"sandalyeyle" - Traduction Turc en Arabe

    • الكرسي
        
    • كرسي
        
    • بالكرسي
        
    • بكرسي
        
    Havaalanında tekerlekli sandalyeyle taşındım. TED نقلني مساعدو شركة الخطوط الجوية عبر المطار على الكرسي المتحرك.
    Charles bu filmi çekerken aynı zamanda o sandalyeyle uğraşıyordu. TED في نفس الوقت الذي كان تشارلز يصنع ذاك الكرسي كان يصنع هذا الفلم
    Bence onu yukarıya tekerlekli sandalyeyle çıkardı. Open Subtitles أعتقد أنها قامت بجرّ الكرسي المدولب على هذا الدرج
    Sonrasında yaşayacağın şey sol ayakta üç tırnakla, tekerlekli sandalyeyle hapishanede uyanmak olacaktır. Open Subtitles تستيقظ لتجد نفسك في السجن على كرسي متحرك ب 3 اصابع في رجلك
    Eş bulamazsan bir sandalyeyle danset Open Subtitles اذا كنت لا تستطيع ايجاد شريك استخدم كرسي خشبي
    sandalyeyle ilgili bir sorun olursa kardeşinin fazladan üç haftası daha olabilirmiş. Open Subtitles قال أنه إن حدث خلل بالكرسي سيكون أمام أخيه ثلاثة أسابيع أخرى
    Beni taşımak, tekerlekli sandalyeyle kaçmaya benzeyecek. Open Subtitles اذا حملتني هكذا سيكون مثل محاولة الهرب بكرسي المعاقين
    Bu yeni yasayla idam cezası eyaletimizde tekrar uygulamaya geçecektir ve seçenekler zehirli iğne ve elektrikli sandalyeyle sınırlandırılmıştır. Open Subtitles هذا القانون الجديد يُعيد عقوبَة الإعدام إلى ولايتنا و يحُد خيارات المُدان إلى إما الحُقنَة المُميتَة أو الكرسي الكهربائي
    Bu adam elektrikli sandalyeyle karşı karşıya. Open Subtitles هذا الرجل سوف يواجه الكرسي الكهربائي أي الاعدام.
    Sağlık çalışanları sendikası ile ilgili değildi, sandalyeyle ilgiliydi. Open Subtitles وهو ما كَانَ أبداً حول إتحادِ تصريف المجاري. هو كَانَ حول الكرسي.
    sandalyeyle girmek istemiyorsun anlaşılan. Yeni evin bu. Open Subtitles انت لا تريد الدخول بهذا الكرسي,انه بيتك الجديد
    Merhaba, verandadaki sallanan sandalyeyle ilgili bir hikaye var mı acaba? Open Subtitles مرحباً كنت أتسائل إذا كانت هناك قصة وراء هذا الكرسي الهزاز على الشرفة
    sandalyeyle birlikte götüreceğim seni. Open Subtitles أنا سوف أقوم بحملك وانتي جالسه على الكرسي
    İçeri az önce tekerlekli sandalyeyle giren kızgın kişiden daha iyi bir aday düşünemiyorum. Open Subtitles ولا يمكنني التفكير في مرشح أفضل من ذلك الرجل الغاضب على الكرسي المتحرك الذي وصل للتو
    Şeyinle kontrol edeceğin bir, tekerlekli sandalyeyle takılmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles بل ستحتاج إلى كرسي معاقين الذي ستقوده بلسانك
    Şimdiye bir memesinde dört sandalyeyle burada olurdu. Open Subtitles كانت لتكون هنا الآن مع كل كرسي فوق كل ثدي.
    Artı, öldükten sonra sandalyeyle öldürülmenin vereceği utanç da cabası. Open Subtitles كما أنّك ستكون محطّ سخرية بعد قتلك الذي تم بمحض كرسي.
    Bir kadın sırtını sandalyeyle ovuşturarak basit zevklerin tadını çıkaramayacak mı yani? Open Subtitles ألا يمكن لإمرأة التمتع بتدليك ظهرها بواسطة كرسي ؟
    Fena kafa olup sandalyeyle sex yapmış olan birini tanıyorum. Open Subtitles لدي صديقة أصبحت منتشية، فحظيت بجنس مع كرسي قماشي
    Gantry elektrikli sandalyeyle korkutuyor, sense günah çıkarırsa onu kurtarıyorsun. Open Subtitles جانتري يخوفه بالكرسي الكهربائي وانت تنقذه اذا اعترف
    Onu elektrikli sandalyeyle cezalandırdılar. Open Subtitles لقد تسبب في ان يعدم بالكرسي الكهربائي في جاكسون
    Bir beden eğitimi öğretmenine sandalyeyle saldırıp atılmadan önce. Open Subtitles قبل أن تُطرد لضربك أستاذ الرياضة بكرسي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus