Sadece su için karnavala gelmene gerek yoktu.. | Open Subtitles | لا بمكن أن تزوري المهرجان وتشربين الماء فقط |
Sadece su iç ve kilo almadan dön. | Open Subtitles | اشرب الماء فقط وارجع قبل موعد عملية الوزن حسنا؟ |
Araba lastiği, bira kutuları, ölü balıklar yok... Sadece su... temiz, berrak, harika bir su. | Open Subtitles | لا إطارات، لا زجاجات بيرة، لا أسماك ميته فقط ماء مياه خضراء نقية و جميلة |
Kastettiğim,Sadece su. | Open Subtitles | أعني، إنه مجرد ماء. |
Bu maddenin bileşenleri Sadece su ve proteindir. | TED | مركبات هذه المادة هي فقط الماء والبروتين. |
Fare alıp onu kafese koyun ve ona iki şişe su verin: Biri Sadece su ve diğeri eroin veya kokainle karıştırılmış su. | TED | الأولى ماء فقط والثانية ممزوجة بالهيروين أو الكوكايين. إذا فعلت هذا، سيُفضّل الفأر الماء الممزوج بالمخدرات، |
Bu ilişkideki aşçı sensin. - Ben Sadece su kaynatırım. | Open Subtitles | أنتَ الطباخ في هذه العلاقة، أنا اغلي الماء فحسب. |
Sadece su bükersem hile olmaz. | Open Subtitles | ليس غِشا إذا إستعملت التحكم في الماء فقط |
Sadece su bükersem hile olmaz. | Open Subtitles | ليس غِشا إذا إستعملت التحكم في الماء فقط |
Bu yüzden Sadece su içiyorum. Günde üç buçuk litre, susuzluğa birebir. | Open Subtitles | لهذا أشرب الماء فقط جالون يوميًا و أبقى مُرتويًا |
Sadece su isteyen müşterilere servis yapmıyoruz. | Open Subtitles | آسفة، ولكن لا نقدم الماء فقط للزبائن |
Ona söyledim yemek verme Sadece su ver diye. Söyle ona canı cehenneme! | Open Subtitles | ،لقد قلت له، لا طعام، فقط ماء أخبريه بأن يذهب للجحيم |
- MızıIdanmayı kes. Bu Sadece su, silkele gitsin. | Open Subtitles | توقف عن النحيب، أنه فقط ماء فقط قم بهزه |
Hayal kırıklığına uğratacağım ama Sadece su var. | Open Subtitles | آسفة لخيبة أملك إنه مجرد ماء |
Zehirlenenler hiç alkol almamış, Sadece su içmişler. | Open Subtitles | الضحايا المسممين، لم يشربوا أي كحول فقط الماء |
Sadece su. Bazen ateşli bir kulağım oluyor, | Open Subtitles | إنّه ماء فقط أحياناً أعاني من سخونة في أذني |
Sadece su seviyesi saha incelemesi yapıyorum, bayan. | Open Subtitles | أعاين أنابيب الماء فحسب يا سيدتي لمتكن... |
Çalışmaları gördün. Onlar Sadece su kaynaklarını kirletirler. | Open Subtitles | لقدْ قرأتِ الدراسات, ستقوم بتلويث مصادر المياه فحسب |
Ama Sadece su kızağı yapmak için bu fırsatı geri tepemem. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع تضييع مثل تلك الفرصة من أجل التزحلق في الماء وحسب |
Sadece su. Korkmayın. | Open Subtitles | إنها مجرد مياه لا تخافوا |
Şarap veya bira getirmedim, Sadece su. | Open Subtitles | لم أجلب لك خمر أو جعة ماء فحسب |
Sadece su için ve sonra gününüze başlayın. | Open Subtitles | إشرب، فقط مجرّد ماء طبيعي و منثمّا ابدأ يومك. |
Bu Sadece su. | Open Subtitles | إنّها مجرّد مياه. |
Bu otelin 2 barı var ve biri Sadece su servis ediyor. | Open Subtitles | هذا الفندق فيه محلين للخمر. واحد منهم لا يخدم سوى الماء. |
biliyor musun aslında Sadece su benim için yeterli. | Open Subtitles | في الواقع، أنا أريد ماءً فقط. أنا سأدفع. |
Sadece su oğlum, hadi ama... | Open Subtitles | إنه ماء فقط يا فتي، هيا |