Korkarım bu at arabası Sabbath sonuna dek buraya saplanmış kalacak eğer yardım getirmezsem. | Open Subtitles | أخشى أن هذه العربة ستبقى عالقة لبعد السبت حتى آت بالمساعدة لنشلها |
O baş belası bir hayalet olabilir veya gençlere özgü karşı koyma eğilimden saplanmış kalmış olabilir. | Open Subtitles | إنها قد تكون مجرد شبح مزعج أو انها عالقة في جموح المراهقه |
Onu ertesi sabah kalbine bir bıçak saplanmış olarak bulduk. | Open Subtitles | لاشئ، وجدناه الصباح التالى وقد طعن نفسه بسكين |
Sert damaktan beyne doğru giden yol boyunca bir şeyler saplanmış. | Open Subtitles | شيء ما إخترق نسيج الحنك القاسي وصولاً للدماغ |
Ama arka tarafıma saplanmış büyük bir kabuk parçası var... | Open Subtitles | ولكن هنالك لحاء شجرة كبير مغروز في مؤخرتي... |
Biliyorsun, eğer bacağıma devasa bir metal parça saplanmış olmasaydı şu halimiz neredeyse romantik bile olabilirdi. | Open Subtitles | أتعلم، لو لمْ تكن لديّ قطعة معدنيّة عملاقة مغروزة في ساقي، لكان سيكون هذا رومانسيّ تقريباً. |
- Tamam. Boynuma saplanmış bu ufak mızrağı bulduğum yerden başlayalım. | Open Subtitles | هذا جيد ، سوف نبدأ من حيثُ وجدت ذلك الرمح الصغير مغروساً في عُنقي |
Fırsat budur. Onun boğazına saplanmış küçük bir kesici aletleri var. | Open Subtitles | لديهم أداة تشذيب صغيرة طُعن بها في حلقه. |
Hayır ıspanak yok ama aşağı yukarı 25 tane iğne saplanmış suratına. | Open Subtitles | لا سبانخ , لكن حوالي 25 إبرة عالقة في وجهك |
Çocukluk boğazınıza saplanmış bir bıçaktır. | Open Subtitles | الطفولة مثل سكين عالقة في الحلق |
Bıçak saplanmış,bilinçsiz, nefes alıyor, kan basıncı 60 ve düşük. | Open Subtitles | طعن بسكين, فاقد الوعى, يتنفس, انخفاض ضغط الدم: 60 |
Mızrak saplanmış bir adamın acı dolu çığlığını duysan böyle söylemezdin. | Open Subtitles | ما كنتَ ستقول هذا لو أنك سمعت تأوهات رجل قد طعن برمح.. |
Kaza anında çit direği arabaya saplanmış olmalı. | Open Subtitles | القطب السياج يجب أن يكون طعن السيارة عندما تحطمت. |
Beyine saplanmış olan silah hakkında bir şeyler bulabildin mi? | Open Subtitles | هل حالفكِ الحظ للتعرف على السلاح الذي إخترق دماغها؟ |
- Evet. Omzuna saplanmış bir sistre bıçak ucu vardı. Bebeği fırlattığım zaman düştü ama. | Open Subtitles | بمنقار مشرط مغروز في الكتف |
20 yaşında, ahşap saplanmış biriyle acil olacak geliyoruz. | Open Subtitles | بسرعة مع ضحية في الـ 20 مغروزة بأداة |
Yerde yatıyordu göğsüne saplanmış bir hançerle. | Open Subtitles | ... كان مُلقً على الأرض مع خجراً مغروساً في صدره |
Bu adama kazık saplanmış nasıl hiç kimse 4 ay boyunca kanı farketmemiş? | Open Subtitles | هذا الرجل طُعن بالحديد كيف لم يلحظ أحد الدمّ لأربعة أشهر؟ |
Bir fincan kahve almaya gidiyormuş ve tökezlemiş sivri bir şeye saplanmış. | Open Subtitles | الرجل كان ذاهب لتناول كوب قهوة وتعثر وتعرض لشيء حاد طعنه |
Kariyer yapamayacağım bir işe saplanmış olabilirim, ama bu demek değildir ki benim de hedeflerim yok. | Open Subtitles | هيه ، لمجرد أنني عالق في الوقت الحالي في نهاية مغلقة لوظيفة لا مستقبل لها فلا يعني ذلك بأنه ليست لدي طموحات أكبر |
Kendimizin ve boynuna vampir dişleri saplanmış tüm insanların acısının intikamını alabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الانتقام لمعاناتنا ومعاناة كل إنسان ممن شعروا بطعنة أنياب مصاصي الدماء |
Yani mermi ciğerine saplanmış. | Open Subtitles | دمك أسود تقريباً هذا يعنى أن الرصاصة أصابت الكبد |
Bence mermi, yolcu koltuğundaki camı kırarak maktülün göğsüne saplanmış. | Open Subtitles | أظن أن تلكَ الرصاصة كسرت زجاج السيّارة ثم إخترقت صدر المجني عليها. |
Şarapnel bir beyin içi artere saplanmış. | Open Subtitles | الشظية مغروسة منذ البداية في شريان داخل الجمجمة |
Bununla birlikte, yaralılardan birinin omurgasına bozulmamış bir mermi saplanmış. | Open Subtitles | مع هذا,واحد من المرضى دخلت رصاصة سليمة فى عموده الفقرى |
Bir kurşun uyluk dokusuna saplanmış. | Open Subtitles | واحدة من الرصاصات استقرت في أنسجة عضلة ألوية الوسطى، و الآُخرى |