sabah ve akşam kremden büyük bir topak ayaklarına sür ve srteç filmle sar. | Open Subtitles | ضع كميه كبيره على كل رجل فى كل صباح ومساء ودلكهم |
Konsey kulaklarını yırttı ve şimdi her sabah ve akşam yemeğinde diğerlerine örnek olsun diye kendini gösteriyor burada. | Open Subtitles | ومُزّقت أذنيه وعليه أن يُظْهر نفسه... كل صباح ومساء يتناول فيه العشب كعِبْرة للآخرين |
İki, her sabah ve akşam yoga yap ve eski en iyi arkadaşlarınla basçılara karşı beslediğin tüm negatif duyguları kovarak vücudunu toksinlerden temizle. | Open Subtitles | ثانياً, أعمل يوغا كل صباح ومساء وأطهر جسمي من السموم بإبعاد كل المشاعر السلبية حيال أصدقائي المفضلين الذين تركتهم والعازفون على آلة الباس. |
Ertesi gün geldi, biraderlerim ve elimden geleni yaptım sabah ve akşam aynı oyunu oynamak kendimi itaatkar, iyi bir malşik gibi göstermek için işkence sandalyesindeydim aşırı-şiddet sahnelerini ekrana yansıttıklarında ses bandında, yalnızca müzik vardı. | Open Subtitles | وجاء اليوم التالي وبذلت أقصى جهدي صباحاً وبعد الظهر لألعب بطريقتهم دور الشاب المتعاون الجالس على كرسي التعذيب |
Ertesi gün geldi, biraderlerim ve elimden geleni yaptım sabah ve akşam aynı oyunu oynamak kendimi itaatkar, iyi bir malşik gibi göstermek için işkence sandalyesindeydim aşırı-şiddet sahnelerini ekrana yansıttıklarında ses bandında, yalnızca müzik vardı. | Open Subtitles | وجاء اليوم التالى وبذلت أقصى جهدى صباحاً وبعد الظهر لألعب بطريقتهم دور الشاب المتعاون الجالس على كرسي التعذيب |
Her sabah ve akşam buraya gelip kızınız Tomi'yi emzirmemi söylediler. | Open Subtitles | أمرني بأن آتي إلى هنا كل صباح ومساء (لكي أرضع ابنتك (تومي |
Her sabah ve akşam birer fincan içerim. | Open Subtitles | أنا أشرب كأس كل صباح ومساء. |