Bak, geç oldu ve yorgunum, ve Sabahleyin çalışmam lazım. | Open Subtitles | الوقت متأخر وانا متعبة ولابد أن أذهب للعمل فى الصباح |
Benim bir karım var. Ne olduğunu bilirim. Sabahleyin habersiz geliyorsun... | Open Subtitles | لدي زوجة وأعرف ما يعني هذا وصولك في الصباح بلا إعلان |
Sabahleyin sizi okula bırakmamı ister misiniz? Senin için sakıncası olur mu? | Open Subtitles | إذن هل أنتم بحاجة يا رفاق لمواصلة الى المدرسة فى الصباح ؟ |
Bu iş bugün olmak zorunda değil, Sabahleyin burada olacağız. | Open Subtitles | لاداع لذلك اليوم ، عليك أن تكون هنا في الصباح |
Bir kadın bir adamla geceyi beraber geçirir ve adam Sabahleyin gider. | Open Subtitles | حيث تعرض النساء علي الرجال قضاء ليلة واحدة لديهم، ثم يرحلوا بالصباح. |
Sabahleyin sonuçlar gelene kadar yapabileceğimizi fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل الكثير بالنتائج التي سنحصل عليها في الصباح |
Sabahleyin şans getirsinler diye giymiştim ama şimdi lanetli olduklarına ikna oldum. | Open Subtitles | لبستهم هذا الصباح من أجل الحظ الجيد والآن أنا مقتنعة أنها ملعونة |
Sabahleyin şefle yaptığın şeyi niye yaptığını çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم بالضبط لماذا فعلتي مافعلتيه؟ مع القائدة هذا الصباح |
Şuraya kıvrılırım, ve Sabahleyin toplarım, ...hepsi bu, ve sonra buradan giderim. | Open Subtitles | فقط عليّ النوم هنا وفي الصباح أستيقظ ومن ثم أرحل من هنا. |
Gece boyu hizmeti kesip, B.T. mühendisleri olarak Sabahleyin giriş yapabilirler... | Open Subtitles | تعطيل الخدمة بين ليلة وضحاها حتى يُسمح لهم بالدخول في الصباح |
Güzel bir uyku çek, Sabahleyin görüşürüz. | Open Subtitles | خذي قسط جيد من الراحة وسوف أراك في الصباح |
Pekala, güzel bir uyku çek, Sabahleyin görüşürüz, ha? | Open Subtitles | حسناً خذي قسطاً من الراحة وسوف أراك في الصباح |
Pekala, Sabahleyin her bildik soyguncuyu içeri almanızı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً أريد أن تحضر كل لص منازل مطلع الصباح |
Sabahleyin Bayan Hudson'dan bir araba çağırmasını iste, ama ilk veya ikinci olarak ortaya çıkanlar olmamasına dikkat etsin. | Open Subtitles | فى الصباح, سوف ترسل السيدة هدسون فى سيارة اجرة ممتازة, وتخبرها الا تأخذ العربة الاولى او الثانية التى تحضر عندها. |
Şöminenin önünde yatıp dinlenin, Sabahleyin dinç bir başlangıç yaparsınız. | Open Subtitles | لماذالاترتاح، ويمكنك البداية بيوم جديد في الصباح |
"Sabahleyin New Mexico bölgesine doğru yola koyulacağız. | Open Subtitles | سوف نتوجه إلى مقاطعة نيو ميكسيكو في الصباح |
Sabahleyin sana hoşçakal diyeceğim. | Open Subtitles | ساودعك فى الصباح هنااذاعهالبىبىسىفى لندن |
Sabahleyin dostumuz patronunun sporunu ayıplamamayı öğrenir. | Open Subtitles | بحلول الصباح ، سوف يعرف صديقنا شئ أفضل من إدانة رياضة سيده |
Sabahleyin erkenden, birisi emir veren sesiyle beni çağırıp uyandırıyor. | Open Subtitles | استيقظتُ هذا الصباح وكان أحدهم ينادينى بصوتٌ هادىء. |
Sabahleyin 160 km uzaklaşmış olmazsan seni serserilikten tutuklarım. | Open Subtitles | أوجه إليك تهمة التسكع ما لم تكن على بعد 100 ميل عن هنا بحلول الصباح |
Sabahleyin testi yapabilirler, ve bu işi çabucak hallederiz. | Open Subtitles | يمكنهم إجراء الفحص بالصباح وسننتهي بسرعة |
Sabahleyin işe geleceğimi söyledim. | Open Subtitles | قُلتُ بأنّني سَأكُونُ في العمل في الصباحِ. |
Geceleri uyuyamıyor, Sabahleyin de uyanamıyordu. | Open Subtitles | هو لا يستطيع النوم في الليالي، ولا يستطيع الإستيقاظ في الصّباح |