Dündü o. Randevumuzu bir gün bir saatle kaçırdık. | Open Subtitles | لقد كان بالأمس، لقد فوّتنا موعدنا بساعة و يوم |
Yüzbaşı, 20 bin dolarlık saatle ne yaptığımı bilmek istiyor. | Open Subtitles | القائد يريد ان يعرف ما الذي سافعله بساعة بقيمة 20000 دولار. |
- Yani mızrağı saatle mi bulacaksın? | Open Subtitles | لذلك تتوقع أن تجد الرمح الثلاثى بساعة توقيت؟ |
Dallas, Teksas'tan resmi açıklamaya göre Başkan Kennedy'nin yerel saatle 1.00'de öldüğü bildirildi. | Open Subtitles | من دالس، تكساس، التلميحات الرسمية على ما يبدو ان الرئيس كينيدي قد مات في الساعة الواحدة ظهراً بتوقيت الوسط |
20 yardım tırına yerel saatle 6'da Suriye sınırında el koyma ve arama yetkisi Amerikan ordusuna ulaştırıldı. | Open Subtitles | تلقينا تصريح من جيش الوريات المتحدة بوقف وتفنيش قافلة من 20 شاحنة إغاثة بتوقيت التاسعة محلياً .على الحدود السورية .. |
Yerel saatle 13:30'da patlayacak. | Open Subtitles | سأفجرها في الـ1: 30 ظهراً بالتوقيت المحلي |
Fırlatma, biyolojik bir saatle tetikleniyor. | Open Subtitles | لقد ربط زنادَ الإطلاق بساعة بيولوجية |
Bugün yerel saatle 9:22'de Amerikan nükleer denizaltısı USS Montana, içindeki 156 adamıyla beraber buradan 35 km ötede battı. | Open Subtitles | فى الساعة 9: 22 دقيقة بتوقيت اليوم , الغواصة النووية الأمريكية مونتانا والتابعة للقوانت البحرية على متنها 156 رجلا قد غرقت |
Uzay mekiği Atlantis, yerel saatle 15:47'de infilak etti. | Open Subtitles | المكوك "أطلنتس" أنفجر فى الفضاء الساعه 3: 47 صباحاْ بتوقيت شرق أمريكا |
Merkezi saatle. | Open Subtitles | بتوقيت ولايات الوسط |
Tren saatle yarışıyor. | Open Subtitles | القطارات تتحرك بتوقيت موسكو |
Tokyo'ya varış, yarın yerel saatle öğlen 2'de. | Open Subtitles | - تصل طوكيو الساعة الثانية ظهراً بالتوقيت المحلي |