Eğer sıtma eredikasyonu yapmak veya sıtmayı azaltmak istiyorsanız, yapılacak en efektif şeyin ne olduğunu bilemiyor olmamız sorunlardan birisi. | TED | و أحد المشاكل التي تواجهك لو تحاول إبادة الملاريا أو تقليلها هي انك لا تعرف ما هو أكثر الحلول فعالية. |
Bataklıkları ıslah ederek sıtmayı yok edip bölgeyi tarım alanlarına çevirmek istiyordu. | Open Subtitles | استعصى حتي على الرومان القدماء كان يريد استعادة الأهوار, والقضاءعلى الملاريا, و |
Ve kim sıtmayı tedavi etmeye çalışan bilim adamlarının biyo-yakıtta çığır açan bir teknolojiyi bulacağını düşünürdü? | TED | ومن كان يظن أن العلماء الذين يحاولون علاج الملاريا سيكتشفون اكتشافا جديدا في مجال الوقود الحيوي؟ |
Bu bize sıtmayı bir hastalık olarak elimine etmemize olanak sağlayacaktır. | TED | والذي سوف يعطينا فرصة حقيقية للقضاء على الملاريا كمرض. |
Neredeyse 1600'lü yıllardan beri sıtmayı tedavi etmeyi biliyoruz. | TED | فقد نجحنا في شفاء مرضى الملاريا منذ القرن السابع عشر |
Dolayısıyla sıtmayı tedavi etmeyi yüzyıllardır biliyoruz. | TED | فقد توصلنا إذًا إلى شفاء مرضى الملاريا منذ قرون |
İngiliz ordusunda cerrah olan Ronald Ross sıtmayı sivrisineklerin taşıdığını tam da bu zamanda keşfetti. Önceden düşünüldüğü gibi mikroplu hava bu hastalığa sebep olmuyordu. | TED | عندما اكتشف طبيبٌ في الجيش البريطاني يدعى رونالد روس أنّ عدوى الملاريا تنتقل بواسطة البعوض وليس عبر الهواء الفاسد أو بخار المستنقعات، كما ساد الاعتقاد |
Sıtmaya en eğilimli toplumların sıtmayı en az umursaması hiç umursamaması durumu. | TED | وتكمن المفارقة في التناسب العكسي بين مدى انتشار الملاريا في مجتمعٍ ما ومدى اهتمام هذا المجتمع بالمرض |
sıtmayı kontrol etmek için son çaba 1990'ların sonunda yapıldı. | TED | بدأت آخر جهود كبح الملاريا في التسعينيات |
Dolayısıyla sıtmayı bölgelerde kontrol altına almak biraz zor fakat aynı zamanda bu toplumlara dışarıdan müdahale etmek de bir o kadar uğraştırıcı. | TED | إنّ من الصعب مكافحة الملاريا من داخل المجتمعات المصابة وكذلك الأمر عند مكافحتها من خارج هذه المجتمعات |
Sıtma yüzyıllar boyunca bu ülkelerde de varlığını sürdürdü ve şu an tamamen sıtmayı hayatımızdan silebildik. Fakat direkt olarak sıtmaya saldırmadık. | TED | عانينا الملاريا لمئات السنين وتخلصنا منها كليًّا ليس عبر مكافحة الملاريا |
Bir sene içerisinde sıtmayı ortadan kaldırabilirsiniz. | TED | لذلك في سنة، يمكنك تقريباً القضاء على الملاريا. |
Böylece buradaki sıtma sıklığının yanı sıra, hangi sivrisineklerin sıtmayı taşıdığını da bilecektik. | TED | بهذه الطريقة لم نكن قادرين على تحديد مدى انتشار الملاريا وحسب وانما معرفة أي أنواع البعوض كانت تحمل الملاريا. |
Dünya Sağlık Örgütü, 2030 yılına kadar 35 ülkede sıtmayı yok etmeyi amaçlıyor. | TED | حددت منظمة الصحة العالمية هدفًا بحلول عام 2030 للقضاء على الملاريا في 35 دولة. |
Afrika Birliği 2030 yılına kadar sıtmayı kıtadan yok etmeyi amaçlıyor. | TED | وقد حدد الاتحاد الإفريقي هدفًا بحلول عام 2030 للقضاء على الملاريا في القارة بأكملها. |
Biriyle sıtmayı tanı aracı olarak kullanabileceğine dair iddiaya mı girdin? | Open Subtitles | هل راهنتَ أحدهم على أنّه يمكنكَ إستخدام الملاريا كأداة تشخيصيّة؟ |
Siktiğimin sivrisinekleri sıtmayı nasıl yayıyorsa biz de Hristiyanlık'ı öyle yayacakmışız. | Open Subtitles | سوف ننشر الدين مثلما ينشر البعوض اللعين الملاريا |
25 yıl içinde kendimi tam gün sıtmayı yok etmeye adayacağım. | Open Subtitles | في خلال 25 سنة سأكرس وقتي بأكمله لتخلص من الملاريا. |
Gerçi, alışmadım ama, sıtmayı alt ediyor. | Open Subtitles | ،حسناً انا لست معتادة .لكنه يهزم الملاريا شر هزيمه |
Baba sana ne söylediler bilmiyorum ama çocuklara yardım ettikleri ya da sıtmayı tedavi ettikleri falan yok. | Open Subtitles | انهم لا يعالجون الملاريا او اى كان ما اخبروك بة |