"sahilindeki" - Traduction Turc en Arabe

    • الساحل
        
    • ساحل
        
    • الساحلِ
        
    • الشّاطئي
        
    Doğu sahilindeki patlamalar 200 megaton nükleer bombaya eşitti. Open Subtitles الانفجارات على الساحل الشرقي كانت تساوي ل 200 ميغاطن من الرؤوس النووية
    Doğu sahilindeki en güçlü elektron mikroskobu. Open Subtitles هذا اكثر مجهر إلكتروني تقدما في الساحل الشرقي.
    Bunun doğu sahilindeki en büyük elektron mikroskobu olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل عرفت بأنّ هذا اكبر مجهر إلكتروني على الساحل الشرقي؟
    Çin'in kuzeydoğu sahilindeki Jinping Dağı'nda burada yaşayan ilk insanlardan kalma şaşırtıcı izler var. Open Subtitles هنا في الجبل على ساحل الصين الشمالي الشرقي هناك دليل مفاجئ ان الناس عاشوا هنا تقريبا لفترة طويلة
    Batı sahilindeki arkadaşların seni özlemis olmalı. Open Subtitles رَاهنتُ ناسَكَ على رمية الساحلِ الخاطئةِ الغربيةِ أنت.
    Malibu sahilindeki ev her zaman sevişmeni sağlar. Open Subtitles المنزل الشّاطئي يجعلك تمارس علاقة في كلِّ مرّة.
    Doğu sahilindeki her elektronik aygıt kapandı. Open Subtitles فعلى امتداد الساحل الشمالي .. توقفت كل الأجهزة الإلكترونية عن العمل.
    ve bir pano dolusu uçağın Doğu sahilindeki her binaya çarpmasını istemiyorum! Open Subtitles ولاأريد لوحة مليئة بهذه الطائرات التي تضرب مباني الساحل الشرقي
    Dün bizi Monterey sahilindeki büyük meditasyon merkezine kadar takip ettiler. Open Subtitles امس تبعونا الى الساحل الى مركز التأمل في مونتري
    Eğer doğu sahilindeki herhangi bir basketbol devinde oynamak istiyorsan, etkilemen gereken gözlemci o. Open Subtitles فإذا أردت أن تلعب السلة لأى من الفرق الكبيرة على ، الساحل الشرقى فهذا هو الكشاف الذى يجب أن تثير إعجابه
    Doğu sahilindeki en meşhur suçlulardan biri. Open Subtitles واحد من أكثر المجرمين خبثا في الساحل الشرقي.
    Doğu sahilindeki en iyi beş koleji gezdin ve söyleyecek bir şey bulamıyor musun? Open Subtitles لقد زرتِ خمسة من أفضل الجامعات على الساحل الشرقي و ليس لديكِ شئ لتقولينه؟
    Doğu sahilindeki birkaç okul arasından karar vereceğim. Open Subtitles لقد قللت الأمر لعدة كليات على الساحل الشرقي
    Doğu sahilindeki tüm havaalanlarını kontrol ettik. Open Subtitles لقد سبق وأن تفقدنا كل مطار في الساحل الشرقي
    Kona sahilindeki, Pawai körfezinde bir kemer vardı. Open Subtitles انها قريبة قليلا, قبالة خليج باواي على الساحل كونا، قبالة الجزيرة الكبيرة
    Ayrıca, resmini doğu sahilindeki bütün polis birimlerine gönderdik... arabası da aranan arabalar listesine konuldu. Open Subtitles كما أنني أرسلت صورته إلى جميع وكالات تطبيق القانون عند الساحل الشرقي، ووضعت تعميماً على سيارته
    Batı sahilindeki takımı yollayın Fort Mac Arthur. Open Subtitles اعتقد ان لدينا فريقا على الساحل الغربى
    Kaliforniya sahilindeki limanlarda uyanıklığı ile yaşayan bir kuş. Open Subtitles الطيور التي تعيش معتمدة على ذكائها حول الموانئ على ساحل كاليفورنيا
    bize ikinci güneşin heryerde olduğunu söyledi, ve Philly sahilindeki üssün yerini söyledi. Open Subtitles أخبرنا كان هناك الشمس الثانية في كل مكان، وبعد ذلك إستسلم قاعدة على ساحل فيلي.
    Şu an Mogadişu sahilindeki bir yük gemisindenden benim için hayati değeri olan bazı malların gelmesini bekliyorum. Open Subtitles إنني بانتظار الحصول على شحنة هامة والتي هي الآن بحاوية على ساحل مقديشيو
    Ama bu kesinlikle Karayip sahilindeki bir piknik değil. Open Subtitles لَكنَّه ليس نزهةَ على هذا الساحلِ الكاريبيِ.
    Malibu sahilindeki ev her zaman sevişmeni sağlar. Open Subtitles المنزل الشّاطئي يجعلك تمارس علاقة في كلِّ مرّة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus