| Şu saçmalığa bak. Almışlar kalemi ellerine çizgi romanda propaganda yapıyorlar. | Open Subtitles | اسمعوا لهذا الهراء الذي لا ينفكون يرددونه في القصص المصوّرة والدعاية |
| Modern insanların bu saçmalığa kanacağına gerçekten inanıyorlar mı? | Open Subtitles | .. . هل يأخذ الناس العصريين حقا هذا الهراء بجدية؟ |
| Senin meydana getirdiğin şu saçmalığa büyük reklam malzemesi vermekle çok meşguldüler. | Open Subtitles | كانوا مشغولين جداً في تحويلك إلى هذا الهراء الذي أصبحت عليه. |
| Bu şeylerden biri buraya gelirse bütün bu saçmalığa veda edebilirsin! | Open Subtitles | أذا نزل أحد تلك الآشياء الى هنا فستكون النهايه كل هذة التفاهات التى تعتبرونها مهمه ستشهد نهايتها أيضا |
| Benim bu saçmalığa zamanım yok. - Jim? - Evet? | Open Subtitles | فلتحلّوا هذا الأمر كلاكما فأنا ليس لديّ الوقت لهذا الهُراء |
| Aç şu kapıyı. Bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | .افتحي ذلك الباب .لا أستطيع تحمّل هذا الهراء أكثر من ذلك |
| Aynı zamanda bu saçmalığa da dikkat etmeyecekler. | Open Subtitles | أنت على حق و لا أحد ينتبه الى هذا الهراء أيضا |
| Her evde böcek vardır, bu saçmalığa ayıracak vaktimiz yok. | Open Subtitles | كل شخص لديه حشرات الليله و ليس لدى وقت لذلك الهراء |
| Benden bu saçmalığa inanmamı beklemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تقولى لى ذلك الهراء. ظننتُ أنكِ تبرعتِ بكُلوةٍ أو شىء ما. |
| Bu saçmalığa katlanmak zorunda değilim, dostum. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أتحمل هذا الهراء يا رجل |
| Tüm saygımıza rağmen bu saçmalığa bir son verelim. | Open Subtitles | المعذرة يا سيدة تاناكا لنختصر كل هذا الهراء وندخل لب |
| Bu saçmalığa birisi el atıp, bir son verdiği için çok mutluyum. | Open Subtitles | يسعدني أنني أخيراً وضعت حداً لذلك الهراء |
| Hayatımın bir yılını bu saçmalığa harcadım. | Open Subtitles | لقد ضعيت عاما كاملا من المدة فى هذا الهراء |
| Bu saçmalığa biraz daha devam ederseniz... hepinizi dışarıya attırırım! | Open Subtitles | مزيد من هذا الهراء وسوف أطرد جميعكم من هنا |
| Bu saçmalığa neden katlanıyorum, bilmem. | Open Subtitles | لماذا لاتوقفوا هذا الهراء الذى لاأدرى عنه شيئا |
| Daphne, bütün akşam bu saçmalığa dayanmamı bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا تتوقعي تحمل أمسية كاملة من هذا الهراء |
| Barbarların işi, vahşiler. Şu saçmalığa bak. | Open Subtitles | أنا حزين لأن هؤلاء البربر المخربون يفعلون مثل هذا الهراء |
| Kendimi bu saçmalığa maruz bırakmayı seçtim yine de. | Open Subtitles | ومع ذلك ارغم نفسى على سماع كل هذه التفاهات |
| Bu saçmalığa da babasını kızdırmak için bulaşmıştır herhalde. | Open Subtitles | أفترض أن هذا سبب تورطها بكل ذلك الهُراء لإغضاب أبيها |
| Bu saçmalığa inanıyor musun? | Open Subtitles | الآن لا تخبرني أنّك تصدّق هذا الكلام الفارغ |
| Paradokslar hakkında her şeyi biliyormuş gibi yapmayacağım... ya da onları takip edenler hakkında, ve doğruyu söylemek gerekirse, bu saçmalığa hakikaten inanmıyorum. | Open Subtitles | سوف لن أتظاهر بأنني أعرف شيئاً عن الموضوع أو ما يترتب عليه، ولكن بصراحة لا أؤمن بهذه الترهات |
| Bu saçmalığa bir son verin ve ahırınıza dönüp samanla uğraşın. Orada işe yarar biri olduğunuzu hissedeceksiniz. | Open Subtitles | و تتخلوا عن هذه الحماقة , و ان تعودوا إلى زرائبكم و اكوام التبن , حيث يكون لبعض فائدة حقيقية |
| Gerçekten özlemiş gibi. Kadınlar bu saçmalığa bayılır. | Open Subtitles | وكأنك مشتاق لها حقاً، النساء يحببن تلك الهراءات. |
| Çocuklar bu saçmalığa inanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | يا اصدقاء، استصدقون هذه التراهات ؟ |
| "O yüzden bir şey yapılması gerektiğini düşünmüyoruz." saçmalığa bakar mısınız. | Open Subtitles | أو بعض الحماقات لذلك لم نعتقد أو إي شيء آخر تم تبريره كأنه تقول ما هذا الهراء |
| Siz de bu saçmalığa inandınız mı? | Open Subtitles | -و ينكشف إلينا -و هل تصدق هذه الأمور المتعلقة بالشر ؟ |