TÜM DÜNYAYA OKUL KİTAPLARI satan BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. | Open Subtitles | كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله |
Onları, masalda Jack'a konuşan fasulye satan adamdan mı aldınız? | Open Subtitles | هل إشتريتها من نفس الرجل الذي باع لجاك الفاصولياء الناطقة؟ |
Dünyada en çok satan kitap yazdığınızda, bu tonlarca ve tonlarca paradır. | TED | وعندما تؤلف الكتاب الأفضل مبيعاً في العالم، فهذا أطنان وأطنان من المال. |
Bana en çok satan 20 mortgage bonosunu getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلب لي أعلى عشرون في بيع سندات الرهنية |
Sokaklar incik boncuk satan seyyar satıcılarla dolu ve insanlar oradan oraya koşturuyorlar. | TED | والشوارع ممتلئة بالباعة المتجولين وهم يبيعون الحلي. والناس تنتقل بصخب من مكان إلى آخر. |
Peki, bu eve ya da evcil hayvanlar için ürünler satan bir internet sitesinin kısmi ortaklığına ne kadar öderdiniz ? | TED | حسناً إذن، كم قد تدفع لقاء هذا المنزل؟ أو ملكية حصّة من أسهم موقع لبيع مستلزمات الحيوانات الأليفة؟ |
Bu ürünleri internet üzerinden satan bir Çin firması buldum. | Open Subtitles | حسناً، وجدت شركة توريدات صينية تبيع هذه المادة على الأنترنت |
Evet, kurbağa satan kaç yer var hayal bile edemezsin. | Open Subtitles | أجل، لايمكنك أن تتخيل كم عدد الأماكن التي تبيع الضفادع |
Merhaba yemek dahi verecek parası olmayan... ...fakir ülkelerin devletlerine asker satan... ...zengin ülkelerin devletleri. | TED | اهلا بحكومات الدول العظمى التي تبيع الاسلحة الى الدول الفقيرة التي لا يمكنها حتى توفير الغذاء لشعبها |
Kral Rash, taht için Onderon'u Ayrılıkçılara satan bir haindir. | Open Subtitles | قد باع اوندرون الى الانفصاليين لاجل التاج لكن اوندرون ملكنا |
Ama bundan gerçekten sorumlu olan kişi en başta bilgisayarı satan kişi. | Open Subtitles | ولكنّ الشخص المسؤول حقًّا هو من باع الحاسوب المحمول في المقام الأول. |
Annenle baban öldükten sonra bu evi satan emlakçıyı buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت السمسار الذي باع هذا المكان بعد وفاة والديك. |
Açık açık söylemezdi. 1-2 düzine en çok satan, seni suçbilimci yapmıyor. | Open Subtitles | أربعة وعشرون من الكتب الأكثر مبيعاً لا تجعلك باحثاً في علم الإجرام. |
Üniversitede iken çok satan bir roman yazmak piyangoda kazanmaya çok benzer. | Open Subtitles | كتابة كتبٍ أكثر مبيعاً في الكلية يشبه لحدٍّ كبير الربح في اليانصيب |
Bahçede eşyalarını satan senin şu adam ne sattığını hiç bilmiyormuş. | Open Subtitles | صاحب مرأب بيع السلع المستعملة لم يكن يعرف ما كان يبيعيه |
Öte yandan, ürünlerini bir pazarda satan çiftçiler her 1 doların doksan sentini eve götürüyorlar. | TED | وفي الجانب الآخر، يجني المزارعون الذين يبيعون سلعهم في أسواق المزارعين ما يقرب من 90 سنتًا من كل دولار. |
Sağlık faturası ödemek için araba satan, iflas eden, pahalı diye tedaviyi aksatan insanlarla konuştuk. | TED | تحدثنا مع أشخاص اضطروا لبيع سيارة لدفع فاتورة صحية، أو لإعلان الإفلاس، أو عدم أخذ العلاج كاملًا بسبب التكلفة. |
Dünyanın kulağı bizdeydi çünkü çok fazla satan bir single çıkarmıştık. | Open Subtitles | لقد لفتنا أنتباه العالم لأننا أصدرنا أغنية حققة مبيعات شاسعة. |
Bildiğin o "Mavi Kız'ı", içki satan biris marka yaptı. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن الفتاه الزرقاء أصبحت مشهوره لأنها باعت نفسها |
CIA'da devlet sırlarını Anatoli'ye satan bir köstebek. | Open Subtitles | شخص يخون الاستخبارات الأمريكية و الذي يقوم ببيع أسرار لأناتولي |
Çok satan yazar, sosyal yorumcu ve evlilik uzmanı Kelly Campbell. | Open Subtitles | المؤلفه صاحبة الكتاب الاكثر مبيعا و خبيرة الزواج .. كيلي كامبل |
Tanıdığım insanlar var. Banducci'nin toptan içki satan kuzenini hatırladın mı? | Open Subtitles | أنا اعرف بعض الأشخاص, هل تذكرين قريب باندوتشي بائع المشروبات الكحولية؟ |
Evet, doğru. Bunu bana satan elemana nispet yapmak için. | Open Subtitles | هذا صحيح, ولا يهمّني أمر ذلك البائع الذي باعها لي |
Eli satan satıcı bana... dileklerin kötü şeylere yol açacağını söylemişti. | Open Subtitles | البائع الذي باعني هذا الشيء، قال إن الأمنيات تجلب معها نحس خطير. |
Ve son olarak, Grace clayton hakkında öğreneceğimiz son şey reklam satan bu adamın yalanlarına inanan ve asla ödeyeceği bedelin farkında olmayan bu kadının trajik ölümü olacaktır. | Open Subtitles | واخيرا سوف تعرفون عن جريس كلايتون فتاه شابة صدقت الاكاذيب التي يبيعها الرجل |