"sabah erken" - Traduction Turc en Arabe

    • الصباح الباكر
        
    • مبكراً في الصباح
        
    • بالصباح الباكر
        
    • مبكرا غدا
        
    • مبكرًا
        
    • باكراً في
        
    • مبكر في الصباح
        
    • مبكر من صباح
        
    • الصباح باكراً
        
    Ceset bu sabah erken saatte bulunmuş. Kafkasyalı erkek, 20'li yaşların başında. Open Subtitles ، عُثر على الجثة في الصباح الباكر ذكر قوقازي في بداية العشرينات
    Tuvaletleri temizlerim. Çöpleri toplarım. Gece geç, sabah erken, çift vardiya... Open Subtitles سأجمع القاذورات, في النوبة الليلية في الصباح الباكر , ورديات مضاعفة
    Deneyimlerime göre, sabah insanları ile gece insanları arasındaki tek fark, sabah erken kalkan insanların son derece kendini beğenmiş olmasıdır. TED في تجربتي، الفرق الوحيد بين من يستيقظ صباحا ومن يستيقظ مساء هو أن من يستيقظ في الصباح الباكر معتدون بأنفسهم بشكل فظيع.
    Bırak onu ve yat uyu. sabah erken kalkmak istiyorum. Open Subtitles ضعه ارضاً واذهب للنوم يجب ان نستيقظ مبكراً في الصباح
    sabah erken işe başlamalıyım. Open Subtitles لا بد لي من التحرك للعمل بالصباح الباكر.
    sabah erken kalkacaksınız. Open Subtitles سوف تستيقظ مبكرا غدا
    Dün gece eğlendiniz mi? Bakın, sabah erken gelin. Saat on bir, farkında mısınız? Open Subtitles حاول أن تأتي مبكرًا إنها الـ 11 ونحن نفتح في الـ 9
    Hyde Park sahnesinden nehrin sabah erken saatteki planına geçeriz. Open Subtitles سننتقل من مشهد هايد بارك , جون الى مشهد النهر فى الصباح الباكر
    Ama yerdeki gölge öğleden sonra ya da sabah erken bir zamanı işaret ediyor. Open Subtitles ولكن الظل على الأرض يمتد أكثر كأن الوقت متأخر بعد الظهر أو في الصباح الباكر
    - Elbette. Bankayı sabah erken soyuyorlar. Open Subtitles طبعاً, إذا يهاجمون المصرف في الصباح الباكر
    sabah erken saatte Kanada'ya gidiyorum. Open Subtitles سنذهب أنا وزوجتى إلى كندا فى الصباح الباكر
    Tehlikeli madde ekibi bu sabah erken saatlerde getirdi. Open Subtitles فريق هازمات أحضرها إلى هنا في الصباح الباكر
    Saçlarını kesmesi ve onları sabah erken saatte öldürmesi kendini güçsüz hissetmesinden kaynaklanıyor olabilir,.. Open Subtitles بإعتبار أن قَطْعَ شعرهم و قتلهم أثناء الصباح الباكر كلاهما . ينبع من الشعور بالعجز
    Dün sabah erken saatlerde şafaktan önce kalkmıştım Open Subtitles في الصباح الباكر أمس كنت مستيقظا قبل الفجر
    Cuma gecesi evden çikip sabah erken saatte geri dönecegiz ve Leo'yu rehabilitasyon merkezine geri dönmeye ikna etmis olmanin mutlulugunu yasiyor olacagiz. Open Subtitles سنغادر البيت ليلة الجمعة و نعود في ساعات الصباح الباكر مرهقين نتيجة إقناعنا ليو بالعودة لمركز التأهيل
    Bu araba önüne park edildi Stansburys evinin sabah erken, gece geç saatlerde. Open Subtitles هذه السيارة رُكِنَتْ أمام منزل آل ستانسبيرز مبكراً في الصباح, في آخر الليل
    sabah erken kalkıp sahilde yürüyüşe çıkalım. Open Subtitles دعينا نستيقظ مبكراً في الصباح ونتمشى على الشاطئ
    Uyuma vaktin geldi. sabah erken kalkman gerek. Open Subtitles لقد حان ميعاد نومك يجب ان نستيقظ مبكراً في الصباح
    sabah erken çekimimiz var. -Oh gerçekten mi? Open Subtitles لدينا تصوير بالصباح الباكر - حقاً ؟
    sabah erken kalkmalısınız. Open Subtitles على الأستيقاظ مبكرا غدا
    Bebeğim, sabah erken kalkmalıyım. Open Subtitles عزيزي، عليّ أن أنهض مبكرًا في الصباح.
    Hadi yatalım, sabah erken kalkacağız. Open Subtitles لنخلد إلى النوم، فسنستيقظ باكراً في الغد
    Yarın sabah erken kalkacağız, Yüzbaşı yatma vakti geldi, değil mi? Open Subtitles لدينا عمل ممل في وقت مبكر في الصباح وقت الراحة اليس كذلك ؟
    Babası ve öz kardeşleri bu sabah erken vakitlerde tutuklandı. Bir daha haberlere çıktı. Open Subtitles تم القبض على والدها و اثنين من أشقائها في وقت مبكر من صباح اليوم تصدرت الأخبار من جديد
    O ve Oscar'ın bu sabah erken saatlerde mahkemede olması gerekiyordu. Open Subtitles هي و (أوسكار) من المفترض أن يكونا في المحكمة هذا الصباح باكراً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus