Şu anda sen de şirketini satmayı düşünüyorsun, öyle değil mi? | TED | أنت تفكر الآن في بيع شركتك، في هذه اللحظة، أليس كذلك؟ |
Bunu satmayı istemedim. İş sadece. Romalılardan ben de nefret ediyorum. | Open Subtitles | لم أشأ بيع هذا, هذا مجرد عمل أكره الرومان بقدر الجميع |
Kirâ sözleşmemi uzatıyorum ve Los Angeles'taki evimi de satmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | سأقوم بتمديد إقامتي هنا وأفكر في بيع منزلي في لوس أنجلوس. |
Bazıları bütün ikna çabalarına karşın ne olursa olsun topraklarını satmayı reddediyorlar. | Open Subtitles | بعض المواطنين رفضوا البيع بالرغم " " من الضغط عليهم ومحاولة إقناعهم |
Üç aya değin tavşanlarımı satmayı umuyorum. | Open Subtitles | خلال ثلاثة أشهر أتمنى أن نبدأ ببيع الأرانب |
Reet'e bir dahaki sefere gençlerden hangisine satmayı düşündüğünü sor. | Open Subtitles | اسأل ريت ما للامم المتحدة الصغار انه يخطط لبيع لالمقبل. |
- satmayı denemek istermi? | Open Subtitles | أعني، مذ أنه جيد جدًا، بأن يجرب بأن يبيع ؟ |
satmayı şimdi bırakamam, ama içmeyi bırakabilirim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أوقف بيعه الأن لكني أستطيع أن أوقف تدخينه |
Bölgemi fena halde böldüler, uyuşturucu satmayı bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد قسموا منطقتي بشكل سيء وأضطررتُ للتوقف عن بيع المخدرات |
Araştırma Merkezi'ne bilimsel örnek olarak satmayı deneyip yarı yarıya paylaşırız. | Open Subtitles | يمكننا أن نحاول بيع هذا لمركز البحوث كعينة علمية ونتقاسم المبلغ |
Ben sadece araba satmayı bırakıp emekli olmak istediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | قلت أننى أتمنى التخلص من بيع السيارات والتقاعد |
Ben sadece araba satmayı bırakıp emekli olmak istediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | قلت أننى أتمنى التخلص من بيع السيارات والتقاعد |
Hazırladığınız ilaçları satmayı hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل سبق لك أن فكرت في بيع العلاجات الخاصة للطيور؟ |
Ayrıca çalışmalarımı onları takdir edecek insanlara satmayı tercih ederim; rock yıIdızlarına değil. | Open Subtitles | وأنا أفضل بيع عملي للأشخاص التي تقدره ، وليس لنجوم الروك |
satmayı hiç düşünmedik ama sonra emlâkçınız arayıp birinin eve bakmak istediğini söyleyince... | Open Subtitles | لم نفكر في البيع ولكن السمسار اخبرنا بان هناك من يريد رؤيةالمنزل |
Ben gitmek isterdim ama alışveriş hastalığı ile ilgili bir seminere katılmam gerekiyor. Bir kaç bilet satmayı umuyorum. | Open Subtitles | أنا بودي أن أفعل ,و لكن يجب أن أذهب إلى ندوه إلزاميه أملاً ببيع بقية التذاكر |
Fox Medya Şirketi'ne, arkadaşının ölüm videosunu satmayı teklif ettiğin e-mail'in bir kopyasını bulduk. | Open Subtitles | حصلنا على النسخة بريد إلكتروني أخير أرسلت العرض لبيع الفيديو موت صديقك |
Konut piyasası ve bankalar kan kaybederken büyük pozisyonlardan sadece biri satmayı reddetti. | Open Subtitles | بينما استمرت اسواق الاسكان والبنوك في النزيف واحد فقط من المنتقصين الكبار رفض أن يبيع |
Bence asıl sır, sadece iki buçuk banyosu olan bir evi 600 bin dolara satmayı nasıl düşündükleri olmalı. | Open Subtitles | لا أقصد هل سـألتيها عن كيف يتوقعون بيعه ب 600 ألف دولار وفيه حمام ونصف ؟ |
Oysa gelecek 10 dakika içinde yarı fiyatına satmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | التي كنتُ على وشكِ بيعها بنصفِ السعر بالعشرةِ الدقائق القادمة؟ |
Onlara satmayı planlıyordun, bu masum ayakları da şüpheleri önlemek için... | Open Subtitles | خططتِ لبيعه لهم, و تصَنَّعتِ هذه السذاجة لئلا تقعي بموضع الشبهات |
Düşmanlarınızdan birine satmayı planlıyor. | Open Subtitles | معلومات يُخطط لبيعها لأحد اعدائكم. |
Sürpriz olmadı. satmayı reddedenlerden daha fazla oyla Don Holitzer seçildi. | Open Subtitles | حسنٌ، لا مفاجئات، غير الذين امتنعوا عن التصويت، لعدم رغبتهم بالبيع |
İşimi kaybedeceğim. Umarım çocuklar otobanda meyve satmayı becerirler. | Open Subtitles | سأفقد شغلي , هذه العائلة تريدني ان ابيع الفاكهة على الطريق |
Eğer aracı kurum satmayı taahhüt ettikleri miktarı satamazsa tıkanır kalırlar. | Open Subtitles | إذا البنك لم يستطع بيع السهم الذي تعهدوا ببيعه , فسوف يتخمون |
Onun kim olduğunu ve onu kime satmayı planladığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من يكون، ولمن يخطط أن يبيعه إياه. |
Hareket, her geçen nesille bölüp satmayı daha da kolaylaştırarak rezervasyonları yok etti. | TED | وهكذا تدمرت المحميات ممهدا الطريق لمزيد من تقسيم وبيع الأراضي مع مرور كل جيل. |
Zamanında Vauxhall Avustralya'da Senator satmayı düşündü. | Open Subtitles | باعت شركة (فوكسهول) سيارة للسيناتور الاسترالي |