Nihayetinde sen ünlü Riya Saran'ın standardını koruman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تحافظي على مستواك ريا ساران العظيمة |
Melvin üstün kaliteli branda kullanırmış, ki bu bildiğimiz biyonik Saran Wrap, doğru mu? | Open Subtitles | من ميلفن كارفل ميلفن يستخدم نوعية عالية من كلوريد البولي فينيل والذي هو غلاف ساران معدل جزيئيا .. |
Etrafını Saran sıvı baloncuğu patlatana kadar baskı uygular. | TED | تضغط السوائل المحيطة عليها حتى تنهار تماماً |
Nasıl oluyor, etrafımızı Saran bu virüs florasını ve tıbbi tedavisini nasıl araştırabiliriz? | TED | كيف نستطيع أن نبحث ونحقق في بيئة الفيروسات المحيطة بنا، ونساعد الطب؟ |
Yani bizi Saran dünyanın karmaşıklığı bu. | TED | لذا يمكننا الآن تخيل مدى التعقيد الذي يحيط بنا |
Ve yaptıkları şey müzenin ziyaretçilerini Saran boşluğun kalitesini artırmak üzere dahili inşa elementi yaratmaktı. | TED | وما فعلوه انهم أنشأوا مبنى متكامل من اجزاء لتحسن مدى المسافات والمساحات التي تحيط زوار المتحف. |
Saran'dan hediye. Sen bir erkeği Saran'ın zincirlerinden daha sıkı bağlarsın. | Open Subtitles | قيودك أشد أحكامأ من سلاسل ساران |
Bunlardan utanıyorsun çünkü... bu şekilde ünlü zengin Riya Saran'ın kocasına benzemeyeceğim. | Open Subtitles | تخجلين لأنني لن أكون في هذه الملابس ! لن أبدو زوج ريا ساران الغنية |
Çünkü Riya Saran sadece kendini düşünür. | Open Subtitles | ريا ساران دائماً تفكر في نفسها |
Saran'ın sarayı var Soytarının eşeği | Open Subtitles | فإن تملك قصر ساران |
Mutfaktaki medeni cesaretinin yerini ancak şaşmaz zarafetin ve sıra dışı, bazen unutulmaz, seni Saran üstün zevkin alabilir. | Open Subtitles | مهارتك في الطبخ رائعة بواسطة لمساتك الناعمة والشهوانية المحيطة بك |
Ama onda, gözün etrafını Saran kaslardaki hareketi maalesef göremiyoruz. | Open Subtitles | و لكنك لا ترى علامات عمل العضلة المحيطة بالعين |
Görünüşe göre deniz kuşu kolonilerini sınırlayan ana etken, çevrelerini Saran okyanusta yiyecek olup olmamasıdır. | Open Subtitles | لكن العنصر الرئيسي الذي يحدد مكان مستعمرات الطيور البحرية هو مدى توفر الطعام في المحيطات المحيطة بهم |
Feudal Lord'u olmadan, Yeşillik Ülkesi etrafını Saran ülkelerle savaşa girecek ve yok edilecek. | Open Subtitles | من دون لورد إقطاعي , ستقع دولة نانو في حرب مع الأمم المحيطة بها وستدمر |
Bu yeteneğin merkezinde etrafımızı Saran termal radyasyonu kontrol edebilmek yatıyor. | TED | جوهر هذه القدرة، هو أن نكون قادرين على التحكم في الإشعاع الحراري الذي يحيط بنا تمامًا. |
Hepiniz yol gösterenlersiniz, düşünce liderlerisiniz: Bizi her gün Saran korkudan bizi kurtarmak için, size verilen yeteneklerle ne yapacaksınız? | TED | أنتم صانعو الأحداث، تعرفون، قادة الفكر: ماذا ستفعلون بالملكات التي أعطيتموها لتحريرنا من الخوف الذي يحيط بنا كل يوم؟ |
Otoyoldan arabayla gelirken şehri Saturn'ün halkaları gibi Saran Raccordo Anulare'den etkilenmemek mümkün değil. | Open Subtitles | لنحاول الوصول عن طريق الأوتوستراد. ونأخذالطريق الدائري العظيم حتماً. الذي يحيط روما كأحد مدارات كوكب زحل. |
Tek yapmamız gereken, etraflarını Saran engelleri yok etmekti ve biz de bunu yapmaya karar verdik. Ancak daha sonra biz | TED | كل ما يتوجب علينا فعله هو إزالة تلك الحواجز التي تحيط بهن و هو ما قررنا فعله. |
O lanetlerle,kötü ruhlarla dolu bir adam dünyamızı Saran bir boyutta kaybolmuş. | Open Subtitles | إنه رجل يتلبسه الشيطان إنه مفقود فى الأبعاد التي تحيط بعالمنا |
Köyümüzün etrafını Saran ormanda yaşayan acımasız canavarlar. | Open Subtitles | الوحوش الشرسة التي تعيش في الغابة تحيط بقريتنا |
Etrafını Saran bilim adamları ve araştırmacılar dünyayı esrarengiz ve doğaüstü tehditlerden koruyan bir kurum olan | Open Subtitles | العلماء والباحثون الذين اجتمعوا حول الفتى أصبحوا مكتب للبحث والدفاع للخوارق وهي منظمة دولية تحمي العالم من التهديدات الغامضة والظواهر الخارقة |
Ağaç gövdesini Saran sarmaşık gibi, kanun da her yeri sarar. | Open Subtitles | فمثل جذع الشجرة في تجميع الافرع قانوننا سيجعلنا متحدين |
Kendisine işkence edileceğinin farkında. Buna rağmen etrafını Saran aura, bozulmadan duruyor. | Open Subtitles | "إنّه مدركٌ أنّه على وشك أن يُعذَّب، لكن الدرع حول جسده قويّ جدًا" |
Bu, göz sinirinin etrafını Saran hayali, büyütülmüş tıbbi bir alet. | TED | وهي جهاز طبي وهمي فائق التكبير، يلتف حول العصب البصري. |
Ama istiladan sonra tüm bu "Alamoyu hatırla" olayı... gece yarası herkesi Saran ateşle küçük bir isyan büyük bir devrime dönüşecek. | Open Subtitles | ولكن بعد أن تم اجتياحهم، الكل أطلق صيحة (تذكر ألامو)، جملة الثورة الشهيرة ضد المكسكيين الجميع أطلق هذه الصيحة متذمراً. |