Ben de evden sıvışıp eski bir bahriyeliyle sprey boya huysuzluğu yapardım. | Open Subtitles | اعتدت أن أتسلل من البيت واشارك جندي سابق في طلاء بيته |
Bazen yalnızca sıvışıp, ...yıldızlara bakar, ve düş kurardım. | Open Subtitles | وأحياناً أتسلل من بيتنا حتى أرى النجوم وأحلم |
Gizlice sıvışıp dansa gidebileceğini mi sanıyordun. | Open Subtitles | آه، ظننت أن بوسعك التسلل والتوجه لحفل الرقص |
sıvışıp kola içerken. | Open Subtitles | التسلل وشرب المياه الغازية، أمسكت بك بجرمين |
Bende güç zaten var. İyi. Yemeğin ortasında sıvışıp yasak bir büyü yap ve ebediyen cezalandırılmayı göze al. | Open Subtitles | حسناً، تسلل أثناء العشاء وألقي تعويذة مُحرمة وخاطر بكل شئ. |
Buraya yardımcımla geldim, Ona göre cumartesi gecesi birisi oyun esnasında tiyatrodan dışarı sıvışıp, sokağın ilerisinde bir kadını öldürmüş, ve buraya geri dönmüş. | Open Subtitles | أنا هنا مع مساعدتي وهي تعتقد أن احد تسلل من هنا خلال العرض بليلة السبت قتل امرأة بأعلى الشارع وبعدها تسلل عائداً الى هنا |
Hepsi deneyimli birer ajan olan arkadaşlarımın yanından sıvışıp SVR'ın 50 Milyon Dolar gönderdiği adamı mı bulacağım? | Open Subtitles | و ماذا بعدها ؟ فقط أتسلل من بين زملائي الذين هُم جميعهم جواسيس ، و عُملاء |
Dairelerden birine girin. Ben sıvışıp yardım getireceğim. Gidin! | Open Subtitles | ادخلوا إحدى الشقق ، سوف أتسلل وأطلبالعون،اطلقواانطلقوا! |
sıvışıp, köpeği orada bırakmadım yani. | Open Subtitles | لم أتسلل مثلاً وأترك كلبي |
Usulca sıvışıp o kadını öldürebilirdim. | Open Subtitles | يمكنني أن أتسلل وأقتل السيّدة... |
Geceleri sıvışıp, kıyameti koparıp; | Open Subtitles | ألا تودين التسلل في الليل، و تتمتعبن و تبينين للعالم بأسره |
Yani sen sıvışıp beni görmeye gelene kadar bir otelde beklememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن أنتظر في فندق حتى تتمكن من التسلل والقدوم لرؤيتي؟ |
Sana hiçbir şey söylemedi mi? Hemen geri döneceğini, arabanı ödünç almak istediğini? Sadece gizlice sıvışıp, telefonunu bırakıp Mercedes'ini mi aldı? | Open Subtitles | لم يقل لك أي شيء؟ تسلل للخارج ، تاركا الهاتف ، وأخذ سيارتك؟ |
Sanırım ben senin yüzünü temizlerken, sıvışıp gitti. | Open Subtitles | أعتقد أنه عندما كنت أنظف أنفكَ تسلل خارجًا |
Dick Dawson o kadar saçma olduklarını düşünüyormuş gibi gözükmüyordu... masasından sıvışıp bugün telefonla beni aradığında. | Open Subtitles | حسنا،"ديك دوسون"،لم يعتقد أنه كان هراء عندما تسلل من مكتبه اليوم ليتصل بي |
Belki de bakmadığın bir anda sıvışıp gitmiştir. | Open Subtitles | ربما قد تسلل إلى الخارج عندما أشحت نظرك |
Bertil Gasp sıvışıp gitti. | Open Subtitles | بيرتل تسلل بعيدا |