- Bebeğimizi doğuracaktı. - Evimde silahını sallayıp durma. | Open Subtitles | ـ لقد كانت تحمل طفلنا ـ توقف عن التلويح بمسدسك في منزلي |
Bir kadına yalan söylediğim zaman kafa sallayıp onaylayacaksın. | Open Subtitles | عندما أقول كلاما غير صحيح هز رأسك و وافقني على كلامي |
Silahı sallayıp duruyor. Bu işin sonu ceset torbasında bitecek. | Open Subtitles | يحب أن يلوح بهذا الشيء كثيراً سينتهي أمرنا بكيس الجثث |
Eğer kötü adam geldiyse, kuyruğunu sallayıp arkadaş olamazsın tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكن أن تهز ذيلك وتكون صديقاً لرجل شرير حسناً ؟ |
Alex'in eğlenceli hikayelerini dinlerken benim için sadece başımı sallayıp karar vermeyi ertelemek oldukça kolaydı. | TED | و في حضرة القصص المضحكة التي قصَّتها ألكس في الجلسة أثناء الجلسة كان من السهل علي أن أومئ برأسي بينما كنا نمضي الوقت. |
Kollarımı deli gibi Beyaz Saray'a doğru sallayıp Başkan'ın dikkatini çekmeye çalışırken ahmak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ألوح يدي باتجاه البيت الأبيض كشخص مجنون، يحاول جذب اهتمام الرئيس. |
Sihirli değneğini sallayıp beni tekrar 16 yapar mısın? | Open Subtitles | هل لك أن تلوح بعصاتك السحرية لتعيدنى إلى سن ال 16 الجميل ؟ |
- Bebeğimizi doğuracaktı. - Evimde silahını sallayıp durma. | Open Subtitles | ـ لقد كانت تحمل طفلنا ـ توقف عن التلويح بمسدسك في منزلي |
Bir tüy sallayıp ya da başının üzerinde çevirip falan atman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أم تستطيعي التلويح بريشة أو إدارة رأسك أو التقيئ أو شيء ما؟ |
Ama sen şimdi kafanı sallayıp, umrundaymış gibi bile davranamıyorsun! | Open Subtitles | و تعجزين حتى عن هز رأسك والتظاهر بالإهتمام |
Sana kafa sallayıp bazen de omuz silken tipim ben. | Open Subtitles | انا فقط الشخص الذي يقوم بالايماء واحياناً هز الالكتاف |
Cidden, sihirli sopasını sallayıp seni tekrar işe sokabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً انه سوف يلوح بعصاه السحريه الجاسوسية ويرجعك مره اخري ؟ |
Bakıcı elindeki elmayı sallayıp Jenny'nin almasına izin vermeyerek onu kızdırıyordu. | Open Subtitles | و كان الحارس يغيظها بأن يلوح لها بالتفاحة لكنه لا يدعها تمسكها |
Ona dedim ki, en büyük hindistan cevizi ağacını kasırga gibi sallayıp üzerinde ki bütün hindistan ceviz lerini düşürebilirsin. | Open Subtitles | أنك تهز أطول نخلة كالإعصار و بذلك تسقط كل ثمار جوز الهند أرضاً |
Kafanızı sallayın sadece, Bay Pip. sallayıp göz kırpın. | Open Subtitles | لا يسمع اي كلمة أنا أقولها , عليك ان تهز رأسك و تغامز بالعين معه اذا لم تمانع |
Kendimi toplantılarda onun salak fikirlerini kafa sallayıp onaylayarak buluyorum. | Open Subtitles | أجد نفسي جالسةٌ باجتماعات مثل، أومئ رأسي لكل فكرةٍ غبيةٍ يقولها |
Sadece geri zekalı oğul gibi başımı sallayıp gülümsüyorum ama olup bitenlerin farkındayım. | Open Subtitles | و أبتسم و أومئ برأسي و أوافق كالابن الغبي لكنني أفهم الأشياء |
Böyle vakitlerde, keşke sihirli değneğim olsa da sallayıp düzeltsem diyorum. | Open Subtitles | في أوقات كتلك أتمنى لو أن لدي عصا سحرية يمكنني أن ألوح بها. |
Bir kadına el sallayıp gülümseyebilir onunla kilisede iki lafın belini kırabilir ve bunu kocasını öldürdüğümü bilerek yapardım. | Open Subtitles | بإمكاني ان ألوح لسيدة ما وأبتسم وأمضغ الطعام برفقتها داخل الكنيسة |
Bugün sana el sallayıp selam verdiğimde, neden bana el sallayıp selam vermedin? | Open Subtitles | لماذا لم تلوح لي بالتحية اليوم عندما لوحت لك بالتحية؟ |
Oraya çıkıp öylece ponponlarını sallayıp, diğer kızlardan bir farkın yokmuş gibi mi davranacaksın? | Open Subtitles | , سوف تقومين بهز خصرك و تتظاهرين أنكِ لستِ مختلفة عن بقية الفتيات في الفريق؟ |
Elbette el sallayıp selam veriyoruz ama birbirimizi tanımıyoruz. | Open Subtitles | وبالطبع نلوح ونقول مرحبا لكنا بالكاد نعرف بعضنا |
Gösterilen karaciğerin aslında üç lobu yoktur ama öğrencilerin tamamı temelde kafa sallayıp onaylar. | Open Subtitles | ثم يريهم الكبد،الذي هو من الواضح لا يتكون من ثلاثة فصوص لكن كل الطلاب يهزون رأسهم موافقين |
El sallayıp selamlaşırdık. | Open Subtitles | لقد كنت أراه يذهب للعمل صباحا وكان يلوّح ويقول مرحبا |
Burada yaptığın şey ağacı sallayıp kaos çıkarmamıza yardım etmek. | Open Subtitles | ما تفعلين هنا هو أنك تعطينا فرصة لزعزعة الشمل و خلق الفوضى. |
Michelle başını sallayıp evet derdi ben de başımı çevirip uyurdum. | Open Subtitles | تستَعملُ رأسها لإيماء وقَول نعم وتعودت ان أدير رأسي وأعود للنوم |