين فيما يخص الطريقة التي يمكن للناس فيها إخفاء هوياتهم خلف الشركات السرية. |
Artık teknoloji var, devletin Sıradan insanların bilgilerini ucuzca ve kolayca elde etmesini sağlayan teknoloji. | TED | اليوم لدينا تقنيات تجعل من السهل والرخيص على الحكومة جمع معلومات عن الناس العاديين. |
Siyasi liderlerimiz kendilerini Sıradan insanların sorunlarından kopuk hissediyor. | TED | يشعرُ قادتنا السياسيون أنهم منعزلون عن ما يهم الناس العاديين. |
Bunun sonucu olarak benim ülkem Rusya ve birçok ülkede insanlar tarihe liderlerin kararlarının yön verdiğini ve Sıradan insanların tarihi etkileyemeyeceğine inanıyor. | TED | وكنتيجة، الشعوب في العديد من الدول مثل بلدي روسيا، ننظرُ إلى التاريح كشيء تم تحديده فعلًا أو حدده الحكام، ولا يمكن لعامة الناس أن تؤثر فيه بأي شكلٍ من الأشكال. |
Bu, kural ve sistemlerin çalışmasını sağlamaya çalışan Sıradan insanların deneyimlerinden reform üretmekle ilgili. | TED | بل تحسينات متنامية ناتجة من خبرة أناس عاديين يحاولون جعل القوانين والأنظمة تعمل. |
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür. | Open Subtitles | جرائم عنف يتورّط بها أناسٌ عاديون |
Lacy, bu Sıradan insanların okuduğu birşey. | Open Subtitles | مخرّم، ذلك كلّ الرجل العادي يقرأ. |
Sıradan insanların karşı koyma iradesinin dirilmesinin bir sembolüdür o. | Open Subtitles | أعتقد بأنّها عودة رمزية لإرادة الشخص العادي من أجل المقاومة. |
Tabi ki, Sıradan insanların , İmparatora bakmaya izinleri yoktur. | Open Subtitles | بالطبع .. الناس العاديون لا يسمح لهم بالنظر إلى الإمبراطور |