"saçmalıklarla" - Traduction Turc en Arabe

    • الهراء
        
    • التفاهات
        
    • بالهراء
        
    • الفارغ
        
    • الترهات
        
    Beni aptal bir defterle ve içindeki saçmalıklarla bırakıp gidesin diye mi? Open Subtitles حتى ترحلين تاركه إياي كاتباً في الهراء في مفكرة ما؟
    Bilmiyorum, bütün bu idari saçmalıklarla aslında neyin önemli olduğuna odaklanamadığımızı düşünüyorum. Open Subtitles أنا لا أعلم مع كل هذا الهراء الإداري يجعلك تتسائل ما إن كنت قد فقدت التركيز على ما هو مهم
    Bir çok insanı akıl hastanesine gönderecek türden saçmalıklarla dolu! Open Subtitles إنها نهر من الهراء تدفع الناس للصراخ بمنزل مجانين
    Bir yerlerde büyükbabamla aynı hücrede kalmış bu yüzden bana böyle saçmalıklarla gelme. Open Subtitles كما تعرف, وفي إحدى الزنزانات ستجد جدي، يارجل، فلا تُتعب نفسك بهذه التفاهات.
    Ama sanırım hepimiz, aslında kadınların saçmalıklarla dolu olduklarını biliyoruz. Open Subtitles " لكنني أعتقد أننا علم جميعاً، إنـّها النساء المليئة بالهراء"
    Patronu senin hakkındaki saçmalıklarla gaza getirip duran bendim. Open Subtitles أنا الذي أطعمت الرئيس بكلّ هذا الهراء بدلاً عنك.
    Bu yüzden tüm bu saçmalıklarla aramıza mesafe koymaya çalışıyorsun. Open Subtitles لذا تحاول جعلي على مبعدة بكلّ هذا الهراء
    Bu saçmalıklarla onu aldatmış gibi hissediyorum ve utanıyorum. Open Subtitles أشعر بأنني جعلته يمضي لذلك الطريق مع جميع ذلك الهراء إنني خجلة
    Sırf bu saçmalıklarla uğraşmamak adına. Open Subtitles تحديدا انا لست مجبر بأن اتعامل مع هذا الهراء
    Ben sadece adet, etiklik ve tüm saçmalıklarla ilgili eski usul aptallıklara hasta oluyorum. Open Subtitles لقد مللت من المدرسة القديمة المتعلقة باللياقة والاتيكيت و كل هذا الهراء
    Yani dünyada bir sürü gerçek sorunlar varken zamanını neden bu saçmalıklarla harcıyorsun? Open Subtitles انت تضيع وقتك بـ بيع هذا الهراء عندما تكون هنالك مشاكل حقيقية في هذا العالم
    Milyonlarca zihni saçmalıklarla zehirlemek sence bir marifet mi? Open Subtitles انت تعني تخريب عقول الملايين بهذا الهراء الذي يسمى فن؟
    "Mahkemeyle ya da Georgia'daki temyiz süreciyle tüm o yasal saçmalıklarla ilgisiz bir mektup. Open Subtitles أو حول الإعدام .. أو قضية الإستئناف في جورجيا،أو أيّ من ذلك الهراء القانوني متأكدةٌ من أنّك قد سئمت من ذلك
    Yine bu saçmalıklarla uğraştığına inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني التصديق إنّك هنا تفعل هذا الهراء مجدداً.
    Bu tür saçmalıklarla daha önce de karşılaştım kilisemdeki geçen üç yıl içinde ve üstesinden geldim. Open Subtitles لقد تعاملت مع هذا الهراء خلال السنوات الثلاث الماضية في جوقة الكنيسة و لقد تخطيته تماماً
    Perakende satış mağazası komisyoncularıyla, kabinlerle ve saçmalıklarla uğraşmak yok. Open Subtitles لا مزيد من متاجر التجزئة الوسيطة لا مزيد من مكاتب المقصورات لا مزيد من الهراء , حسناً؟
    Hadi ama güzelim, bu saçmalıklarla günümü iki kere mahvettin zaten. Open Subtitles بحقك يا سيدة، لقد أفسدتِ يومي مرتين بهذا الهراء
    Bu saçmalıklarla kafanı doldurmak için çok büyümedin mi? Open Subtitles لقد كبرت نوعا ما لتملأ رأسك بتلك التفاهات
    Ne yapabileceğimizi biliyorum, çünkü bu saçmalıklarla işim bitti. Open Subtitles اعلم ما بإمكاننا فعلة ، لأننى إنتهيت من التفاهات
    Kızın beynini saçmalıklarla doldurmayı kes, tamam mı? Open Subtitles توقف عن تعبئة رأسها بالهراء, حسناً؟
    Sen onun kafasını saçmalıklarla dolduruyorsun. Open Subtitles كلا, كلا, أنت الذي تملاء رأسها بالهراء
    O kitapların yarısı saçmalıklarla... yarısı da yalanlarla dolu ama. Open Subtitles نصف تلك الكتب مملوئة بالكلام الفارغ والنصف الآخر يكذب ، حسنا ؟
    "O aradığım kişi olabilir mi? Ona karşı bir şeyler hissediyorum" türünden saçmalıklarla uğraşmazsın. Open Subtitles لا ضرورة لأن تشعر بشيء نحوها وتلك الترهات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus